Uluslararası Yazarlar Sanatçılar Araştırmacı Gazeteciler Derneği (UYSAD) Başkanı Mehmet Sıtkı Aloğlu, kitap okumanın önemine değinerek, kitap okuma alışkanlığının başta öğrenciler olmak üzere tüm insanlara kazandırılması gerektiğini söyledi.
Öğrencilik yıllarında Şanlıurfa’da bulunan tek kütüphanenin hayatının bir parçası olduğuna değinen Aloğlu, günümüzde kütüphanelere rağbetin azaldığına dikkat çekti.
Öğrencilere ve gençlere kitap okuma alışkanlığının kazandırılması için yerel yönetimlerin destek sunması gerektiğini belirten Aloğlu, öğrenciler, kadınlar ve emekliler için ayrı kütüphaneler kurulması gerektiğini söyledi.
Günümüzde kitap okuma oranının çok düştüğünü ifade eden Aloğlu, “İnsanlarımız hazıra konmaya, hazır ve ithal fikirler almaya gayret ediyorlar. Bunun için yerel yönetimlerin çok gayret ederek halka kitap okuma özelliğini benimsetmesi gerekir. Kitap okuma kampları, kitap okuma kafelerinin kurulması lazım. Kitap okuma özelliğinin özellikle öğrenciler arasında yaygınlaştırılması gerekir.” diye konuştu.
“Öğretmenlerin öğrencilerini alarak topluca kütüphanelere gitmesi lazım”
Geçmişe oranla kütüphane sayının arttığını belirten Aloğlu, “Eskiden Urfa'da bir kütüphane vardı. Kütüphaneden akşama kadar çıkmazdık. Dersteyken ‘Okul bitse de bir an önce kütüphaneye gitsek.’ derdik. Şu anda, Şanlıurfa’da 20'nin üzerinde kütüphane var. Bakıyorum öğrenciler kütüphanenin içerisinde fazla yoklar. Mutlaka kütüphanelere gelen vardır ama yeterli değildir. Öğretmenlerin öğrencilerini alarak topluca kütüphanelere gitmesi lazım. Öğretmenlerin öğrencilere okuma zevkini aşılaması lazım. Öğretmenler, çocuklara ev ödevi vererek 'Şu kitabı okuyun özetini çıkarın; teması, önsözü ve özeti nedir?' demesi gerekir. Bunun yanında yerel yönetimlerin, belediyelerin yaptıkları çalışmaların üzerine çıkarak farklı meşguliyet çalışmaları yapmaları lazım. Gerekirse emeklilerin, bayanların, genç çocuklar için kütüphanelerin kurulması lazım. Kitap festivallerinin düzenlemesi, bu festivallerde, şairlerin şiirler okuması lazım. Bu gibi etkinlikler gençlerimizin okuryazarlıklarını artırır.” ifadelerini kullandı.
"İnsanlar okuyarak gelişirler"
Öğrencilik yıllarından bazı öğrencilerin hatıra defteri tuttuğuna işaret eden Aloğlu, “Eskiden çocuklarda ‘hatıra defteri’ tutma alışkanlığı vardı. Bunu geliştirmek lazım. Hatıra defteri tutma alışkanlığı çocuğun ileriki zamanlarda okumaya ve yazmaya karşı olan meylini arttırır. Kitap okumak insanın ruhunu ve benliğini açar. Kitap ruhun gıdasıdır. Peygamber Efendimizin Rabbimizden aldığı ilk emir ‘oku’ emridir. Neden kitap okumak önemlidir? İnsanlar okuyarak gelişirler. Eğer biz okumazsak nasıl öğreneceğiz? Okumazsak nasıl öğreteceğiz? Hem okuyacağız hem de okutacağız. İnsanlığa okumayı öğreterek ilmin gelişmesine vesile olacağız.” ifadelerini kullandı.
“Kitap okumak insanı evrensel yapar”
Kitap okumanın insana hayatı öğrettiğine dikkat çeken Aloğlu, “Geçmişte Harran Üniversitesine baktığımız zaman; burada İbn-i Teymiye ve nice büyük âlimler yetişmiştir. Bunu önemsememiz lazım. Mevcut Harran Üniversitesi de buna cevap veriyor ama kapasitesini daha da artırması lazım. Kitap okumak insanın adabı muaşeretini ile ahlakını düzeltir, evrensel yapar. Bunun haricinde Anadolu kültürü ile yaşıyoruz. Anadolu kültürü ile din kültürümüzü ve ahlakımızı birleştirmişiz, bu şekilde hayatımıza devam ediyoruz. Bunu birleştirerek yaşamak aranılan en önemli kaidedir. Bütün dinler toplum için çıkmıştır. Bütün inançlar toplum inancıdır. Ateistin de bir inancı var, o da evrenseldir, o da toplum ahlakı üzerine çalışır, ama Allah’ın dini olan semavi dinlerde insani değerler, toplum ahlakı farklıdır. Bugün namus değerlerimizi biz İslam’dan alıyoruz. Bugün aile hayatının parçalanmasına neden olan ahlaksızların artık bertaraf edilmesi lazım. Okuyarak, kendimizi geliştirerek, ahlaki değerlerimiz, adabı muaşeret ve toplum ahlakını geliştirmemiz gerekir. Okulda çocuklara ahlakı, evde kadın ve erkek ilişkilerindeki resmiyet ahlakını, sokakta alışveriş ahlakını, siyaset ahlakını, medya ahlakını bile geliştirmek gerekir. ” diye konuştu.
