Bu gece inşaallah Kadir Gecesi’dir.
İçinde Kadir Gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlı olan Ramazan ayının doruk noktası Kadir Gecesi...
Kur`an inkılâbının başlangıç yıl dönümü...
Kur`an, bu gece Levh-i Mahfuz`dan dünya semasına indi.
Kur`an’ın ilk ayetleri bu gece Hz. Muhammed Mustafa`ya (s.a.v) duyuruldu.
Ahir zaman insanına yol kılavuzu bu gece haber verildi.
Beşerin hükmetme hırsı altında inim inim inleyen insana, “Rabbinin adıyla oku!” ve yüksel, dendi.
Zira insan artık engelsizdir…
İnsanlık bu geceden itibaren bir bütün olarak hür… İnsanı haksız yere zapt eden zincirler kırıldı.
Bu geceden sonra, insanın nefsinden öte onu haksız yere zapt edecek beşeri bir güç yok artık.
Ve beşeri kullaştırmak isteyen güç sahiplerine dendi ki;
Bütün dünyaya hükmedecek kadar büyüseniz de sadece bir beşersiniz, her Ben-i Âdem gibi alaktan yaratılmış sade bir beşer…
Bunun için hiçbir duyuru, Kur’an’ın duyurusu gibi beşere haksız yere hükmetmek isteyenlerin zoruna gitmedi, hiçbir duyuru onları Kur’an’ın duyurusu kadar panikletmedi.
Ve hiçbir duyuru, Kur’an’ın duyurusu kadar düşman bulmadı.
Ve hiçbir duyuru, Kur’an’ın duyurusu kadar perdelenmedi.
1400 yıldır, Kur’an’ın anlaşılmaması için mücadele veriliyor.
Kur’an’a karşı açık savaşı eski çağlarda kaybedenler, ona karşı modern zamanda saklı bir savaş başlattılar.
Ve hiçbir zaman Kur’an son iki yüzyılda olduğu kadar gizli hücumlara uğramadı.
Kur’an’ı tahrif edemeyen şeytan ve dostları, iki yüzyıl önce Kur’an’a karşı Kur’an’ı Müslümansız bırakma harekâtı başlattılar.
Kendilerince Kur’an, tahrif edilmemiş bir hâlde insanlığın elinde kalsa da ona inanan kimse kalmayacaktı.
Bu şeytanî harekâtın İstanbul’daki uzantılarından biri, 1940’lı yıllarda Beyazit Meydanı’ndan geçerken aslında Kur’an’ı kast ederek rahlelerin artık müzelik olacağına inanmıştı.
Başaramadılar.
Bu sefer Post modern zamanda Kur’anîlik adı altında İslamsız bir Kur’an tasarısı geliştirdiler. Kendilerince,
Kur’an her yerde konuşulacak.
Herkes Kur’an’dan söz edecek.
Ama Kur’an’a öylesine keyfi bir beşeri yorum getirilecek ki Kur’an o yorum içinde hükümsüz kalıp gidecek.
Bu, “Kur’an ellerinde oldukça onlara asla hükmedemeyeceğiz” diye nutuk atanların son sihridir!
Önce tüme varımla yol almışlardı, şimdi tümden gelimle yol almaya çalışıyorlar. Akıllarınca ikisinin bütünleştiği yerde Kur’an ortadan kalkacak. Böylece kendileri insanlığa sınırsızca hükmedecekler…
Elhamdülillah bu da tutmadı ve başka yollar da tutmayacaktır.
“Yoksa onu (Muhammed kendisi) uydurdu mu diyorlar? De ki: “Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi siz de onun benzeri bir sûre getirin ve Allah’tan başka, çağırabileceğiniz kim varsa onları da yardıma çağırın.” (Yunus 38)
Allah şahit ki çağırabildikleri herkesi yardıma çağırdılar. Müslümanlar arasında şöhrete düşkün, güçlülerden yana kabul görme hırsına kapılmışları dahi yanlarına aldılar.
Ve başaramadılar…
Kur’an’ın yerini tutacak bir yol kılavuzu bulamadılar.
Ve ey Doğu’nun ve Batı’nın insanı!
Yeter artık, inat etme, şeytan ve dostlarına artık kanma!
Ahir zamanın yol rehberine sarıl da kurtul… Dünya ve ahret saadetine er!