Peygamber Sevdalıları Vakfı, Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırıları kınama amacıyla Diyarbakır İstasyon Meydanında "Kur'an'a Saygı Mitingi" düzenledi.
Çevre il ve ilçelerden binlerce kişinin katıldığı mitinge icabet edenler, Kur'an'a yapılan saldırılara sessiz kalınmaması gerektiğine dikkat çekti.
Miting alanına gelen katılımcıların çoğunun elinde Kur'an-ı Kerim'in olduğu görüldü.
Sık sık tekbirlerin getirildiği mitingde, İslam düşmanları aleyhine pankartlar açıldı.
Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından dün Diyarbakır'da düzenlenen "Kur'an'a Saygı" mitingine katılan vatandaşlar, yaşadıklarını ve duygularını İLKHA'ya anlattı.
"Sessiz durmamamız lazım, gereken tepkiyi göstermemiz lazım"
Mitinge Şanlıurfa'dan katıldığını belirten Süleyman Aksoy, "Bu gibi mitinglerin daha çok olmasını istiyorum çünkü biz tepkimizi göstermediğimiz zaman İslam düşmanları daha çok azıyorlar, daha çok üstümüze geliyor, kutsallarımıza daha çok saldırıyorlar. Sessiz durmamamız lazım, gereken tepkiyi göstermemiz lazım. Biz tepki gösterdiğimiz zaman gerekli yerler, yetkili mercilerin gerekeni yapması lazım. Türkiye'nin İsveç'e onay vermemesini istiyorum. İsveç'i ve Kur'an düşmanlarını kınamaktan öteye geçerek, gerekeni yapmaları gerekir." dedi.
"Kutsalımıza hakaret imanımıza hakarettir"
Mitingin katılımcılarından İbrahim Halil Aksoy ise, "Zalimleri lanetliyoruz; Kur'an-ı Kerim'imize, kutsalımıza hakaret etmeleri ilk defa değildir ama onlar bilmeli ki kâfir istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır. Bizler ne kadar kınarsak kınayalım, bir şey yapmadıktan sonra bu kâfirler devam edecek. Dünya Müslümanları, dünyadaki 1 milyar Müslüman ve İslam ülkeleri ayaklandığı zaman İslam hâkim olur, hiç kimse kutsalımıza hakaret edemez. Kutsalımıza hakaret imanımıza hakarettir. Kutsalımız namusumuzdur, Kur'an bizim kalbimizdir, 5 duyu organımızdır resmen. Kutsalımıza asla hakaret ettirmeyiz." diye konuştu.
"Biz Müslümanlar ses vermezsek kâfirler bu zulmü, vahşeti ve kutsalımıza hakareti daha da artıracaklardır"
Birden fazla ülkede Kur'an-ı Kerim'e yönelik yapılan saldırıları telin etmek için mitinge katıldığını belirten Kerbela Demirtaş, "Kur'an'ın şahsında hepimize hakaret ediliyor. Peygamberimize, Rabbimize hakaret ediliyor, bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Bugün bizler de burada az da olsa tepkimizi dile getireceğiz, onları lanetleyeceğiz. Bu miting bütün Müslümanların uyanışına vesile olur inşallah. Sorumluluk öncelikle Müslüman ülkelerin liderlerine düşüyor, onlardan isteğimiz; onlarla bütün diplomatik, askeri ilişkilerini kesmeleri ve diplomatlarını kovmalarıdır. Bu şekilde tepki vermemiz ve onların da biraz anlayarak bu yanlıştan dönmelerine vesile olur ama biz Müslümanlar ses vermezsek kafirler bu zulmü, vahşeti ve kutsalımıza hakareti daha da artıracaklardır. Bu miting başta Türkiye'deki Müslümanlar olmak üzere dünyadaki bütün Müslümanların uyanışına vesile olur inşallah." şeklinde konuştu.
"Dünyadaki tüm Müslümanlar bu şekilde mitingler yapmalı"
Mitinge Mardin'in Kızıltepe ilçesinden katıldığını belirten Nasrullah Yıldırım, "Kur'an'ımıza hiç kimse hakaret edemez. Allah'ın ayetlerine saygı için buraya geldik. Her zaman Kur'an için hazırız. Yapabileceğimiz ne varsa hazırız. Müslümanlar birlik olmalı, Kur'an'a saygı duymalı. Dünyadaki tüm Müslümanlar bu şekilde mitingler yapmalı. Biz Yahudi ve Hristiyanlara saygı duyuyorsak onlar da bizim dinimize saygılı duymalıdır. İslam ülkelerinin hepsi bir olmalı ve bu konunun üzerinde durmalıdır. Kur'an'a hakaret edilmemesi lazım." şeklinde belirtti.
