Kanun Hükmünde Kararname kapsamında Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından Kudüs TV’nin kapatılmasına ilişkin, TV’nin Genel Yayın Yönetmeni Nurettin Şirin bir basın toplantısı düzenledi.
Kapatma kararına tepki gösteren Nurettin Şirin, Kudüs TV’nin 15 Temmuz darbe girişiminde ve daha sonraki süreçte hakkın ve haklının yanında durduğunu ifade ederek kapatma kararının gözden geçirilmesini ve yanlıştan dönülmesini istediklerini belirtti.
“Ümmet bilincini güçlendirmeyi en büyük farz ibadet olarak görüyoruz”
Şirin, “Kudüs TV hakkında kapatılma kararı verilmeden birkaç gün öncesinden sosyal medya üzerinden başlatılan ‘Kudüs TV, terör örgütü Haşdi Şabi’nin propagandasını yapıyor. Kudüs TV kapatılmalıdır’ şeklinde belli çevre ve mihraklar tarafından hem saptırıcı, hem kışkırtıcı hem de hedef gösterici paylaşımların ve yönlendirmelerin yapılmasının ardından böyle bir kararın gelmesi, RTÜK tebligatındaki ‘terör örgütü’ ifadesinin bu paylaşımlarda adı konulan ‘haşdi şabi’ yapılanması olduğu yönünde bir kabul ve kanaat oluşturmaktadır. Amerikan ve İngiliz emperyalizminin projeleriyle, onların istihbarat servisleri ve sermayeleriyle Müslümanlar arasında mezhepçilik fitnesini çıkaranları telin ediyor, bunların ifsatlarına karşı ümmet bilincini güçlendirmeyi de en büyük farz ibadet olarak görüyoruz.” dedi.
“15 Temmuz meşum darbe girişimi karşısında, bütün yayınlarımızla Cumhurbaşkanın yanındaydık”
“Kudüs TV olarak, ister 17-25 Aralık, isterse 15 Temmuz meşum darbe girişimleri karşısında bütün yayınlarımızla geceli gündüzlü bu melun ve menfur emperyalist siyonist saldırganlığa, kumpas ve istilalara karşı meşru hükümetin ve Cumhurbaşkanın yanında durduk.” diyen Şirin, açıklamasına şöyle devam etti:
“İlk andan itibaren bu kalleşçe düşmanlıkların karşısında durmanın, yeni bir işgal girişimine karşı vatanı savunmanın ve bu ihanet karşısında göğüsleri siper etmenin bir namus olduğunu ifade ettik ve savunduk.”
“Kudüs davası bizim için bir siyaset ve bir yayın meselesi değildir”
Siyonizm’e karşı atılan her adımı kendilerine namus-u ekber olarak gördüklerini ifade eden Şirin, şunları ifade etti:
“Dünden bugüne, bugünden yarına siyonizme karşı mücadele cephesinde atılan her adımı, verilen her mücadeleyi kendimize bir namus-u ekber olarak görüyor, bu uğurda verilen kurbanları, aziz önderlerimizi, hususen Şeyh Ahmed Yasin’lerden Seyyid Abbas Musavi’lere, Şehit Fethi Şikaki’lerden Şehit İmad Muğniye’lere kadar tüm şehitlerimizi bir kez daha selamlıyor, onların mukaddes mücadelelerine ve miraslarına bağlılığımızı bir kez daha yeniliyoruz. Şunu burada özellikle belirtmek istiyorum; Kudüs davası bizim için bir siyaset ve bir yayın meselesi değildir. Kudüs davası bizim için bir akide ve bir ibadettir. Biz bu davayı özellikle 1980 yılında Konya’da düzenlenen tarihi Kudüs Mitingi’nden bu yana yüreğimize ve benliğimize nakşettik. Bu cihetle, Kudüs TV her şeyden önce özgür Kudüs davasının güçlü bir ekranıdır. Kudüs bizim için bir hedef, bir menzil, bir şiar, bir bayrak ve bir kimliktir. Kudüs bizim için değişmez bir pusula, terkedilmez bir mevzi, geri atılamaz bir hedeftir. Bütün yayınlarımız ve bütün programlarımızın kalbinde ve merkezinde Kudüs vardır. Zira adımız Kudüs’tür”.
Son olarak zindanlarda FETÖ mağduru tutuklu ve tutuklu yakınlarının mağduriyetlerini sık sık yayınlarında dile gerdiğini belirten Şirin, “Yayınlarımız sırasında, Kurban bayramı öncesinde yaptığımız bir yayında, hapishanelerde bulunan kardeşlerimizin ailelerine, ‘Allah’ın izniyle bu bayram tutsak kardeşlerimizin zindanda kalacağı son bayram olacaktır.’ demiştik. Kudüs TV olarak en büyük amacımız da bu kardeşlerimizin özgürlüğünün sevincini yaşamak ve bunun mutluluğunu aileleriyle birlikte paylaşmaktı. Şu an bu yayınlara devam edemiyorsak da inşallah yayınlarımıza tekrar başladığımızda, ilk yapacağımız iş bu tutsak kardeşlerimizin özgürlüğünün müjdesi olacaktır.” ifadelerini kullandı.
İLKHA