Teknoloji çağı diye adlandırılan bu zamanda, raflarda koleksiyon haline getirilen, kitapların açılıp okuma yerine, zamanların çoğunun sosyal medyada harcandığı bir gerçektir.
İlke Haber Ajansı’na konuşan Eğitimci-Yazar Ayhan Aktan, özellikle gençlerin sosyal medyada harcadığı zamanı kitap okumaya vermeleri gerektiğini belirterek, kitap okumaya teşvik amaçlı etkinliklerin düzenlenmesi gerektiğini vurguladı.
“Gençleri sosyal medyanın tuzaklarından uzaklaştırıp bilinçlenmesi ve sorumluluklarını yerine getirebilmesi için kitap okumaya yöneltmeli ve kitabı gençlere sevdirmeliyiz.” diyen Aktan, kitaplardan uzak bir hayat sürdüren gençleri, kitap okumaya teşvik etmenin yöntemleri ile ilgili İLKHA muhabirinin sorularını yanıtladı:
Bu zamanda gençlerin kitaplara bakışı ve kitaplar ile araları nasıl sizce?
“Gençlerin kitaplarla belli bir zaman aralığı geçirmeleri ya da kitapları tanımaları biraz zaman ister. Bugünkü yeni nesil dediğimiz gençlerin sorumsuz, daha fazla duyarsız davranmasının en büyük nedeni kitaplardan uzaklaşmasıdır. Kitaplardan hızlı bir şekilde uzaklaşan nesil, zamanını başka yerlerde geçirmeye başladı. Kitap sevgisi aşılanmadan, kitaplar tanıtılmadan teknolojik ürünler olan televizyon, akıllı telefon, bilgisayar ve tabletler ile tanıtıldı. Bu ürünler boş zamanlarına yetti, hatta arttı bile. Gençlerimiz kitap okumadan, kitapla tanışmadan, kitaba zaman ayırmadan okulları bitirebiliyor, üniversiteleri bitirebiliyor. Maalesef kitaptan uzak nesil kendinden de uzak oluyor.”
Gençler kitap okumaya nasıl teşvik edilmeli, nereden başlamalı?
“Şu anki bilim araştırmacılarının tespitleriyle de sabittir ki, bir insanın ahlaki ve dil yapısı anne karnından başlar. Çocuğun kitabı sevme alışkanlığı ailede başlar. Çocuk ailesinde tek bir kitap görmemişse, evin her bir odasında bir televizyon görmüşse, hızlı internete erişimin çok hızlı olduğu bir evde yetişmişe, çocuk için kitap ürkütücü, korkutucu olacaktır. Ama ailede kitap okuyanlar varsa, kitabı merak eder, ilgi alanına koyar. Yani kitap sevgisi ailede başlar. Gençlerin kitap okumaya teşvik edilmesi için, ilk önce ailenin kitaplarla arasını düzeltmesi lazım.“
Peki, sizce hangi kitapların okunması lazım, ne tür kitaplar tavsiye ediyorsunuz?
“Bütün kitaplar okunsun diye yazılmıştır. Bütün kitaplar okunmalıdır ancak, bilen bir kişi tarafından önerilen kitaplar okunmalı ve bir kontrolör tarafından takip edilmeli. Her kitap okunmaya değerdir ama, her kitabı herkes okuyamaz. Bunun bir sırası, bir yöntemi vardır. Benim kanaatimce insan okuduğu kadardır. Kaç kitap okumuşsanız kaç kitaptan ne kadar anlamışsanız kıymetiniz o kadardır, daha fazla olamazsınız. Zamanımız kitap okuyucusundan çok, yazanın olduğu bir devirdir. Neredeyse hiç kitap okumamış birisi dahi kes, kopyala, yapıştır yöntemiyle bir kitap yazabilmiş. Yazanın çok ama okuyanın çok az olduğu bir memlekette kitap okuma işi biraz zor ve zahmetlidir.”
Kitap okuma işinin bir bilen tarafından kontrol edilmesi gerektiğini söylediniz. Peki, bu işte kime sorumluluk düşüyor, kimin bu işi yapması lazım?
“Özellikle eğitimciler, öğretmenler bu işte kendini sorumlu tutması lazım. Adeta kitapların reklamını yapmalı, çarşı pazara çıkarken, elinde kitap olmalı, okula giderken yanında kitap bulundurmalı. Kitabın reklamının yapılması, okuyucunun da tavsiye etmesi gerekir. 7 yıla yakındır benim kütüphanemden isteyen istediği kitabı alabiliyor ve getirmeye de biliyor. Bir kitaptan yaklaşık otuz tane almışım. Bu beni mutlu ediyor yani demek ki otuz kişi okumuş bu kitabı.”
Gençleri kitapla tanıştırmak için neler yapılabilir?
“Bu konuda okulda öğretmelere, evde ebeveynlere, diğer yandan STK ve derneklere ciddi görevler düşmektedir. Şehirlerde okuma etkinlikleri düzenlenebilir, okuma evleri açılıp gençleri buraya çekerek kitapla tanıştırabiliriz. Ücretsiz olarak götür, oku ve getir şeklinde yöntemler kullanılabilir. Yeni basılmış kitaplar, afişlerle ve vitrinlerin en önlerine indirilerek tanıtılabilir.”
Gençler kitap fiyatlarından memnun gözükmüyor. Bu konuda ne yapılabilir?
“Bugün dünyada en pahalı kitap Türkiye’de satılmaktadır. Hem kağıdın, hem kitaba ulaşmanın pahalılığından dolayı kitabın fiyatı uçuyor adeta. Komşumuz İran, kitabın en ucuz olduğu ülkedir. Kitabın pahalı olması kitabı okumayı da azaltıyor. Geçen gün 5 kitap aldım 40 TL tuttu. Bir öğrenci için bu fiyat bayağı yüksek. Bence yayıncıların da, yazarların da bu işe el atıp fedakârlık yapması gerekiyor. Kitabın sözü değerli ve kaliteli ise, kapağına- kâğıdına o kadar değer verilmeden basılmalıdır.”
Son olarak ne demek istersiniz?
“Sizin yaptığınız bu çalışma da kitap okumaya yönelik bir teşviktir. Son olarak gençlerimize de şu tavsiyede bulunmak istiyorum; Kitap okurken bir bilen kişiye danışmalısınız. Bir bilen kişinin kontrolü dâhilinde kitap okumaya devam edin. Teşekkür ederim. Allah razı olsun.” (Ömer Faruk Aydın/Aydın Eren - İLKHA)