AİLE YUVASI
Düğünde kız tarafının aşırı isteklerinden bunaldığını söyleyen okuyucumuz şöyle soruyor:
“Maddi durumumuz öyle çok iyi değil ama Allah'ın verdiğine şükür, geçiniyoruz. Oğlumuzu iki aydır nişanladık. Nişanda iki bilezik takacaksınız dediler. Tamam dedik. Düğünde ise yüz elli gram altınla beraber dört burma bilezik bir metre zincir ve ayrıca set alacaksınız dediler. Biz yüz gram altın isterler zannediyorduk, onu da mehir sayarız diye düşünmüştük. Bunu kendilerine söyleyince kıyameti kopardılar. Düğün hazırlığı için de on bin lira para istemişler. Oğlumuz, özel bir işte çalışıyor, öyle aşırı bir maaş da almıyor. Bazen kızıyorum, herhalde niyetleri kızlarını vermek değil, nereden bulaştık bu işe diyorum. Daha ev eşyası var düğün salonu masrafı var, şunu bunu düşününce altından nasıl kalkarız bilmiyorum. Mecbur bir sürü borç altına gireceğim. Kız tarafı da güya dindar bir aile. Bu nasıl dindarlık şaştım kaldım.”
Çevremizde çok büyük felaketler yaşanırken, dünyada despot zalimler kardeşlerimizin üzerine devasa hile ve tuzaklar kurarken bizim kendi kendimize sıkıntılar çıkarmamız ne kadar da üzücüdür. Halbuki, Müslümanlar olarak hepimizin büyük düşünmesi ve birbirimizi maddi manevi koruyup desteklememiz gerekmez miydi?
Arakan başta olmak üzere Yemen, Suriye, Irak gibi bir çok İslam coğrafyasında evini yurdunu, yakınını ve hayallerini kaybetmiş yığınlarla mağdur, mahrum ve mustazaf müslümanın aç, garip ve mazlum haline şahit olurken, onların gözyaşlarını izleyip, iniltilerini duyarken kalkıp, yeni hısım ve akraba olmuş kimseleri masrafla, borçla, dertle boğar gibi davranmak hangi insaf ve iz'anla izah edilir, anlayan beri gelsin.
Bir de okuyucumuzun sonda belirttiği dindarlıkla zorluk arasındaki çelişki. Ki gerçekten bunun üzerine ne söylense azdır.
Bu din kolaylık dinidir. Rabbimiz ayet-i kerimelerde şöyle buyurur:
“O sizi seçti ve dinde sizin için bir güçlük kılmadı.” (Hac 78)
“Allah sizin için kolaylık diler, zorluk dilemez.” (Bakara 185)
"Zorlukla beraber kolaylık vardır. Evet, zorlukla beraber kolaylık vardır." (İnşirah 5-6)
Allah'ın Resulü(sav) de bir çok hadis-i şeriflerinde kolaylaştırmayı emretmiştir: "Muhakkak ki din kolaylıktır." (Nesai, İman, 28)
“Allah-ü Teala, satın alırken, satarken, borcunu öderken ve borcunu isterken kolaylık gösteren kişiyi Cennet'e koysun!” (Ahmed b.Hanbel 1,58)
"Kolaylaştırınız! Zorlaştırmayınız! Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz! Birbirinizle anlaşın, iyi geçinin, ihtilâfa düşmeyin!" ( Buhârî, İlm 12, Edeb 80; Müslim, Cihad 6, 7, 1732-1733)
Ve öncesi sonrasıyla düğün dediğimiz süreç, tam da bu emirlere ne kadar uyacağımızı ortaya çıkaran imtihan günleri olsa gerektir.
Evet mehirle ilgili bir sınır konmamıştır. Ayetin hükmü açıktır: "Kadınlara mehirlerini cömertçe verin. Eğer ondan gönül hoşluğu ile size bir şey bağışlarsa onu âfiyetle yeyin." (Nisâ 4)
Hatta Hz. Ömer'in mehir için bir sınır belirleme gayesiyle; "Kadınlara mehir verirken aşırı gitmeyin..." dediğinde bir kadının "Bir eş yerine başka bir eş almak isterseniz, birincisine bir yük altın vermiş olsanız bile, ondan bir şey almayın..." (Nisâ 20) ayetini hatırlatıp itiraz etmesi üzerine halife geri adım atmıştır.
Ancak anladığımız kadarıyla okuyucumuz mehir için bu zamanda ortalama bir miktar gibi görülen yüz gram altına zaten razıdır. Yine geliri iyi olsa, istenenden fazlasını da alacağını ima etmektedir. Karşı tarafın bunu bildiği halde fazlaca talepte bulunmasına sitem etmektedir ve bu konuda anlayış beklemekte haklıdır.
Efendimiz(sav) bakın ne buyuruyor: “Kadınların en hayırlısı mehri kolay olandır.” (Ebu Davud, Hakim, İbni Hibban, Beyhaki)
Külfeti, zahmeti hiç umursamayıp kendimiz için değil kızımızla oğlumuzun geleceğini düşünüyoruz demek de çok hikmetli bir yaklaşım değildir.
Düğün masraflarının fazlalığı yüzünden evlenemediğini veya geç evlendiğini söyleyen nice gençle karşılaşıyoruz. Peki bu yüzden yaygınlaşan kimi günahlar da üzerine eklenince bütün bunlara sebep olanlar, nasıl bir vebal yüklendiklerinin farkındalar mı acaba?
Dua bekleriz.