Her yıl Ramazan ayının son cuma gününde çeşitli etkinliklerle idrak edilen “Dünya Kudüs Günü” bu yılda İslam ülkelerinde Kudüs’ü gündemde tutmak ve Kudüs’e sahip çıkmak için bir dizi etkinliklerle idrak ediliyor.
Kudüs davasına sahip çıkılması için önemli “Dünya Kudüs Günü”nün önemli bir gün olduğunu ifade eden Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Gök, İLKHA muhabirine, tüm Müslümanların Kudüs’ü her zaman gündemlerinde tutması gerektiğini belirtti.
Gök, siyonist rejimin işgali altında bulunan Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa'nın durumuna ve Filistinlilerin yaşadıkları zulme dikkat çekmek için her yıl Ramazan ayının son cuma günü, dünyanın ve Türkiye'nin birçok noktasında "Dünya Kudüs Günü" olarak idrak edildiğini anımsattı.
Müslümanlara “Selahaddin’i Eyyubi gibi Kudüs’ü özgürleştirmeliyiz” çağrısında bulunan Gök, İttihad-ı İslam’ın yolunun Kudüs davasına sahip çıkmaktan geçtiğine dikkat çekti.
Ramazan ayının son günlerinde olunduğunu anımsatan Gök, “Öncelikle başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu da cehennem azabından Kurtuluş olan Ramazan'ı Şerif'in son 10 gününü idrak ediyor olmanın manevi iklimini içinde olan tüm Müslümanların Ramazan-ı Şerifini ve yaklaşmakta olan Kadir Gecesi'ni şimdiden tebrik ediyorum.” dedi.
“Kudüs’ü unutmamalıyız”
Ramazan ayı Kur'an ayı olduğunu belirten Gök, “Bizde Peygamber Efendimize namazın farz kılındığı ve miraca yükseldiği Mescid-i Aksa ile Kudüs'ün işgal yaşadığı dönemleri yaşayan insanlarız. Bu da insana bir mesuliyet yüklüyor. Dolayısıyla bizim Kudüs’ü hiçbir şekilde unutmamamız gerekiyor. Ramazan ayının son cuması zaten ‘Dünya Kudüs Günü’ olarak ilan edilmiş, bizlerde Müslümanlar olarak bu cumayı ‘Dünya Kudüs Günü’ olarak idrak edeceğiz. Kudüs unutmamak, gündem yapma adına bugünü idrak etmemiz gerekiyor. Aslında Kudüs'ü bir güne sığdırmayız. Kudüs gerçekten Müslümanların bugün her anında, her nefesinde yaşaması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“Selahaddin’i Eyyubi gibi Kudüs’ü özgürleştirmeliyiz”
Müslümanların Selahaddin Eyyubi gibi Kudüs’e sahip çıkması ve Kudüs’ü özgürleştirmesi gerektiğinin altını çizen Gök, “Bizler bu coğrafyada Selahattin Eyyubi’nin torunları olarak gerçekten Kudüs işgal altında iken gülmememiz, uyumamamız gerekir. Çünkü Selahaddin Eyyubi’ye ‘neden hiç gülmüyorsun?’ diye sorulduğunda, ‘Kudüs işgal altında iken ben nasıl güleyim’ cevabını veriyor. Selahaddin Eyyubi Kudüs fethedilinceye kadar siyah sarığını başından çıkarmıyor. Bugün biz siyonistlerin Kudüs üzerinde sürekli oyunlar oynadığına şahitlik ediyoruz, Kudüs’e, Filistin'e sürekli saldırdıklarına şahitlik ediyoruz. Bir Kudüs ziyaretimde, Kanadalı bir alim, Kudüs'te, Mescid-i Aksa'nın içerisinde sohbet veriyordu. ‘Dünyanın bütün Müslüman kadınları, yaşlıları, çocukları Filistinli kadınları, yaşlıları ve çocukları kendilerini örnek almalıdır’ diyordu. Gerçekten Kudüs’te bir avuç Müslüman Filistinli kardeşimiz Kudüs davasını kuşanmışlar. Ben bizatihi kendim müşahede ettim; 8-10 yaşında çocuklar, siyonist askerlere atmak için okul çantasında taş taşıyor. Ama bu sorumluluk sadece onlara ait olmamalıdır.” şeklinde konuştu.
