Çınar ilçesine bağlı Gogwêrin (Yıllarca) köyünde 10 Mart 1994 yılı Ramazan ayında Kadir Gecesi’nin sabahında Diyarbakır’a bayram alışverişine giden ve içinde kadın, çocuk, yaşlıların bulunduğu 50 kişiyi taşıyan midibüsün PKK tarafından yola döşenen mayına çarpması sonucu 10 Müslüman şehit olmuş, 40 kişi de yaralanmıştı. Katledilenler arasında 11 yaşlarında 2 çocuk da vardı.
“Karacadağ Mayın Şehitleri” diye anılan 10 Müslüman, yakınlarını ve sevenlerinin yoğun katılımıyla kabirleri başında yâd edildi.
Düzenlenen anma programında köylüler tarafından şehitlerin hayatlarından şu kesintiler aktarıldı:
Şehit İbrahim Dağtekin
Şehit İbrahim, Diyarbakır’ın Çınar ilçesinin Delavgür köyünde 1955 tarihinde dünyaya geldi. Küçük yaştayken babasından ayrılan annesi ile beraber yaşamaya başlamış, ev işleriyle de kendisi uğraşmış. Çevresi tarafından sevilen, iyi huylu güzel ahlaklı bir insandı. Küçük yaştan beri namazını kılmaya başlamıştı. Ailesine düşkünlüğü ile bilinen İbrahim, kimseye muhtaç olmamaya çalışan biriydi. Çevresi bir mesele ortaya çıktığında özellikle ona danışır, kendisinin fikri alırdı. Küçüklüğünden beri birçok musibetle karşılaşmıştı. Askere gitmeden önce bir düğünde kazara yaralanmış ve ameliyat olmuştu. Askerdeyken böbreklerinden tekrar ameliyat olmuş ve teskeresine 2 ay kala çürük raporu almıştı. Bir yıl aradan geçtikten sonra, diğer böbreğinden de ameliyat olmuştu.
Bölgede İslam davasının gün be gün gelişmesi onu sevindirmiş ve büyük bir aşkla davaya bağlanmıştı. Yakındaki Qubik köyünden Şehit M. Nuri’yle iyi ilişkileri vardı. 1994 tarihinde Kanîpank çobanlarından 2 kişinin PKK tarafından kurulan pusu yaralanmaları üzerine, İbrahim onları köyde ziyarete gider. O gece köyde kalan Şehit İbrahim, sabah eve dönmek için Kanîpank köyünün arabasına binmişti. Yolda PKK’nin döşediği mayının patlamasıyla midibüs parçalanır, kendisiyle beraber on Müslüman oracıkta şehit olur.
Şehit M.Hıdır Akyol
Mele Abdülaziz’in oğlu olan şehit M.Hıdır Akyol, 1971 Çınar Şehinan köyü nüfusuna kayıtlıdır. Hıdır çocukluğunda babasının yanında İslami eğitimini almıştı. Erken yaşta babasının vefat etmesiyle yetim kalmış, onu annesi okutmuştu. Medrese ile beraber liseyi de okudu. İslami bilgilerini tamamladıktan sonra, Gogwêrin köyünde İmamlık yapmaya başladı. 1992 yılında İslami camiayla tanıştıktan sonra İslami hizmetlerde aktif görev almaya başladı. Şehit olacağı sabahın akşamı, Kadir gecesiydi. O gece köylülere vaaz ve nasihatler de bulunmuş, “Bu gece kurtuluş gecesidir. Rabbimize yalvaralım, inşallah Allah-u Teâlâ bizleri affeder.” diyerek köylüleri tövbeye çağırmıştı.
M.Hıdır 10.03.1994 Perşembe sabahı 21 DH 670 plakalı Kanîpank köyünün midibüsüne binmiş, bayram alışverişi yapmak üzere Diyarbakır’a gitmek için yola çıkmıştı. Çınar Ovabağ (Qilwa) yolunun Kanîpank (Yarımkaş) köyü yol ayrımındaki dönemece geldiklerinde, PKK’nin yola yerleştirdiği tahrip gücü yüksek mayının patlamasıyla, içinde bulundukları araç, bombanın etkisiyle paramparça olmuş, içinde bulunan 10 kişi yaşamını yitirmiş, 11 kişide yaralanmıştı. M. Hıdır’da şehadet mertebesine ulaşanların içinde bulunmaktaydı. Şehit geride 2 çocuk ve dul bir eş bırakmıştı. Şehit M.Hıdır, çevresindeki herkesin takdirini kazanmış, güzel ahlakından herkesin memnun olduğu bir kişiliğe sahipti.
