MARDİN - Kızıltepe (Qoser)'de bulunan Mustazaflar Cemiyeti şubesi, düzenlediği bir programla dünya mustazaflarını andı.
Program hafız A.Aziz Özgün'ün Kuran-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından Kızıltepe Mustazaflar Cemiyeti Başkanı Yusuf Beken'in yaptığı selamlama konuşmasıyla program devam etti.
Günün anlam ve önemine binaen Fesih Memiş hoca Kürtçe bir konuşma gerçekleştirdi.
Memiş konuşmasında "Değerli bacılarım ve kardeşlerim, tevhid mücadelesi, iman ve küfrün, hak ile batılın mücadelesi Âdem (as) babamızdan gelmiş ve kıyamet gününe kadar devam edecektir. Biraz düşünelim, acaba biz Tevhid ve Şirk mücadelesinde neredeyiz, nerede yer tutmuşuz. Biz her zaman hak davası üzerinde olmalıyız. Tarih içerisinde kendi hükümlerini Allah-u Teâlâ'nın emirlerinden büyük gören bazı müstekbirler, mazlum halkın üzerine hâkim, başkan oldular. Ve bunlar mazlum halka zulümler yaptılar. Bunlardan birisi de İran-Irak savaşından sonra 16 Mart 1988 yılı, zalim Saddam büyüklerinden emir alarak Halepçe'de büyük bir katliam yaptı. Resmi rakamlara göre beş bin insan, diğer rakamlara göre 11 bin 450 insan ve gayri resmi rakamlara göre, belki daha fazla insan can verdi" şeklinde konuştu.
Konuşmanın ardından program sanatçı Mustafa ve Özcan'ın ezgileriyle devam etti.
Araştırmacı yazar Mahmut Kılınç hoca Kürtçe bir şiirle beraber, Şeyh Ahmet Yasin'in meşhur vasiyetini Kürtçe okuyarak herkesi duygulandırdı.
Araştırmacı-Yazar ve TV programcısı Özkan Yaman ise günün önemine ilişkin Türkçe bir konuşma yaptı. Konuşmasında mustazaf kavramı üzerinde duran Yaman "Mustazaf zayıf bırakılandır. Söylemesi gibi anlaması da zordur. Kuran-ı Kerim'de dört çeşit mustazaf geçiyor, dört farklı mustazaf var. Birincisi kadınlar, yaşlılar, esirler, elinden hiçbir şey gelmeyenler, sadece dua edenler. İkincisi zayıf bırakıldıklarının farkında olmayanlar. Biz mustazaf olup olmadığımızı bile bilmiyoruz. Hepimizin cebinde para da var, evi de var, yani biz hangi hakkımızın alındığını bilmiyoruz. Bu yüzden biz ikinci gruba daha yakınız. Alışmışlar, kendilerine nasıl bir yol çizilmişse o şekilde yaşıyorlar. Bugün biz buna "dünyevileşme" diyoruz. Zaten şu anda mustazaflık konuşulacaksa, mustazaflığın dünyevileşme tehlikesine karşı konuşulması lazım. Üçüncüsü, mazlumlar, fakirler, muhtaçlar, zulme karşı bir şeyler yapmak istiyorlar, ama "Elimizden bir şey gelmez" diyorlar. Dördüncü sınıf ise mazlumlar, ama çaresiz kalmayıp direnenler, bir şeyler yapmak için çabalayanlardır" ifadelerini kullandı.
Programı Melle Şehmuz Karaalp'ın okuduğu dua ve munacaat ile son buldu. (Masum Erden - İLKHA)