“Kudüs bizim en önemli kutsallarımızdan bir tanesidi”
Kudüs’ün Müslümanların ilk kıblesi olduğunu ve Kudüs’e tüm Müslümanların sahip çıkması gerektiğini ifade eden Gök, şair, yazar, Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen’in kurucusu merhum Mehmet Akif İnan’ın Mescid-i Aksa şiirine atıfta bulunarak şunları söyledi:
“Kudüs şairi Mehmet Akif İnan'ın kurduğu sendikanın bir başkanı olarak Kudüs'ün her anımızda var olması ve her anımızın Kudüs olması gerektiğini bütün Müslümanlara hatırlatmak istiyorum. Çünkü Kudüs bizim en önemli kutsallarımızdan bir tanesidir. Kutlu Nebi'nin ilk kıblesi Mescid-i Aksa, Kudüs, şu an esir durumdadır, siyonist çizmeleri altındadır. Dolayısıyla Kudüs kurtuluncaya kadar üzerimize düşen Kudüs görevi söz konusudur. Bunu yerine getirmemiz gerekiyor.”
“Kudüs davasını benimsemeliyiz”
Kudüs’ün özgürlüğünün Müslümanların vahdetinden geçtiğinin altını çizen Gök, Müslümanların Kudüs davası için ayağa kalkmaları gerektiğini belirterek, “İnsanları birleştiren davalar, konular vardır. Kudüs tüm İslam ümmetini bir araya getirme potansiyeline sahip bir davadır. İslam ümmeti Kudüs davasına sahip çıkarsa Allah'ın izniyle tüm dünyanın ihtiyaç duyduğu İttihad-ı İslam kendiliğinden gerçekleşmiş olur. Bu gün dünyada kan, zulüm ve gözyaşı hakim. Batı medeniyeti dünyaya hakim olduğundan beri dünyayı kan, zulüm ve gözyaşına boğdu. Dünyayı böyle yönetiyor. Bu kan, zulüm ve gözyaşından da en fazla nasiplenen de maalesef İslam coğrafyasıdır. Bunların başında da Ortadoğu’ya çıbanbaşı gibi getirilen, burada işgalci bir güç var. İslam ümmeti bir araya gelip bu çıbanbaşını kesip bu coğrafyadan atması gerekiyor. Bunun da tek yolu İttihad-ı İslam'dır. Kudüs davasını benimseyen herkesin bunu kendine görev olarak kabul etmesi gerekiyor.” diye konuştu.
“İttihad-ı İslam'ın yolu Kudüs’ten geçmektedir”
İslam ümmetinin liderlerine seslenen Gök, “Allah için Amerika'dan, israilden korkmayın. Allah'tan korkun. Allah bunun hesabını size, bize soracaktır. Filistin'de 12 yaşındaki çocuk okul çantasında siyonist askere atabilmek için taş taşırken, bugün İslam ümmetinin liderleri kendi yataklarında rahat uyumamalıdır, uyuyorlarsa onlara yazıklar olsun. Tüm İslam ümmetinin liderleri bir araya gelmeli ve Kudüs davasında birleşmelidir. İttihad-ı İslam'ı gerçekleştirip Kudüs'ten başlayarak Doğu Türkistan’a kadar bütün İslam coğrafyasına huzur, barış, mutluluk getirecek büyük bir sistemin alt yapısını kurup harekete geçmeleri gerekiyor. İnşallah Kudüs birleştirici bir unsur olur. İslam ümmeti bir araya gelir. Bizler de özgür Filistin'in başkenti olan özgür Kudüs'te ve esaretten kurtulmuş Mescidi Aksa'da tek yürek olur. Mescid-i Aksa'da bir araya geliriz.” temennisinde bulundu.
