MARDİN - Mardin Valiliği, Risale Akademi, Mardin Artuklu Üniversitesi ve Akademik Araştırmalar Vakfı (AKAV) tarafından düzenlenecek uluslararası “1. Kur'an Medeniyeti Sempozyumu” bugün başlıyor. Bugün 2, yarın ise 8 oturumun yapılacağı sempozyumda, Kur'an ziyafeti ve Mardin gezisiyle sona erecek.
Yıldırım: Dünya siyasetinde söz sahibi olmak ancak medeniyet ile mümkündür
Mardin Artuklu Üniversitesi Senato Odası’nda yapılan bilgilendirme toplantısında konuşan Mardin Artuklu Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kadri Yıldırım, Şehir anlamına gelen Medine’nin “m-d-n” kökünden türediğini ve bu kök etimolojik olarak “siyaset” ve “yönetim” anlamına geldiğini söyledi.
Yıldırım, “Dolayısıyla dünyaya yön vermek, dünyayı ve ülkeleri yönetmek, dünya siyasetinde söz sahibi olmak ancak medeniyet ile mümkündür. Terim olarak medeniyet; sosyal, siyasal, entelektüel, ekonomik, kurumsal ve teknik düzeylerdeki birikimin toplamıdır. Bu birikimden yosun olanların kendi ülkelerine veya dünyaya yön vermeleri mümkün değildir.” dedi.
“Medeniyet bir bina gibidir”
Medeniyetin bir bina gibi olduğunu ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu binanın semavi temeli Hz. Adem ve ona indirilen vahiy sayfaları ile başlamış; Hz. Peygamber ve ona indirilen Kur’an ile temel tamamlanmış; bilim ve teknoloji ile zirveye taşınmış ve taşınmaktadır. Hz. Peygamber bu bağlamda bir hadiste kendini ve kendisinden önceki peygamberleri aynı binanın ustalarına benzetmektedir. Onun ifadesiyle her peygamber bu binaya bir kerpiç koymuş, son kerpici kendisi koyarak binanın kabası böylece tamamlanmıştır. Medeniyetin kabasını bu şekilde tamamlayan peygamber ve Kur’an onun incesini ümmet veya genel insanlık içerisinden çıkacak olan ilim ve bilim insanlarına havale etmiştir. Kaynağı hangi semavi kitap veya peygamber olursa olsun, hangi beşeri kitap veya bilim insanı olursa olsun medeniyet evrenseldir ve alınmaya değerdir. Medeniyet somutlaşmış bir hikmettir ve hikmet de evrenseldir. Nitekim Hz. Peygamber bir hadisinde şöyle buyuruyor: ‘Hikmet müminin yitirdiği bir değerdir; onu nerede bulursa alır’. Böylece Hz. Peygamber bir yandan Kur’an medeniyetini ümmetinin ve insanlığın istifadesine sunarken, bir yandan da hepsi de Allah’ın kulları olan insanların ürettikleri medeniyet ve hikmeti almayı teşvik etmiştir.”
Yıldız: Yurtdışından katılımcılar olacak
Daha sonra Risale Akademi adına konuşan Yrd. Doç. İsmail Yıldız, yurtdışından da birçok konuşmacının sempozyuma katılacağını söyledi. Yıldız, mescitler, medreseler, vakıflar, zaviyeler, hanlar, hamamlar, yollar ve çeşmeler gibi dinî ve sosyal içerikli hizmetlerin ortaya çıkmasında ve gelişmesinde Kur’an’ın teşvik edici önemli rol oynadığına dikkat çekti.
“Yoksulluk ve gelir dağılımı adaletsizliği hüküm sürmeye devam ediyor”
Dünyamızdaki birçok ayrımcılığın sebebinin modern düşüncenin temellerinden geldiği bilindiğini ifade eden Yıldız, “Küreselleşme dediğimiz yer asimetrik küreselleşmeye dönmüş, silahsızlanma hayal olmuş, küresel ayrımcılık, işçiler, kadınlar, Afrikalılar, Müslümanlar ve çocuklar gibi, pek çok sınıf ve toplum ayrımcılığın konusu haline gelmiştir. ‘Dünya küresel bir köy ve herkes bu köyün vatandaşı’ fikri bir hayalden öteye geçmemiştir. Belki en önemlisi de insanlık tarihi boyunca hiçbir dönemde olmadığı kadar yoksulluk ve gelir dağılımı adaletsizliği hüküm sürmüş, sürmektedir.” dedi.
“İnsanlığın Kur’an-ı Kerim’e ihtiyacı vardır”
“Yeniçağda yeni bir düşünceye, insanlığın tüm ihtiyaçlarını, beklentilerini karşılayabilecek yeni bir medeniyet tasavvuruna acilen ihtiyaç vardır. Çözümü ise Kur’an-ı Kerim’dir.” diyen Yıldız, “Aslını muhafaza eden, bireyleri doğumdan ölüme bütünüyle kuşatan, etkileyen, onları yönlendiren ve dönüştüren dinamik ve otoriter tek kaynak olduğundan yeni yüz yılda tasavvur edilen yeni medeniyeti besleyecek kaynak olabilme imkânına layıkıyla Kur’an sahiptir. Geçmiş yüzyıllarda tecrübe edilmiş, büyük medeniyetler arasında yer almış uzun müddet insanlığa mutluluk dağıttığı tarihçe müsellemdir.” diye konuştu.
“İslam Medeniyeti’
Yıldız, “Ayrıca Kur’an’ın medeniyeti üreten ilme, tecrübeye, araştırmaya, aklı kullanmayı özendirmesi Müslümanlar için itici güç olmuş, hamle ruhu vermiştir. Kur’an’ın temelini oluşturan tevhit ve ahirete iman hayata bakışlarını, ahlak anlayışlarını karakter yapılarını şekillendirmiş, bu nitelik ve kazanımlarda ürettikleri medeniyetin unsurlarına yansımıştır. Kur’an Medeniyeti Kavramı, gücünü ve ışığını Kur’an’dan alan bir medeniyet tasavvurunu ifade eder. Buna ‘Vahiy Medeniyeti’, yahut ‘İslam Medeniyeti’ de denebilir. Kur’an Hz. Âdem (as) ile son Peygamber Hz. Muhammed (as) arasında geçen örnek medeniyet deneyimlerini, peygamberlerin temsil ettiği mutedil yaşama biçimlerini sunmaktadır. Tarihte denenmiş, olumlu sonuçlar vermiş bir medeniyeti gündeme taşımak, konuşmak insanlığın, İslam ümmetinin bunaldığı şu günlerde verimli ve yararlı olacağı çok açıktır.” dedi. (M. Salih Keskin – İLKHA)