Allah (c.c), yeryüzünde insanın faydalanması için bir yığın helal rızıklar yaratmıştır. İnsanın bunları aşarak zararlı şeylere yönelmesi, keyif ve zevk için haramlardan yiyecek veya içecek araması, başta Allah'ın hududunu çiğnemek ve haddini aşmaktır. Aslında “zevk ve keyif için helaller kâfidir.” Bunun dışında zevk ve keyif aramak kulluk ilkesine aykırıdır, hadsizliktir, harama yönelmektir.
Ne yazık ki, Allah'a kulluk etmeyi hayatlarından çıkaranlar, haram diye bir şey tanımaz, menhiyatın her nev'ine aldırmadan dalarlar. Bunlar canlarının istediği ve hoşlandığı her şeyi yapmakla sadece kendilerine zarar vermiyor. Bilakis bütün yeryüzünü ifsada verip bozar ve yaşanmaz hale getiriyorlar.
İşte her türlü menhiyatı aleni işlendiği yılbaşı adı altında “Noel kutlamaları” bu çılgınlığın adresi haline gelmiştir. İçkinin su gibi tüketildiği, kumarın adet haline geldiği ve her türlü ahlaksızlığın normal karşılandığı bu kutlamalarda din kıyımı yapılmaktadır. Bir kere umum olarak içkinin kullanıldığı yerlerde bütün sınırlar aşılır, ahlak, namus her şey tepelenir.
İçkiyle, önce insanın aklı, doğal işlevini kaybeder. Akılla beraber din konusundaki duyarlılık da gider. İçki sebebiyle işlenen cinayetlerin, verilen zararların, batan servetlerin, sönen ocakların, yitirilen şereflerin haddi hesabı yoktur. O yüzden Peygamberimiz (s.a.v), “İçki bütün kötülüklerin anasıdır.” (Nesai) buyurarak bu tehlikeye dikkat çekmiştir.
İçki ve kumara bulaşan insanlar şeytanın elinde birer oyuncak durumuna düşerler. Şeytan o halleriyle istediği rezilliği rahatça onlara işletir ve birbirlerine düşürür, düşman eder. “Gerçekten şeytan içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi Allah'ı anmaktan ve namazı kılmaktan alıkoymak ister. Artık bundan vazgeçtiniz, değil mi?” (Maide, 90-91)
Kur'an'da ifade edildiği gibi bugün aynen bu şekilde olmuyor mu? İçkiyle uğraşanların durumuna her gün bu şekilde şahit olmuyor muyuz? Hepsi şeytanın emrine girmiş birer zavallı değiller mi? Başta muhabbetle bir araya gelirler, ama kavgayla, husumetle ve nefretle ayrılırlar.
İslam, içki yasağını bir iman meselesi olarak ele alır. “Allah'a ve Ahiret gününe iman eden içki içmesin, Allah'a ve Ahiret gününe iman eden içki içilen sofraya oturmasın.”, “İçki içenin kalbinden iman nuru çıkar.” (Buhari) “Allah'a ve Resulüne inanan kimse içkiyi ağzına almaz.” (Ebu Davud)
Evet, eğer Allah'a ve O'nun Resulüne inanıyorsanız, eğer Allah'ın azabından korkuyor ve onun affını umuyorsanız, eğer şeytanı düşman biliyor, onun şerrinden emin olmak istiyorsanız, bu pis işi hemen bırakmalı ve ondan uzaklaşmalısınız!
İçkiyi kesin bir şekilde yasaklayan ayetin sonunda Allah (c.c.), müminlere şu soruyu soruyor: “Artık (içki içmekten) vazgeçtiniz, değil mi?” Şüphesiz ki, bu ifade, kalpleri derinden etkileyen, insanları yaptıkları yanlıştan alıkoyacak tatlı bir dildir. Bunu duyan o günün müminleri içkiyi derhal bıraktılar. Bu yöntem günümüz insanına ve özellikle içkicilere de ibret ve örnek olmalıdır.
Kur'an'da açık “nas” ile haram edilen içki, “Hamr” şaraptır. Ancak İslam fakihleri icma ile akla fütur veren şeyi buna kıyas ederek içki saymışlardır. Hz. Ömer bu konudaki şüpheleri gidermek için, Allah resulünün minberinden, “Aklı perdeleyen her şey içkidir.” ifadesiyle özlü bir tarif yapmıştır. Buna göre insan aklına fütur veren, onu iyi ile kötüyü, hayırla şerri ayıramaz duruma getiren her şey içkidir. Sıvı veya katı olması sonucu değiştirmez. Afyon, eroin ve benzeri bütün uyuşturucular aynı niteliktedir. Çünkü bunları kullanan kişilerde aklın fonksiyonları değişir; uzağı yakın, yakını uzak görür; olağan şeylerden ayrılarak, olmayan ve olmayacak şeyleri hayal etmeye ve rüyalar denizinde yüzmeye başlarlar. Bazı uyuşturucular da vücudu durgunlaştırır, sinirleri uyuşturur, ruhsal çöküntülere yol açar, ahlakı düşürür, iradeyi zayıflatır ve ferdi topluma faydasız hale getirir.
İşte İslam dini, fert ve toplum için faydalı olan şeyleri emrederken, zararlı ve pis olan şeyleri de yasaklamıştır. “Peygamberimiz (s.a.v), içki konusunda on kişiyi lanetlemiştir: Sıkan, kendisi için sıkılan, içen, taşıyan, kendisi için taşınan, içiren, satan, parasını yiyen, satın alan ve kendisi için satın alınan...” (Tirmizi)
Maide suresindeki içki yasağını bildiren ayet-i kerime geldikten sonra Allah Resulü (s.a.v), uygulama ile ilgili şöyle buyurdu: “Şüphesiz Allah içkiyi haram kılmıştır. Bu ayeti haber alıp da yanında içki bulunan kimse, ondan içmesin ve satmasın...” Ogün Medine'de bu haberi duyan Müslümanlar, evinde içki adına ne varsa toprağa döktüler. (Müslim, Buhari)
Allah'ım! İçki konusunda sahabenin bu duyarlılığını toplumumuza da nasip et.