Kudüs Ne Zaman Kurtulacak?

Hasan YILMAZ

İslam ümmetinin kalbi Kudüs’ün işgalinin devam etmesi, Müslümanların mazlumiyetinin, perişanlığının ve çaresizliğinin sürdüğünü gösteriyor. Geçen 60 yıla rağmen Kudüs’ün kurtarılması uğruna kayda değer işlerin yapılmaması mazlumiyetlerin ve çaresizliklerin artmasına yol açmaktadır. Bugün Suriye rejiminin yıkılması için gösterilen çabalar Siyonist rejime karşı yapılsaydı Kudüs çoktan özgürleşecekti. Oysa Esed’i yıkmak için sermayelerini seferber edenler, söz konusu Siyonist rejim olunca derhal mevzi değiştirip boş laflarla işi geçiştirmeye çalışıyorlar.

Bugünlerde işgali derinleştirmeye ve kalıcı hale getirmeye çalışan Siyonist rejim İslami eserleri yok etmeye başladı. Kudüs’ün çehresine kazınmış Tevhidin izleri bir bir siliniyor. İslam tarihi boyunca İslami öğretiye beşiklik yapan eserler Telmud mabetlerine ya da Siyonist okullara dönüştürülüyor. Kudüs’ün üç bin yıllık Yahudi kenti olduğunu iddia eden Netanyahu, İslami izleri silerek İslam’ın başkentini her yönüyle Yahudileştirme hedefini gerçekleştirmeye çalıştırıyor.

Bir müddet önce istifa eden Siyonist rejimin dışişleri bakanının veda töreninde işgalci rejimin başbakanı Netanyahu şunları dile getiriyordu: “Birkaç gün önce Ebu Mazın Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın Filistin’in işgal edilmiş toprakları olduğunu söyledi. Aynı şekilde Halid Meşel, Yahudileri bu topraklardan çıkaracaklarını dile getirdi. Ben de onlara diyorum ki bu mekan 3000 yıldır Yahudilere aittir, şimdi bizim elimizdedir ve sürekli bizim elimizde kalacaktır”

Bazılarının Kudüs meselesini Filistin’e bağlayıp İslam ümmetiyle ilgisi olmayan sorun olarak nitelendirerek sınırlandırmaya çalışmaları bu mukaddes mekanın kurtuluşunu engelleme çabalarından başkasıyla ifade edilemez. Oysa Kudüs, bütün Müslümanları ilgilendiren tevhidin başkentidir. Yine bugünkü gibi işgal edilen bu mukaddes beldenin kurtarılması amacıyla zamanın gayretli Müslümanları yoğun çaba harcadılar. Kudüs’ün esaretine yüreği yanan Müslümanları harekete geçiren Selahaddin-i Eyyubi tarihi zafere imza atarak mukaddes şehri düşmanın elinden kurtardı.

Siyonist rejimin İslam coğrafyasının kalbindeki işgalini sürdürmesi, bu rejimin güvenliğini sağlama adına emperyalist güçlerin bölge üzerindeki oyunları onlarca yıldır Müslüman halkların Siyonist rejimin bekçileri gibi çalışan diktatörler tarafından idare edilmesine neden oldu. Son iki üç yıldır Müslüman Arap haklarının diktatörlere karşı başlattıkları kıyam neticesinde Siyonist rejimin güvenliğini temin eden diktatörlerin yıkılması ya da tahtlarının sarsılması bu rejimin geleceğini tehlikeye atarken muhafızlığını yürüten emperyalist güçlerde büyük tedirginliklere sebep olmaktadır.

Hamas ve Hizbullah’la yaptığı son üç savaşı kaybeden Siyonist rejim, Müslüman güçlerin karşısında tutunamayacağını son Gazze yenilgisiyle iyice kavradı. Son savaşlardaki mağlubiyetler yenilmezlik zırhını parçalarken Siyonist oyunun sonunun geldiğini ortaya koymaktadır. Devasa savaş gücüne rağmen hafif silahlara sahip direniş güçleri karşısında şaşkına dönen ve zillete duçar olan Siyonist rejim, bundan böyle kazanmasının güç olduğunu veya mümkün olmadığını anlamaya başladı. Hamas’la son savaşından önce İran’a saldıracağını her fırsatta dile getiren Siyonist rejim, aldığı yenilgiden sonra İran’a saldırıyı bir daha gündeme getirmedi.

Son yenilgi Siyonist rejimin psikolojisinde ciddi bozulmalara neden olurken, bu rejimin halkında da ciddi tedirginliklere yol açtı. Bundan böyle hiç kimse geleceğinden emin görünmüyor. Filistin topraklarında yaşayan işgalci Siyonistler bu toprakların bir gün ellerinden çıkacağını kara kara düşünüyorlar.

Siyonist rejimin varlığını sürdürmesi sıkıntı ve musibetlerin devam etmesine sebep olmaktadır. Gazze’nin direnişçi gençlerinin fedakarlıkları Filistin topraklarında yaşayan Siyonistlerin güvenliğini bozarken karanlık bir gelecek tablosuyla karşı karşıya kalmalarına neden oldu. Ancak, modern silahlarla donanmış orduya sahip Siyonist rejimin işgal topraklarından sürülmesi için daha büyük fedakarlıklara ihtiyaç var. Filistin'in dışındaki Müslümanların boş laflar üretme ve altı boş hamasi nutuklar yerine Kudüs’ün kurtulması için seferberlikleri gerekiyor. Söylemlerinde Siyonist rejime karşı aslan kesilenler fiiliyatta da aynı tavrı sergileseler zulüm daha çabuk sona erecek. Hatta sırası gelince mangalda kül bırakmayan yöneticilerimiz, Siyonist rejimle perde arkasındaki ilişkilere son verseler ve ekonomik irtibatlarını askıya alsalar, Kudüs’ün esaretten kurtulmasını geciktiren destekleri sona erecek.

Müslümanca düşünen ve referans kaynağı olarak İslam’ı kabul eden herkes, gerek ferdi, gerekse de toplumsal olarak Kudüs davasına karşı vazifesini icra etmelidir. Sorumluluk sahiplerinin bugüne kadar esirgedikleri desteği sağlamaları ve bu uğurda ellerini taşın altına koymaları gerekir. Aksi takdirde esaret devam ettikçe Müslümanlar çaresizlikten ve perişanlıktan kurtulamayacak.

(Hürseda Haber)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.