Şehit Bedri Soysal
Çınar’ın Şehinan köyü nüfusuna kayıtlı olan 1967 doğumlu Şehit Bedri Soysal, evli ve 8 çocuk babasıydı. Geçimini çobanlık yaparak sağlıyordu. İslami davaya gönül vermiş salih bir insandı. Davayı kendi alanında sürdürüyor, komşu köylerin çobanlarına İslam’ı anlatmaya çalışıyordu. Bu şekilde bazı arkadaşlarını davaya kazandırmıştı. Kendisi cesur ve mert bir insandı. İslam düşmanlarından asla korkmazdı. Kendisi Kur’an okuduğu gibi, çocuklarına da Kur’an dersi veriyordu. O da bayram alış verişi için Kadir gecesinin sabahında Diyarbakır’a gitmek için Kanîpank köyünün midibüsüne binmişti. Bedri de şehadet mayının infilak etmesiyle oracıkta şehit olmuştu.
Muhammed Halil ve Muhammed Emin Gülçer
Muhammed Halil ve Muhammed Emin, ikisi de 11 yaşlarında idi. İslam’ı öğrenmek için camiye giden çocuklardan ikisiydi. Muhammed Halil, Molla Abdurrahman’ın oğluydu. Muhammed Emin ise Hadi Gülçer’in oğluydu. Yani amca çocuklarıydı. Akşamları arkadaşlarını toplar, camiye gidip beraber ders alırlardı. Daha o yaşlarda kendi aralarında şehit olmak için tartışıyorlardı. Her birisi, ilk önce ben şehit olacağım diye kendi aralarında tartışmaya giriyorlardı. O dönem Karacadağ da büyüklerde şehadet arzusu olduğu gibi gençler ve çocuklar arasında da bu bir özlemdi.
Muhammed Halil ve Muhammed Emin’de Diyarbakır’a gitmek için Kanîpank köyünün arabasına binmişti. İnsanlıktan nasibini almamış PKK’liler, herkesin kullandığı yola mayın döşeyerek, vahşi ve kirli yüzlerini bir daha göstermişlerdi. Kadın-erkek, genç-yaşlı ve çocukların ölmesi onlar için hiç fark etmiyordu. Önemli olan eylemleri ses çıkarsın, halkın üzerinde korku salsın. Çünkü bütün sermayeleri yalan ve korkutma üzerine kuruluydu. Ama Karacadağ’ın zulme rıza göstermeyen Müslümanları, bu saldırılardan sonra bırakın korkmayı daha bir gayrete gelerek İslami hizmetlerine devam etiler.
Muhammed Halil ve Muhammed Emin de alçakça düzenlenen mayın saldırısında daha küçük yaşlarında iken çok istedikleri şehadete ulaşmışlardı.
Şehit Taceddin Parlak
1949 doğumlu olan Şehit Taceddin Parlak, Yukarı Molla Ali köyü nüfusuna kayıtlıydı. Kendisi Kanîpank ve Herrik köylerinde ikamet ederdi. Eski usul olarak dişçilik yapardı. İslami davanın gönüllüsü bir Müslümandı. PKK sempatizanı yakınları onu sürekli tehdit ederek, korkutarak kendi yanlarına çağırıyorlardı. ‘Bir saldırı olur sen de aradan gidersin’ diyorlardı. Kendisi ise ‘Ne olursa olsun gelmem, ölürsem şehit olurum. Onların başına ne gelirse benimde başıma gelsin’ diyordu. O dönemde İslami davaya taraftar olanlar, adeta ateşten bir gömlek giyiyordu. Ancak gerçekten iman etmiş olanlar, sabredebiliyor, ayakta kalabiliyordu.