“Kendi özümüze uygun kitaplar okumalıyız”
Okuyucunun kitap seçerken dikkat etmesi gereken hususlara değinen Aloğlu, “Kitap okumaya karar veren bir insan önce okuyacağı kitabın yazarına bakmalıdır. Bu yazar nasıl bir yazardır? Yazarın düşüncesini bilmesi lazım. Ayrıca yazarın biyografisine ve kitabın önsüzüne bakması lazım. Ona göre kitabın kendisine ne verip, ne vermeyeceğine karar vermesi lazım. Eğer kişi bu konuda yeterli yeteneğe sahip değilse; onun öğreticileri, rehberleri ona, ‘Oğlum sen şu kitabı oku’ diyebilmelidir. Biz ortaokul sıralarında Ömer Seyfettin'i okumakla başladık. Reşat Nuri Gültekin'in ‘Çalıkuşu’ kitabını defalarca okuduk. Bugün gençlerimize Fransız, İngiliz ve Amerikan kültürü yansıtan yazarları okutmak Anadolu genci için uygun değildir, bunun karşısındayız. Okullarda bile uluslararası ecnebi kitaplar okutuluyor. Bu Anadolu çocuğunun İslam ahlakını bozar. Önce kendi özümüze uygun kitaplar okutmalıyız. Önce kitapla insan olmayı öğretelim. Dinin ne olduğunu, ahlakın ne olduğunu, milliliğin ne olduğunu öğretelim. Millilik nedir? Millilik, öz değer demektir. Milliliği benimsemeyen bir çocuğa Sen Fransız kültürünü anlatan bir kitabı veremezsin. Yoksa o çocuk o kitabı okursa Fransız kültürünün etkisinde kalır ve içimizdeki Fransızlardan olur.” ifadelerini kullandı.
“Bir toplum okumadığı zaman; o toplumu önderleri yönlendirir”
Bir toplum okumadığı zaman o toplumun önderlerinin insafına kaldığını hatırlatan Aloğlu, “Bilgiyi temin etmek için okumak gerekiyor. Bilgi sadece okumakla da elde edilmez. Tecrübe, gezi, inceleme, araştırma bunlar hepsi birleştiği zaman bilginin doğruluğuna ulaşılır. Bir toplum okumadığı zaman; o toplumu önderleri yönlendirir. Toplumun önderi eğer doğru çizgide ise doğru yönlendirir; eğer yanlış çizgide ise o toplumu yanlış yönde yönlendirir. Mesela o toplumu yönlendiren insanla, kitaptaki kaidelerin örtüşmesi gerekir. Eğer kitabi değerlerle örtüşmüyorsa o zaman o toplum önderinin düşünceleri yanlış düşüncelerdir. Bugün siyaset ekolü de toplumu yönlendiren bir ekoldür. Nedir siyasi ekolü? Doğru olan şeyleri, farklı farklı zeminlerde, insanlara farklı metotlarla uygulayarak insanları kendi tarafına çekmektir. Örneğin bunu biraz daha pratiğe dönüştürdüğümüz zaman ne diyoruz, ‘Siyaset toplumu yönetme sanatıdır.’ Eğer toplumu yöneten insanlar bilgisiz, birikimsiz ve dünya görüşünden yoksun ise kendi dininden, özünden uzak insanlarsa o toplumu kargaşaya götürürler, toplumu yanlış yönlendirirler.” dedi.
“Kitap okuyan insanlar kendini geliştirmiş insanlardır”
TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasallaşan asılı kitap ve süreli yayınlardaki KDV oranının sıfırlanması ile ilgili düşüncelerini aktaran Aloğlu, bu durumun kitap fiyatlarının düşmesine vesile olacağını söyledi.
Kitap fiyatları konusunda da yerel yönetimlere büyük işler düştüğüne dikkat çeken Aloğlu, “Zaten kitap fiyatları düşüktür. Bugün birçok kitap maliyetinden daha aşağıda satıldığını görüyoruz. Tabi bazı önemli, kendini kabul ettirmiş yazarların kitaplarına yayın evleri tarafından tahdit konulmuş. Bu yayın evlerinin fiyatlarını yeniden gözden geçirmeleri gerekir. KDV sıfırlanırsa; 15 lira olan kitabın 12 liraya düşeceği demektir. Biraz daha destek olunursa; o kitap 10 liraya da düşer. Biz yazarlarımız için imza günü düzenlediğimizde kitapları 10 liradan veriyoruz. Bugün 10 liraya kafelerde 2 çay içiliyor. Bu kitap fiyatının çok pahalı olduğunu göstermez. Yerel yönetimlerin kitap okuma konusunda destek vermesi gerekir. Bugün yerel yönetimler yere taş döşerken; insan beynine de kitap okuma özelliğini döşemesi lazım. Kitap okuyan insanlar kendini geliştirmiş insanlardır. Kitap okuyanlar gelişmişliklerini gençlere aktarması bilgiyi saklamaması gerekir.” diye konuştu.
İLKHA