"Türkiye İsveç'İ NATO'ya sokmamalıdır"
Danimarka ve İsveç başta olmak üzere bütün Avrupa ülkelerinde Kur'an-ı Kerim'e yapılan saldırıları kınamak için mitinge geldiğini dile getiren Yaser Bedir, "Keşke elimizden daha iyi şeyler gelseydi. Keşke bütün İslam dünyası birleşerek, ordular savaşa dursaydı bizim için daha iyi olurdu elbette ama şu an için elimizden geleni yapmaya geldik. Türkiye öncelikle İsveç'in NATO'daki üyeliğini iptal etmeli, İsveç'İ NATO'ya sokmamalıdır. Elçiliklerini çekmelidir, Irak'ta olduğu gibi siyasi ilişkilerini diplomatik olarak askıya almalıdır. Türkiye'deki cemaatlerin hepsinin birleşerek meydanlara dökülmesi gerektiğini düşünüyorum; Türkiye bunu yapabilir." cümlelerini kullandı.
Mitinge katılan vatandaşlardan Muhammed Şerif Güler, "Kur'an'ın yanında olanların yanındayım. Kur'an düşmanlarına karşı tebliğle olur. Kur'an, Allah'ın kelamıdır. Kim Allah'ın kelamına karşı gelirse küfre girer. Bütün Müslümanları birliğe davet ediyorum, beraber olalım." şeklinde konuştu.
"Türkiye'nin siyasal, ticari tüm ilişkilerini keserek ambargo koyması gerekiyor"
Kur'an'a sahip çıkmak için mitinge katıldığının altını çizen Mevlüd Yıldız, "Danimarka, İsviçre'nin Kur'an'a olan saygısızlığını telin etmek için Batman'dan buraya geldik. Kur'an-ı Kerim'e sahip çıkmaya geldik. Kur'an-ı Kerim baş tacımızdır. Hayatımız Kur'an-ı Kerim'e bağlıdır; o yoksa biz de yokuz. Her şeyimiz O'na fedadır. Müslüman ülkelerin hepsi bir olarak yekvücüt olmaları gerekiyor. Özellikle Türkiye'nin bazı adımları atması gerekiyor. Özellikle elçiliklerini kapatması gerekiyor; siyasal, ticari tüm ilişkilerini keserek ambargo koyması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
"Eğer biz Kur'an-ı Kerim'i hayatımıza tatbik edersek kâfir ve münafıklar mecburen geri adım atacak"
Müslümanları bir olmaya davet eden Cengiz Acar, "Peygamber Sevdalılarının Kur'an-ı Kerim'e yapılan hakaretlerden dolayı yapmış oldukları çağrı üzerine Diyarbakır'a geldik. Yahudi melanetlerini ve kâfirleri telin etmek için geldik. Müslümanların Kur'an düşmanlarına karşı yapması gereken en önemli şey; Kur'an'a dört elle sarılmasıdır. Eğer biz Kur'an-ı Kerim'i hayatımıza tatbik edersek, O'nun emir ve yasaklarını uygularsak; kâfir ve münafıklar mecburen geri adım atacak ve bize uymak zorunda kalacak. Müslümanlar kendi aralarında birlik olacak. Bütün dünya Müslümanları bir olursa hiçbir Yahudi, Hristiyan veya gayrimüslim kesinlikle Müslümanlara dil uzatamayacak. Eğer biz Kur'an'ı yaşamaya çalışırsak, metotlarını uygulamaya çalışırsak; başkası da tam tersini yapıp bu melanetlere destek verirse elbette bunlar daha çok sapıtacak, ileri gidecek, Kur'an'a ve Müslümanlara saldıracaktır." dedi.