Şehit Taceddin de Diyarbakır’a gitmek için Kanîpank köyünün aracına binmişti. Ovabağ yolu Kanîpank yol ayrımında Kürdistan hainlerinin yerleştirdiği mayının patlamasıyla araçta bulunan Taceddin de şehit olmuştu.
Şehid Halil Demir
Şehit Halil 50 yaşlarındaydı. O da Şehinan köyü nüfusuna kayıtlıydı. Kendisi Herrik köyünde ikamet etmekteydi. Evli ve 4 çocuk babasıydı. Maddi durumu iyi değildi. İhtiyaç sahibi olmasına rağmen daima kanaat eder, şükrederdi. O da o zor günlerde İslami hizmetlerde bulunmuş bir mustazaftı.
Şehit Halil de bayram alışverişi yapmak üzere Diyarbakır’a gitmek için Kanîpank köyünün arabasına binmiş, mayın patlamasında o da şehadet mertebesine ulaşmıştı.
Şehid Kutbettin Ayhan
1950 doğumlu olan Şehit Kutbettin, Çınar Şehinan köyü nüfusuna kayıtlıydı. Şehit Kutbettin’in iki hanımı vardı. 4’ü kız, 6’sı erkek 10 çocuk babasıydı.
Şehit Kutbettin gençlik yıllarından itibaren büyük baş hayvan ticareti ile uğraşıyordu. İslami davayı tanıdıktan sonra dini eserleri okumaya başladı. Özellikle Hz. Muhammed’in hayatıyla ilgili bir kitabı sürekli cebinde bulundurur, akşamları köylülerin toplandığı yerlerde, onlara bu kitaptan okurdu. Sürekli gençlere nasihat eder, onlardan münkerlerden uzak durmalarını söylerdi. Cebinde bulundurduğu İslami kitaplarını nerede bir topluluk bulduğunda açıp onlara okurdu. Halim selim bir kişiliği vardı. Ailesi içerisinde sözü dinlenir bir insandı. Kutbettin de söz konusu mayınlı saldırıda şehit olanların içerisindeydi.
Şehit Muhammed Ayhan
Şehit Muhammed evli ve çocuk sahibiydi. Sağ ayağından engelli olan Şehit Muhammed, Herrik köyünde ikamet etmekteydi. O da İslami davaya taraftar olmuş mazlum bir insandı. Kendisi de Kanipank köyünün arabasına binmiş, mayın patlamasında yaralanmıştı. İyileşip hastaneden taburcu olduktan sonra evine gelmişti. Kendisini ziyarete gelenlere “Benim arkadaşlarımın hepsi şehit oldu, ben ise gazi kaldım. Demek ki şehadete layık değildim. Allah bana nasip etmedi.” diyordu.
Olaydan 20 gün sonra kontrol için Diyarbakır’a hastaneye gitmişti. Dönüşte bindiği köyün otobüsü, Karamuz köyü mevkiinde, yine PKK’nin yerleştirdiği mayına çarptı. Meydana gelen patlamada otobüste bulunan 40 kişi yara bile almazken, Allah’ın takdiri ile sadece Muhammed bu patlamada şehit oldu. Böylece daha önce arzuladığı şehadet mertebesine ulaşarak arkadaşlarına kavuştu.
Şehit Hacı Ramazan Yeşil
Şehit Heci Ramazan, 1945 doğumlu ve Şehinan köyü nüfusuna kayıtlıydı. Kendisi Kanîpank köyünde ikamet ederdi. Gençlik çağlarını hep çobanlıkla geçirmiş, hayvan otlatmıştı. Daha sonra bir süre kuzu alım satımını ile uğraştı. 1986 yılında Hac farizasını yerine getirdi. 1992’de İslam cemaatiyle tanıştı. Cemaatin emirlerine itaat eder ve şöyle derdi: “Bu asırda böyle mübarek bir dava geldi. Biz ise yaşlandık. Şehadet zor bize nasip olur. Gençler şehadete daha çok yakındır” diyordu. Arzusu genç olup Allah yolunda cihad etmek ve şehit olmaktı. Allah-u Teâlâ bu samimiyetinden dolayı, ona da şehadeti nasip etmişti.
ÇINARINSESİ