VAN - 2011 yılında yaşanan Van depremlerinde yüzlerce kişi hayatını kaybetmiş, binlerce kişi ise yaralanmıştı. Yaşanan depremlerin ardından sokakta kalan halk, bunun üzerine konteynerlere yerleştirilmişti.
Birçok konteynerkent daha önce boşaltılırken, Van İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD), 14 Haziran'da bütün koyteynerlerin boşaltılacağını bildirmişti. Dün, koyteyner kentlerde oturma süresinin son günüydü.
Bazı konteynerler kaldırılırken gidecek bir yeri olmayan vatandaşlar yine konteynerlerde kaldı. Ama bu kez de elektrikleri kesilen halk, karanlıklar içerisinde bırakıldı. Konteynerlerde bulunan ocakların elektrikle çalışması nedeniyle vatandaşlar, yemek yapamadı. Kimi vatandaşlar piknik tüpü ile idare etmeye çalıştı. Karanlık olması nedeniyle küçük çocuklar geceyi korku ile geçirdi.
Duruma tepki gösteren Urartu Konteyner kent halkı, kendilerine bu hali reva görenleri Allah'a havale ettiklerini söylediler.
"Yıkım kararı almış evime yerleşeceğim!"
Bundan sonra ne yapacaklarını bilmediğini söyleyen Şefik Çarur, ağır hasar almış bir evinin olduğunu ve mecburen oraya gideceğini söyleyerek, başına gelecek herhangi bir olay halinde bunun vebalinin başbakan ve valiye ait olduğunu ifade etti.
Özürlü çocukları nedeniyle kimse ev vermiyor
4 özürlü çocuğuyla ulu orta kalan Güllü Durmuş ise kendisinin de konteynerden çıkmak istediğini; ancak özürlü çocukları nedeniyle kimsenin kendisine kiralık ev vermemesine isyan etti. Yetkililere sitem eden Durmuş, "Allah böyle mi buyurmuş? 4 özürlüm var. Sabahtandır açlıktan öldüler. Bu kanun mudur, bu mudur devlet? O zaman bizi vatandaşlıktan çıkarsınlar, biz de başka bir devlete gidelim. Bu nasıl bir rezalettir. Buradan başbakana sesleniyorum. Bize sahip çıksın. Başbakan kimseyi dışarıda bırakmayacağını söyledi. Bu mudur o söz? Bize bir çare bulsunlar. Allah'tan korkmuyorlar mı? Nasıl olsa evleri rahat, niye ilgilendirsin ki onları? Eğer vicdanları olsaydı bizi bu karanlıkta bırakmayacaklardı. Özürlülerin annesi olarak onları havale ediyorum." dedi.
"Bize öncelik tanınsın"
Ev aradığını ancak 5 çocuğunun olması nedeniyle kendisine kiralık ev verilmediğini söyleyen Güler Aşar ise, sokakta kaldıklarını söyleyerek verilecek TOKİ konutlarından konteynerkent sakinlerine öncelik tanınmasını istedi.
"Biz de konteynerlerde kalmak istemiyoruz; ama…"
İnsanların burada mecburiyetten kaldığını söyleyen Osman Aşar, "Buradaki insanlar mağdur insanlardır. Eğer mağdur olmasalardı konteynerde kalmazlardı. Buradaki konteynerler Suriye'den gelen mültecilere gidiyor. Kendim de nakliyecilik yaptığım için biliyorum. Kilis'e, Gaziantep'e, Şanlıurfa'ya, Ceylanpınar'a… her tarafa gönderiliyor. Suriyeli vatandaşlardan bizim ne eksiğimiz var. Biz Suriyeli kardeşlerimizi yaşadıkları olaylardan dolayı hiçbir zaman yadırgamıyoruz; ancak buradaki konteynerleri onlara göndermek istemiyoruz. Onlar da mağdur biz de mağduruz. Bize öncelik tanınmalı. Çünkü biz Türkiye vatandaşıyız. Su yok, elektrik yok. Bize başka bir yer bulsunlar ya da başka bir yere yönlendirsinler" diye konuştu.
Yaşanan duruma tepki gösteren Fevziye Ateş ve Ali Çetin de kendilerine uzatılacak bir yardım eli beklediklerini ifade ettiler.
"Biraz daha sabredemez miydiler?"
8 nüfuslu Özer ailesinin reisi Felemez Özer de kendilerine kiralık evin verilmediğini söyledi. Yetkililerden, başlarını sokacak bir yer buluncaya kadar birkaç ay beklemelerini rica eden özer, "Bir ay daha sabredemez miydiler? En azından kura çekilene kadar. Halen deprem oluyor. Geçen gün artçı bir deprem meydana geldi. Tamam, konteynerleri kaldırsınlar, biz de konteynerlere kaldırmalarını istiyoruz; ama 2 bin 500 TOKİ boştadır. Bu insanlar dışarıda perişan bir şekilde kalmışlar. Bunlara bir el uzatılsın. Bir gün içimize gelip derdimizi sorsunlar" ifadelerini kullandı.
"Suriyelilere yardım eden devlet bizi de görsün"
Yetkililerin öncelikle kendi halkına el uzatması gerektiğini söyleyen Yıldız Açıkel ise, "Bu halk hepsi perişandır. Bu çoluk çocuk hepsi aç kalmışlar. Neden Suriyelilere el uzatıyorlar da kendi halkına el uzatılmıyor. Daha artçı depremler devam ediyor. Konteynerdeyken kaçıyoruz. Evlere gireceğimiz zaman ne yapacağız. Cumhurbaşkanına, başbakana yetkililere sesleniyorum. Bize yardım etsinler. Ahırları yıkılan insanlar bile TOKİ de konut çıkmış. 7 tane çocuğum var, kimse ev vermiyor. Ne yapayım? Çocuklarımı mı öldüreyim? Hiçbir gelirim yok" şeklinde konuştu. (Fırat Arslan/Murat Dalgın - İLKHA)