Her üç kişiden ikisi, kredi kartı kullanıyor. Üç dört tane kredi kartı kullananlar bile var. Bu kartların toplan limiti on binleri aşıyor. Memurlar, işçiler, öğrenciler, esnaflar… Neredeyse her sınıf insan kredi kartı kullanıyor. Kredi kartı kullanımı birçok olumsuzluğu da beraberinde getiriyor.
Kredi kartı borcunu ödeyememe yüzünden, hacze uğrayanlar, bunalım ve kriz geçirenler ve hatta canına bile kıyanlar oluyor. Kimileri ise kredi kartını hırsıza kaptırıyor ve çalındığını fark edinceye kadar iş işten geçiyor. Limitler yüksek olunca da kayıp da o oranda büyük oluyor.
Bankalar, kredi kartı limitini arttırdıkça artırıyor. Müşteri ne kadar harcama yaparsa, banka o kadar kâra giriyor. Nakit çekimlerine direk faiz uygulandığından, bankaların kârı da arttıkça artırıyor. Kart dağıtımını en fazla yapan bankalar ise faizli bankalar oluyor.
Limitlerin yüksek olması, müşterilerin yüksek ve karşılığı olmayan harcamalarda bulunmasına sebep oluyor. Özellikle esnaf olanlar tek çekimde, beş milyarın üzerinde çekim yapabiliyor. İlk etapta cazip gibi görünen bu alışverişler, esnafı bir kart ve banka bağımlısı yapıyor. Mallar peşin alınacağına kredi kartı ile alınıyor. Her toptancıda da kredi kartı geçmiyor. Kredi kartının geçtiği yerlerde ise fiyatlara komisyon uygulanmasa da mallar peşin gibi indirimli satılmıyor.
Peşin çalışan müşteriler daha indirimli mal alabiliyor. Bu da direk perakende fiyatlara yansıyor. Bunun aksine, kredi kartı müşterisi peşin alandan daha pahalı mal temin ettiğinden perakende fiyatları da yüksek oluyor. Bu da satışları da kârı da düşürüyor. Müşterileri fiyatların daha düşük olduğu yerlere kaydırıyor.
Kredi kartı kullanan esnaf, cebindeki meblağa göre davranmaz. Ayağını yorganına göre uzatmaz. Kimi gereksiz ürünleri de satın alır. İki adet alınması gereken üründen dört beş adet alır. Bu da kart borçlarını şişirir. Perakende müşterileri içinde aynı şey söylenebilir. Büyük bir markete giren müşteri, sepeti doldurdukça doldurur. Ay sonu ödeme yapmayacakmış gibi alış veriş yapar.
Gereksiz harcamalardan sonra ay sonu geldiğinde, harcama çoktan geliri aşmıştır. Taksitler, alışverişler derken, elde avuçta bir şey kalmamıştır. Gelir gider dengesi bozulmuştur. Çare olarak yapılacak bir şey vardır. O da bankanın müşterilerine sunduğu toplam harcamanın belli bir yüzdeliğine tekabül eden asgari limit üzerinden ödeme yapmaktır ki bu da faizlidir.
Müşteri nakite sıkıştığında, aklına ilk olarak karttan nakit para çekmek gelir ki bu da faizlidir. Yani şunu açıkça söyleyebiliriz ki kart kullanımı gereksiz harcamaya davet ile beraber, faizli işlem yapmaya aralanan kapıdır. Bir tarlanın etrafında otlanan sürü gibi her an için faize girilebilir ki bu da malın, maaşın ve alışverişin bereketinin kaçmasına sebeptir. Çünkü faiz ateşin buzu erittiği gibi malı da, maaşı da, alış verişi de eritir.
Çoğu kişiden ‘Ben kart kullanmadan evvel maaşım bana yetiyordu. Malımda bereket vardı. Ama kart kullanmaya başladıktan sonra maaşımın, malımın bereketi kalmadı.’ dediğini duydum. Siz de mutlaka duymuşsunuzdur.
Kartı kullananların çoğu nakit taşımamak için kart kullandığını belirtir. Ya da cepte nakit olmayınca kartı devreye koyduğunu iddia eder. Kimileri de tüm alışverişini kart ile yaptığını bu sayede harcamalarını daha rahat hesapladığını belirtir. Kimiside taksitli alışverişlerde kefile ihtiyaç olmaksızın taksitlendirme yapabildiğini söyler. Bu iddiaların hepsi kendini kandırmaktan başka bir şey değildir. Bu düşüncelerin doğruluk payı olsa da kesinlikle kartın zararları faydalarından çok daha fazladır. Çünkü kart, kullanıcısını hayali, karşılıksız bir ticarete ve faize sürükler.
Bu nedenle, iyisi mi gelin hep beraber kredi kartı kullanmaktan vazgeçelim. Ceplerimizdeki kredi kartlarını iptal ettikten sonra kırıp çöpe atalım.
Kredi kartsız bir hayat yaşamanız temennisi ile Allah`a emanet olun.