“İslam ümmetinin ırkçılık illetinden kurtulması gerekiyor”
Irkçılığın batı medeniyeti tarafından İslam ümmetinin içerisinde yerleştirildiğini belirten Gök, “Batı medeniyeti bizi iyi analiz etti ve iliklerimize kadar bizi çözdü. Bu çözümleme sonucunda da ‘İslam ümmetini nasıl ayrıştırırım?’ sorusunun cevabı olarak ırkçılığı buldu, ulusalcılığı keşfetti ve bunu bütün İslam ümmetine zerk etti. Bir zehir gibi ırkçılık bütün İslam ümmetinin içine batı medeniyeti tarafından bilinçli olarak zerk edilen bir hastalıktır. Bu durum İslam'ın yıllarca bayraktarlığını, sancaktarlığını yapmış olan Osmanlı devletini yıktı. Yedi düveli ve 72 milleti barış içinde İslami bir nizamla yöneten Osmanlı devleti bu ulusalcı yaklaşımlar yüzünden yıkılmak durumunda kaldı. İşte bunun uzantılarına bakıyorsunuz; Arap ülkelerinden tutun İslam çizgisinde olan İslam ümmetinin bütün ülkelerine sevk edildi ve bu artık öyle bir noktaya geldi ki baas zihniyetini gördük, tamamen kafatasçı bir noktaya dönüştü. Bu ırkçılık illetinden İslam ümmetinin kurtulması gerekiyor.” dedi.
“İslam kardeşliği altında birleşmemiz gerekiyor”
Müslümanların kardeş olduğunu hatırlatan Gök, “Biz kardeşiz, bu coğrafyada Kürdler, Türkler Araplar birleşirse, israil ve Amerika gibi bu bölgeye ait olmayan ve çıbanbaşı gibi bu bölgeye sokulmuş olan bu şer güçler buradan defolup gitmek zorunda kalır. Tarihte de bu böyledir. Biz ne zaman birleşmişsek Selahaddin Eyyubi ile birlikte gidip Kudüs’ü fethetmişiz. Fatih Sultan Mehmet ile gidip İstanbul'u fethetmişiz, çağ açıp çağ kapatmışız. Alpaslan ile birlikte Anadolu'nun kapılarını İslam'a açmışız. Şimdi dolayısıyla bizim ihtiyaç duyduğumuz husus birlik, beraberlik ve kardeşliktir. Bugün Kudüs işgal altında iken Selahattin Eyyubi'nin torunları ile Fatih Sultan Mehmet Han'ın torunlarına birbirine düşmek değil, tek yumruk olmak düşer ve tek yumruk olmak zorundayız. Bu da İslam ümmetinin liderlerini uyanışıyla olacak. Ben halkların uyandığını düşünüyorum. Halklar bu birlik beraberliğe ihtiyaç duyulduğunun farkındalar. Liderlerinin de bunu fark edip ve buna uygun hareket etmesi gerekiyor. Irkçılığı ve buna benzer bütün izmleri elinin tersiyle itmelidir. İslam kardeşliği altında birleşmemiz gerekiyor ve bu da sağlandığı takdirde Kudüs'ün, Filistin'in kurtuluşuna vesile olacak. Suriye'nin, Arakan'ın Doğu Türkistan’ın dünyanın bütün mazlum coğrafyalarının, Afganistan'dan tutun Bosna'ya yani nereyi sayarsanız sayın aç bırakılmış Afrika'ya kadar bütün ümmetin sadece ümmetinde değil, bütün dünya mazlumlarının kurtuluşuna vesile olacak. İnşallah Rabbim bu birlik ve beraberliği de bize bir an önce yaşatsın.” diye konuştu.