BİNGÖL - Peygamber Sevdalıları Platformu, Sancak beldesine bağlı Sudüğünü köyünde Kutlu Doğum etkinliği düzenledi.
Sunuculuğunu Şefik Börü'nün yaptığı ve köy halkının tümünün katıldığı etkinlik, Hasan Bayar Hoca'nın okuduğu Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
"O gelmeden önce, yeryüzü manevi bir zülüm yaşıyordu''
Etkinlikte bir konuşma yapan İlahiyatçı Cihan Üzer, ''O'nun davasını anlayabilmek için, O'ndan önceki dünyanın durumuna bakmak ve Mekke'nin durumunu bilmek lazımdır. Evet, O gelmeden önce, yeryüzü manevi bir zülüm yaşıyordu. İnsanlık adeta ağlıyordu. Çünkü zülüm dünyanın dört bir yanını sarmıştı. Kız çocukları diri diri toprağa gömülüyordu. O'nun için insanlık manevi olarak O'nu özlüyordu. Dağlar taşlar O'nu bekliyordu. Yerdekiler, göktekiler O'nu bekliyordu. Adeta her şey mana âleminde, 'Neredesin ya Resulullah?' diye ağlıyordu. Böyle bir zamanda toprağa diri diri gömülen kız çocukları, 'Hoş geldin ya Resulullah', insan yerine konulmayan ve kız çocukları gözlerinin önünde kuyulara atılan yürekleri parça parça anneler, 'Hoş geldin ya Resulullah' diyordu" ifadelerini kullandı.
''Onu öldürmeye çalışan insanların hidayetlerini Allah'tan istiyor''
Peygamber Efendimizin Taif halkını İslam'a davet ettiğini belirten Üzer, "Taştan putlara tapan insanları cennete, kurtuluşa davet ediyordu. Taif'e gitmeden öncede Mekke'ye gelen kabilelere giderek tek tek İslam'a çağırıyordu. Ama arkasında amcası Ebu Leheb ve diğer müşrikler onunla alay edip, insanların iman etmemesi için her türlü yola başvuruyorlardı. Efendimiz kime davet götürüyorduysa, onlar da gidip onları vazgeçiriyor ve hakaretlerde bulunuyorlardı. Taif'te de böyle bir durumla karşı karşıya kaldı. Taif'in ileri gelenleri tahammül etmiyor, çocukların, serserilerin ve kölelerin ellerine taşlar verip, Efendimizi taşlatıyorlardı. O onları cennete davet ederken, Taifliler O'nu bilinçsiz bir şekilde taşlıyor. Taif sokaklarında Efendimiz ve azaldı kölesi Zeyd taşların ve hakaretlerin hedefi oluyordu. Her yerden gelen taşlara karşı Hz. Zeyd Efendimize kendini siper ediyordu. Vücudundan kanlar akıyordu Efendimizin ve azaldı kölesi Hz. Zeyd'in. O'nu öldürmeye çalışan insanlara dua edip, Allah'tan hidayetlerini istiyor. İşte biz böyle bir Peygamberin ümmetiyiz'' dedi.
''Birilerinin çocuklarımızı imansızlaştırmasına izin vermeyeceğiz''
Etkinliğe katılanlardan bir talebinin olduğuna dikkat çeken Üzer, ''Bu davaya sahip çıkalım. Allah bu davayı bize seçmiştir. İnsan olarak bize bir rehber seçmiştir. O da Hz. Muhammed'dir (s.a.v). O'nun davasına sahip çıkacağız. O'nun davasını anlatacağız. Birilerinin çocuklarımızı imansızlaştırmasına izin vermeyeceğiz'' şeklinde konuştu.
Etkinlikte konuşan bölge âlimlerinden M. Ali Kızılboğa ise, ''Allah'ım buraya toplanan insanlar senin Habibini sevdiklerinden dolayı toplanmışlardır. Hz Muhammed'e (s.a.v) salavat getiriyorlar. O'nu sevdiklerinden dolayı buradalar. Siz buraya kadar geldiniz, ayaklarınız tozlandı ve çamura girdi. Bu da kıyamet gününde size şahitlik edecektir, inşallah'' dedi.
''Ensar muhacirleri bağrına bastı"
Efendimizin Allah için hicret edip Medine'ye gittiğini ifade eden Kızılboğa, ''Efendimiz ve muhacirler, Medine'ye vardıklarında orada bulunan Ensar muhacirleri bağrına bastı. Mallarına ve her şeylerine ortak yaptılar. Allah için kardeş oldular. Rabbim bize de böyle bir kardeşlik nasip etsin. Biz de Allah için fedakârlık yapalım. Onlar gibi olalım. Hz. Muhammed (s.a.v) arkadaşlarına karşı şefkatli ve merhametli idi. Biz de kendi aramızda şefkatli olalım'' ifadelerini kullandı.
''Hz. Muhammed (a.s) hidayet sebebimizdir''
Hz. Muhammed'in (a.s) hidayet sebebi olduğunu vurgulayan Kızılboğa, "Bizim için aydınlık ve yıldız gibidir. Önümüzde bulunan nurdur. O ağaçları çağırıyordu. Ağaçlar ona gidip, emrindeyiz diyordu. Elinde taşlar zikir ediyordu. O ki, aya işaret edince, Allah'ın izniyle ikiye bölünüyordu. Allah-u Teâlâ bizi, sizi ona layık ümmet etsin. Kıyamet gününde bize şefaatçi eylesin" şeklinde konuştu.
Etkinlikte Selam İlahi Grubu tarafından Mevlidi-i Şerif okundu.
(Nihat Kanat-İLKHA)