Uzak Doğu ülkesi Çin’de ortaya çıkmasından kısa bir süre sonra Avrupa, Asya, Avustralya, Amerika ve Afrika kıtasını etkisi altına alan Koronavirüs’ün (Kovid-19) pik yapma süreci devam ediyor. Şu ana kadar Çin’de inişe doğru seyrettiği belirtiliyor. Dün gündüz saatleri bu makale yazıldığı ana kadar, dünya genelinde koronavirüs taşıyan ülkeler toplamında 24.082 kişinin hayatını kaybettiği, dünya genelinde vaka sayısının ise 533.416 olduğu belirtiliyordu. Vaka sayısı en çok olan ülke ise 85.991 kişiyle artık Amerika oldu.
Türkiye’deki son durum ise, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın önceki gün akşam attığı mesaj ile vaka sayısının 3.629'a, vefat sayısının ise 75'e yükseldiği anlaşılmıştı. Bu makaleyi okuduğunuz vakitlerde, muhtemelen yapılan yeni açıklamalarla bu sayı biraz daha yükselmiştir. Dileğimiz bir an önce bu musibetin mazlum coğrafyada selametle atlatılmasıdır.
Salgın konusu siyasi mülahazaları tamamen ikinci plana ittiyse de, aslında bu yaşananlar, siyasetin ve bizatihi şu yer kürede siyasi saiklerle ülkeleri viraneye çevirenlerin ders alacağı bir süreç olmalı.
Müstekbirlerin bundan ders alıp almayacağı belli değil, ancak ahalinin ve özellikle mazlum coğrafyanın sakinlerinin virüsle ilgili yaklaşımları “Bir an önce son bulsun” temennisiyle beraber aslında, “Artık bu musibetten ders çıkarılarak zorbalıktan, kibirden, başa kakmaktan, zulümden vazgeçilsin” şeklindedir.
Her gün başlarına bombaların yağdığı insanların, korona ile gördükleri sükunet haklı olarak onları bu şekil bir değerlendirmeye götürmüştür. Tiranların ve gücü olanların kibrinden geçilemediği, barbarlığın ve saldırganlığın her gün nazenin canlar götürdüğü bir anda dünya bir virüsle şok olup adeta kabuğuna çekildi. Bir anda, önce ateş yağdıran, şehirleri viraneye çeviren kahrolası jetlerin sesleri ve ardından da mazlum şehirlerin sokaklarındaki siren sesleri kesildi.
Bugün daha yeni camilerimizle ilgili gerçek manadaki sitemi anlayabiliyoruz. Bir kadın, ‘Camilerin kapısından geçiyodunuz, ama camiye gitmiyodunuz!! Petrol fiyatları düştü ama gezemiyorsunuz!! O lüks arabalarınıza binip artık dolaşamıyorsunuz!!’ diyordu. Gerçekten bu süreç bir hadim’ul lezzattır. Öyle oldu ki, anne-baba çocuklarını, çocuklar anne-babalarını kabul etmez oldu.
Bunun bir imtihan olduğu kesin; Mü’minler için şefkat tokadı, zalim ve zorbalar için tehdit ve azap olduğu muhakkak.
Ancak bu musibetin biz Mü’minlere hatırlattığı başka şeyler de olmalı: Bunun için aldığımız yoğun tedbiri büyük pislik, büyük şeytan “iblis” için niye almıyoruz?! HÜDA PAR Genel Başkan Danışmanı Dr. Halef Yılmaz, sosyal medyadaki hesabından bu can alıcı noktaya dikkat çekiyordu: “Corona virüsü de bir mahluktur ve ölümlüdür. Onun da çaresi bulunur elbet. Fakat ölümün çaresi yoktur. Ölmek her faninin kaderidir. Bir küçük mikrop için seferber olunuyor ancak ebedi olarak azaba, cehenneme götürecek rezilliklerden korunmuyorsak bu işte ciddi terslik var.
Dünya hayatımıza sıkıntı verip rahatımızı tahrip edecek diye gözle görülmeyen virüs adlı bir yaratık için haklı olarak bunca tedbiri alırken; ahiret yani Ebedi Hayatımıza sıkıntı verip tahrip edecek gözle görülmeyen İblis adlı yaratığa karşı yeterince tedbir alıyor muyuz?”
Evet, çok yönlü bir imtihanı barındıran söz konusu virüsün herkese ödeteceği bedeller vardır, olacaktır; ancak Mü’minler bu imtihandan da şeytanla mücadele azmi ve kararlılığının dersini çıkarmalıdırlar. Onun için daha mazbut önlemler almalıdırlar.
Selam ve dua ile.