Allah-u Teâlâ’nın kelâmı olan Kur’an-ı Mübin’i tilavet etmek en faziletli ibadetlerdendir. İbn’ul Cevzi, selef âlimlerinin Kur’an okumayı nafile ibadetler içerisinde birinci sıraya koyduklarını ifade eder. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de bu hususa şöyle vurgu yapılmıştır: “Allah`ın Kitabı`nı okuyanlar, namaz kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah için) gizli ve açık sarf edenler, asla zarara uğramayacakları bir ticaret umarlar.” (Fatır: 29)
Bir gün adamın biri, Peygamberimiz(SAV.)’e: “Ya Resulallah! Allah`ın en çok sevdiği amel hangisidir?” diye sordu. Peygamberimiz(SAV): “Konup göçendir” cevabını verdi. Adam: “Konup göçen kimdir?” diye sorunca, “Kur’an’ı baştan sonuna kadar okuyan, bitirince de tekrar başlayan kimsedir” cevabını verdi. (Tirmizi)
Başka hadis-i şeriflerde de şöyle buyrulmaktadır: “Allah evlerinden bir evde, Allah`ın kitabını okumak ve aralarında müzakere etmek için toplanan kimselerin üzerine sekine iner, onları rahmet kuşatır, melekler etraflarını sarar ve Allah, onları kendi katında bulunanlara överek anlatır." (Ebu Davud, Tirmizi)
“Üç zümre vardır ki onları kıyametin dehşeti korkutmaz, onlar için hesap zorluğu yoktur, diğerlerinin hesabı bitinceye kadar onlar misk tepecikleri üzerindedirler. Bunlardan birisi, Allah`ın rızasını kazanmak için Kur’an okuyan kimsedir.” (Münziri, et-Tergib: c. 1. s. 1311)
“Kim Kur’an’ı okur ve onunla amel ederse kıyamet günü babasına bir taç giydirilir. Bu tacın ışığı, güneş dünyadaki herhangi bir evde bulunduğu takdirde onun vereceği ışıktan daha güzeldir. Öyleyse Kur’an’la bizzat amel edenin ışığı nasıl olacak, düşünebiliyor musunuz?” (Ebu Davud)
“Kim Kur’an’ı okur, ezberler, helal kıldığı şeyi helâl kabul eder, haram kıldığı şeyi de haram kabul ederse Allah, o kimseyi cennete koyar. Ayrıca ailesinden hepsine cehennem hak olmuş bulunan on kişiye de şefaatçi kılınır.” (Tirmizi)
“Kur’an’da mahir olan (hıfzını ve okuyuşunu güzel yapan), Sefere denilen kerim ve muti meleklerle beraber olacaktır. Kur’an’ı kekeleyerek ve zorlukla okuyana iki sevap vardır.” (Buhari, Müslim)
Uhud şehitleri defnedilirken ve daha sonra imam olmaya ehil kişi tespit edilirken Kur’an`ı iyi bilmenin bir ölçü olarak kullanılması da Kur’an bilme ve okumanın önemini ortaya koyan başka misallerdir.
Kur’an’dan ezberlenen kısımların unutulmasının büyük günah sayılması da Müslümanları, sürekli Kur’an okumaya yönelten noktalardan bir başkasıdır. Bu konuda Peygamberimiz(SAV), şöyle buyuruyor: “Bir kimsenin şu ayetleri unuttum demesi ne kötü şeydir! Onlar ona unutturulmuştur. Kur’an’ı hatırınızda tutmaya çalışın. Doğrusu O, hayvanın ipini koparıp kaçması gibi kişinin zihninden silinip gider.” (Müslim)
Ayet-i kerime ve hadis-i şeriflerde bu kadar hassasiyetle üzerinde durulan Kur’an okuma işi, tarih boyunca Müslümanlar tarafından önemle yerine getirilmiş ve faziletine binaen Kur’an, daha çok da geceleri okunmuştur. Gece okuma konusunda Cenab-ı Hakk, "Geceleyin onunla (Kur’ân) teheccüd kılmak için kalk!" (İsra: 79) buyurmaktadır. Zira gecenin derinliklerinde, kalbin bütün meşgale ve eğlencelerden uzak kaldığı anlarda kişinin okuduğu Kur’ân, nefse ağır ve vücuda yorucu gelse de daha etkili olur ve kalbin derinliklerine nüfuz eder.
Meşhur Müfessir Hazin, "Gecenin yarısında kalk (namaz kıl), yahut bundan biraz eksilt. Veya bunu arttır ve ağır ağır Kur’an oku." (Muzemmil: 3-4) ayetinin tefsirinde şöyle der: “Allah gece namazını emredince peşinde Kur’an okumayı zikretti. Efendimize, okuyacağı Kur’an`ı yavaş yavaş okumasını emretti ki kalbi tam bir huzura kavuşsun, ayetlerin manalarını düşünsün, istiğfar ayetlerini okuduğunda istiğfarda bulunsun, vaat ve vaid ayetlerini okuduğunda kalbinde korku ve ümit meydana gelsin, kıssa ve darb-ı meselleri okuduğunda ondan dersler ve ibretler çıkarsın. Böylece kalbi Allah`ın marifetiyle nurlansın." (Lübbutte`vil: 4/165)
Yukarıda da temas ettiğimiz gibi İsra 73. ayetteki zamirin Kur’an’a raci olması, gerek teheccüd namazı içinde gerekse gece müstakil olarak Kur’an okumanın önem ve gerekliliğine ayrı bir işarettir. Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem, gece Kur’ân okumaya teşvik ederek, "Kur’ân öğrenin ve okuyun. Çünkü Kur’an öğrenip okuyan ve gecesini onunla ihya eden kimse, misk dolu ve kokusu her tarafa yayılan kap gibidir" buyurur. (Tirmizi)
Gece Kur’an okumayı teşvik eden bir başka hadis-i şerifte yine şöyle buyrulmaktadır: "Kıyamet günü Kur’ân, `Ya Rabbi! Ben bu şahsı, beni okuduğu için gece uykusuz bıraktım, izin ver de ona şefaat edeyim" diyecektir." (İmam Ahmed, Mesnet)