Kırtasiye işletmecisi Obay: "Kırtasiyeciler iflasın eşiğine geldi"

​Geride kalan yılların aynı dönemlerinde en yoğun zamanlarını geçiren kırtasiyeciler, daha önceleri yaşanan müfredat değişiklikleri ve bu yıl Covid-19 salgınından dolayı zor günler yaşıyor.

Covid-19 salgını nedeni ile sadece kırtasiyecilerin değil bütün sektörün zarar ettiğini ifade eden kırtasiye işletmecisi Sedat Obay, esnafı mağdur eden ve iflasın eşiğine getiren en büyük nedenin müfredat değişikliklerinden dolayı çöpe atmak zorunda kaldıkları 10 binlerce kitap olduğuna dikkati çekti.

"3 ayda bir yapılan müfredat değişikliği 10 binlerce kitabı çöpe atmamıza neden oldu"

Obay, "3 ayda bir müfredat değişikliği, 5 ayda bir kitap değişikliği, binlerce kitabımızın çöp olmasına neden oldu. Eskiden müfredat değişikliği yapılacağı zaman kırtasiyeciler ve yayın evlerinin bir yıl öncesinden haberi olurdu ama son zamanlarda aniden yapılan müfredat değişikliği milyonlarca lira zarar etmemize neden oldu." dedi.

"Bir anda TEOK'un kaldırılması kırtasiye ve yayın evlerini milyonlarca zarara soktu"

"Kırtasiyecilerin sorunlarını kimse konuşmuyor" diyen Obay, müfredat değişikliklerinden dolayı en az 800 bin TL zarar ettiğini dile getirerek şu şekilde devam etti:

Millî Eğitim Bakanlığı 'TEOK sınavını kaldırdım' diyor. Olabilir kaldırabilirsiniz ama bunun bir yolu vardır. İnsanların zarar görmemesi gerekir. Bir yıl öncesinden TEOK sınavının kaldıracağını haber verir, bizler de bu kitapları ya iade eder yâda uygun bir fiyata satarız, ama bir anda TEOK sınavını kaldırılması demek kırtasiye ve yayın evlerini milyonlarca zarara sokmak demektir. Gün geldi YGS, LYS yapıldı, gün geldi TYT, AYT yapıldı, öyle şeyler olmaz. Kitap sektöründe binlerce insan, matbaa sektöründen şoförüne kadar herkes ekmek yiyor. Bundan dolayı yüzlerce firma battı.

"3 yıl önce 46 TL olan bir kitabı 30 kuruşa satmak zorunda kaldım"

İflasın eşiğinde ve eve ekmek götüremeyecek durumda olduğunu ifade eden Obay, "Bu kadar zarardan sonra ayakta duramadık, böyle gittiği sürece duramayacağız. Şu anda müfredatın ne olduğu nasıl olması gerektiği, ne yapılabileceğini kimse bilmiyor. Okulların açılıp açılmayacağını dahi bilinmiyor. 3 yıl önce 46 TL olan bir kitabı 30 kuruşa satmak zorunda kaldım, bunun gibi yüzlerce kitap bu şekilde satıldı.

En az 4-5 ton kitabı çöpe atmak zorunda kaldım veya geri dönüşüme verdim, bunlar faturalarda kayıtlı. LYS sınavını TYT yaptınız ne değişti? Kitapta, bir şey değişmedi 3-4 sayfa değişti. Bazı uyanıklar da sadece kitabın kapağını değiştirerek aynı kitabı piyasaya sürdü. Ben şu anda ayda 4 bin TL kira ödüyorum ve 8 aydır tefeciden para, altın veya dolar borç alarak senetlerimi ödemeye çalışıyorum, en büyük sorun pandemi öncesi alınan yanlış kararlardır. Bizi en çok alınan bu yanlış kararlar sıkıntıya soktu. 10 binlerce kitabı çöpe atmak zorunda kaldım." şeklinde konuştu.

"Kırtasiye sektöründe çalışanların ortak derdi A 101, ŞOK ve BİM mağazaları"

"Biz, yılın şu bir ayını bekliyoruz, belki çoluk çocuğumuza bir ekmek götüreceğiz ama bu firmalar yüzünden o bir aylık işi de yapamıyoruz." diyen Obay, 3 firmanın Türkiye'de tekelleştiğine dikkati çekerek, "Ülkemizde kırtasiye sektöründe çalışanların ortak derdi 'A 101, ŞOK ve BİM' mağazalarıdır. Tekelleştirdiniz ülkeyi, biz senenin 9 ayı boş oturuyoruz, 1-2 ay çalışacağız. Ben, fotokopi kâğıdının topunu 18 TL'ye alıyorum. A 101 ve BİM, fotokopi kâğıdı topunu 14 TL'ye satıyor, bu nasıl olacak? 3-4 firma tekelleşti, bizler ise hiçbir iş yapamıyoruz. Bütün pazarı 3 firma yiyor, geride kalan 10 binlerce insan aç kalıyor." ifadelerini kullandı.

İLKHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Eğitim Haberleri

Okullarda yeni dönem: Kıyafet yönetmeliği değişti
20 bin öğretmen ataması sonuçları açıklandı
9 günlük ara tatil bitti: 20 milyon öğrenci okula döndü
Uzmanlar uyardı: Otorite eksikliği akran zorbalığını tetikliyor
HÜDA PAR: MEB'in verdiği ücretsiz kaynakların çeşitliliği ve içeriği zenginleştirilmeli