Öfkeli ve havalı hallerde kullanmak üzere fransızcadan geçmiş, “komple” diye bir kelime var. Vicdanın, iz’anın ve insafın terk-i diyar ettiği devranda da mezkûr kelime zulümâta nâ’t oluveriyor.
Hani eskiden “cümlesi” veya ‘kâffesi” diye müsta’mel idi ya, misâlen; ‘bir belde-yi ma’sumede bir bâği zuhur eylediğinde orada meskûn ahalinin cümlesine meşkûk muamelesi reva görülürse, zinhar kâffesine zulmedilmiş olur.’
‘Komple Satılık’ gibi küllî ifadeler bir yana şimdilerde yine ‘komple suçlular’ gibi bir tavrı da bu sözcük karşılıyor.
Algı mühendisliğinin esası olan kelimeler ve nosyonları organize etme işi de komple zıvanadan çıkmış vaziyette.
Mülakatların ve güvenlik soruşturmalarının gelecek nesillere bırakacağı yüklü bir tragedya oluşuyor.
Trajedi, “keçi türküsü” demekmiş. Bizdeki “keçileri kaçırmak” deyimini de burada rahatlıkla kullanabiliriz.
‘Filan yakının hakkındaki şu iddia yüzünden, bu kadro için güvenli değilsin yani siz ailecek komple suçlusunuz.
Suçun şahsîlîği denilen manzume, şahsî suçlar içindir, yoksa ailende devletin şahs-ı manevîsine karşı hakkında iddia bulunun eşhas olduğu sürece komple asi, komple zanlı, komple tehdit ve komple mücrimsiniz.’
Bu sözün pratiği ile işinden edilen, hakkı teslim edilmeyen, kapılar yüzüne kapatılan insanlar ne olacak? Komple ahlarını ve günahlarını alınca devlet daha mı güvenli olacak?
Geçen gün konuğumuz, şu anda adliyelerdeki toplam ceza dosyası sayısının 7,5 milyon olduğunu söylüyordu. Bunu davalı, sanık vs. ile çarpınca 45 milyonu geçtiğini, bunun da ülkedeki herkesin komple mahkemelik olduğu anlamına geldiğini belirtiyordu.
Kimsenin kompleks filan yaptığı yok, yalnız komple bakışların değişmesi şart.
Çünkü insanlar geçmişteki bir eylemleri, bir tercihleri veya bir hataları yüzünden komple reddedilip bütün bütün cezalandırılırlarsa memleket komple cezaevine döner.
Komple bir hukuk tutulması yaşıyoruz diyen de komple haksız değil.
Bir şekilde karısını boşamış adama adeta her hâlükârda ömür boyu komple nafaka ödetmek, mevzu ne olursa olsun kadının beyanı komple yeterlidir demek başka nasıl izah edilebilir ki?
İçinde şapka kanununa muhalefet edene cezanın da öngörüldüğü bir acayip sistemi kutsayıp halkın ortak dinini devletten komple tecrid eden zihniyetten hâlâ aşırı ürkerek memleket idare etmek de öyle.
İslam ile yoğrulan bedeni, müspet milliyetten komple menfî unsuriyyete doğru hızla yuvarlamak isteyenlere karşı lakayt olmak da bir garip tutulma..
Sonra ekmeğimizi çalıyorlar gibi bir şeytan ıslığıyla üfleyip coşarken Suriye’li muhacirin hepsini komple savaş kaçağı, komple zararlı gören kafatasına ne demeli?
Peki bir yandan, “Ecdadımız Osmanlı” diye nakaratlar döşeyip öte yandan Osmanlı’nın alfabesi olan Arapça harfleriyle yazılı tabelaları komple kaldırmayı vaad eden gayretli zatlara ne oluyor?
Başka bir husus daha var. Bir zamanlar köyler boşaltılırdı, şimdi ise köylerin kendi isteğiyle komple boşalması ne kadar da ürkütücü bir sosyoloji.
Çünkü bu devasa değişim, kitleleri, komple tüketicilik, komple bireysellik, komple birbirinden kopuş başta olmak üzere, kendi medeniyetini terk etmiş şehirlerin bütün sorunlarıyla yüz yüze getirmek demek.
Ve bankaları kurtaralım derken, inşaat sektörü gibi geçimin ve piyasaların belkemiği olan alanları komple faize kurban etme iddiası.
Bu, ticareti komple tanzime çekmekten çok daha vahim gözüküyor.
Neyse, komple pest zaviyeden de sarf-ı nazar lazım.
“Hep birlikte(komple) Allah'ın ipine sarılın ve ayrılığa düşmeyin.”(Al-i İmran 103)