Her gecenin ardından gündüzün vuku bulması, her kışın ardından ilkbaharın canlanması, her kuraklığın ardından yağmurun yağması... Aslında kâinattaki kanunlar: Allah'ın ilmiyle bizlere lisan-ı hâl ile der ki; her karanlığın ardından bir ışık, her hüznün ardından bir sevinç vardır..
Biz de sizleri Allah'ın Rahman ve Rahim esmalarıyla müjdeliyoruz ki Hakk’ın rahmeti tüm kullarının üzerinde tecelli edecek ve bu veba onun izniyle bitecek inşallah. Zira ümmet üzerinde tecelli eden tüm imtihanların bir süre sonra üzerimizden kalkması Allah’ın sünnetlerindendir. Nitekim bunu Kur’an-ı Kerim'de de görmekteyiz; Hz. Adem'in cennetten kavulma imtihanının ardından tövbesinin kabul edilmesi, Hz. Eyüb'ün; mal, çocuk ve canıyla imtihanının ardından eski haline kavuşması, Hz. Nuh'un kavmiyle olan imtihanından sonra selamete çıkması, Hz. Yunus'un balık karnında olma imtihanından sonra Rabbine teslimiyetiyle karanlıktan çıkarılıp aydınlığa kavuşması...
Malumunuz Korona hem küresel çapta hem de birey çapında etkisini müthiş bir şekilde gösterdi. Bizden götürdükleri gibi getirdiği bir takım şeyler de oldu...
Bugün dünya çapında kendini güçlü sanan devletler ne devasa bir atom bombasıyla ne de devasa füzelerle zelzele yaşadı. İnsanın bile görmekte aciz olduğu küçücük bir virüs tarafından zelzeleye uğradı. Batı bugün bu hastalıktan kurtulmak için kendi ülkesinde ezanların, Kur’an’ların okunmasını istiyor. Bu hal içerisinde kıvrandığından dolayı da emperyalistliğini bir köşeye bırakmak zorunda kaldı...
Bugün ne ABD ve Rusya'nın Suriye üzerine yaptığı son dakika savaş haberini alıyoruz ne Budistlerin Arakanlı Müslümanlara yaptığı zulmün son dakika haberlerini alıyoruz ne de Çin'in Doğu Türkistan üzerine yaptığı zulmün son dakika haberlerini alıyoruz. Ne moda kanallarını ne yemek programlarını ne de magazin haberlerini görebiliyoruz. Haberlerde varsa yoksa Korona...Dünya adeta tüm yönleriyle bunun üzerinde kelepçelenmiş vaziyette...
Bundan sonra da bombaların, savaşların, füzelerin olmadığı bir dünya, Yemen'de her saat başında ölen onca insanın olmamasını temenni ediyoruz.. Bir daha mazlumun bedduasının alınmamasını ve Kur’an’ların, ezanların emperyalist güçlerin sokaklarında, caddelerinde susmamasını temenni ediyoruz...
Ve istiyoruz ki Koronadan sonra da bu hâl üzere sebat edin!
Bugün insanlar birbirini arayarak "hakkını helal et, beni affet" diyor. Eşten dosttan olan ayrılık hüznünden dolayı herkes birbirini arar, hal hatır sorar oldu. Sıla-i rahimde bir diriliş söz konusu oldu. Dünyevi meşguliyetlerden sıyrılarak alnımızı secdelere kapattık. Kimisi daha çok namaz kılıp dua ediyor, kimi daha çok Kur’an okuyor kimi de ilmin kapılarını aralayarak ilimle meşguliyet halini alıyor. Dünya telaşından dolayı ihmal ettiğimiz ailemizle daha çok zaman geçirildiği için aile saadeti yeniden can buldu...Hülasa, kişi dört duvar arasında inzivaya çekilerek dünya meşgalesinden el etek çekerek Rabbiyle bağlantılı olan bir hayat sürme imkanı buldu.
Mescitler kapandığı için insanda hüzün...Ne zaman aynı saflarda kıyama duracağız düşüncesi, özlemi... Eskisi kadar Allah'ın büyük günahlardan saydığı fuhuş, içki, kumar ve faizi de görmüyoruz. Eskiden sokak ortasında müstehcen sahnelere daha çok rastlarken şimdi ölüm korkusundan bir erkek bir kıza selam vermiyor, elini sıkmaya tenezzül bile etmiyor...
Değerlerimiz yeniden kıymet buldu elhamdûlillah...Daha güzel olan bir dünya, daha güzel olan bir ahiret için gayret içerisinde olmamız gerektiğini şimdi daha iyi anlıyoruz.. Koronadan sonra da ölüm korkusu üzerinde kalınmasını temenni ediyoruz... Bir daha faizin, içkininin, zinanın olmadığı bir dünya; duaların, istiğfarların son bulmadığı bir dünya temenni ediyoruz. Sıla-i rahimin, aile bağlarının daima diri kalmasını temenni ediyoruz...
Peygamberimizin veda haccında "sakın benden sonra eski cahiliye adetlerine dönmeyin" buyurduğu gibi biz de diyoruz ki;
Koronadan sonra eski cahiliye adetlerine dönmeyin ve bu hâl üzerine sebat edin!
Hülâsa, Koronadan sonra da bu hal üzere kalınmasını temenni ediyoruz. Şunu da anladık ki güç ve kuvvet yalnız Allah’ındır. Hz. Yunus'un kavmi gibi şu virüs karşısında aciz olduğumuzu idrak edip itiraf ettik. Hz. Nuh misali "Ben yenildim Rabbim" diyerek fakirliğimizi sana sunduk. Sen’in Cebbar, Kahhar olduğunu aynı zamanda Rahman ve Rahim olduğunu da idrak ettik. Kendi elimizle yaptığımız günahlardan tövbe ediyoruz, bizleri azabına duçar kılma! Bu vebanın şu kutsal günlerde üzerimizden kalkmasını kudretinden diliyoruz.
"Allah Teala Hazretleri diyor ki: 'Ben, kulumun hakkımdaki zannı gibiyim. O, beni andıkça ben onunla beraberim. O, beni içinden anarsa ben de onu içimden anarım..." (Buharî, Tevhid 15; 35; Müslim, Zikr 2, (26 75), Tevbe 1, (2675).) hadisi gereği, Sen’den zannımız şudur ki bu musibeti üzerimizden kaldırıp eski yaşamımıza dönmeyi bizlere nasip eyle!