"Kur'an-ı Kerim'in sahipsiz olmadığını insanlara duyurmak adına, tepkimizi ortaya koymak adına geldik"
Müslüman neslin Kur'an düşmanlarına karşı gereken cevabı en güzel şekilde vereceğini belirten İbrahim Yaz, "Özellikle son zamanlarda artan İslam düşmanlığı, Avrupa'da İslam düşmanlarının Kur'an-ı Kerim'e karşı yapmış oldukları alçakça eyleme karşı tepkimizi ve tavrımızı ortaya koymak için buraya geldik. Özellikle medeniyet ve hoşgörü diye bize yutturulan Avrupa'nın aslında nasıl da İslam'a büyük bir düşmanlık göstermiş olduğu, İslam'ın mukaddesatlarına ve Müslümanlara sinsice ve haince saldırdığı noktasında tepkimizi göstermek ve güçlü bir şekilde haykırmak adına, mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'in sahipsiz olmadığını insanlara duyurmak adına tepkimizi ve eylemimizi ortaya koymak adına geldik. Burada aynı zamanda hem batıya hem de İslam düşmanlarına şu mesajı vermekteyiz; yapmış olduğunuz bu eylemler elbette ki bu İslam düşmanlığı, Kur'an'a yapılan saygısızlıklar hiçbir zaman Müslümanlar tarafından hoş görülmeyecek. Elbette ki inşallah Müslüman nesil size karşı gerekeni en güzel şekilde cevabı verecektir. Bu cevapların farklı farklı türleri vardır. Biz inanıyoruz ki Müslümanlar uygun olan en güzel dille onlara gereken mesajı iletip yapmış olduğu hatalarına, düşmanlıklarına ve kinlerinden geri dönüş yapmalarını sağlamak amacıyla tepkimizi koymak için geldik." ifadelerini kullandı.
"Bu eylemler karşısında sadece Müslüman halklar ve bazı İslami STK'lar çıkıp meydanlarda sesini duyuruyorlar"
İslam ülkelerine çağrı yapan Zeynelabidin Gülsever, "Önce İslam ülkelerinin liderlerine seslenmek gerekiyor. Bugün dünyanın hemen hemen küfür memleketlerinin, Avrupa'nın ve benzeri ülkelerin her yerinde Kur'an'ı yakma, hakaret etme, Peygamberimize hakaret etme gibi eylemlerle karşı karşıya kalıyoruz. Bu eylemler karşısında sadece Müslüman halklar ve bazı İslami STK'lar ile gruplar çıkıp meydanlarda sesini duyuruyorlar. İslam ülkelerinin liderleri, meclisleri ve buna benzer yerlerden hiçbir ses çıkmıyor. Bazen cılız bir ses veya kınamalar yapıyorlar ama onlara yaptırım yapmaları lazım. Mesela İsveç'in NATO'ya alınması söz konusudur. Devlet, hükümet, hangi gayretle, izanla bunu alacaklar ya da buna onay verecek? Buna bir bakmak lazım." diye konuştu.
"Türkiye'nin İsveç'in NATO'ya girmesi için onay vermesini kabul etmiyoruz"
Kur'an için herkesin ayağa kalkması gerektiğini söyleyen bir vatandaş ise, "Biz Kur'an için haykırıyoruz. Müslümanların ayağa kalkması gerekiyor. Biz bugün Kur'an için ayağa kalkmayacaksak ne Müslümanlığımız kalacak? Biz devletten bunu istiyoruz, devletimiz de bütün Müslüman devletlerin de ayağa kalkması gerekiyor. Konsolosluklarının kapatılması gerekiyor. İsveç'in NATO'ya girmemesi gerekiyor. Türkiye'nin İsveç'in NATO'ya girmesi için onay vermesini kabul etmiyoruz. Kur'an'ımızı yırtıyor, aykırı hareketler yapıyor ve bizler 'bir şey olmaz' diyoruz. Biz Müslümanların en kutsalı Kur'an'dır. Bugün bizim yaşlı çocuk demeden ayağa kalkmamız, kimsenin evinde oturmaması gerekiyor." şeklinde konuştu.
"Müslümanların ayağa kalkıp Kur'an'ına sahip çıkması, okuması ve hayatında yaşaması gerekiyor"
Ekrem Açılan Hoca, "Bu programın daha önce yapılması gerekiyordu. Geç bile kalındı. Bütün Avrupa ülkelerinde Kur'an-ı Kerim'e hakaret edildi. Başta İsveç, Danimarka, Hollanda'nın arkasında Melun israil ve ABD var. Hepsini telin ediyoruz. Allah'ın laneti hepsinin üzerine olsun. Biz buraya onları lanetlemeye ve yaptıklarını telin etmeye geldik. Diyarbakır'dan sesimizi yükseltelim ki bütün dünyaya sesimizi ulaştıralım. Bu ses ve enerji bütün dünyadaki Müslümanlara ulaşacak inşallah. Müslümanlar kendine sahip çıkmayana kadar, Kur'an'a sahip çıkmayana kadar tek gaye ve çareleri özgürlük, kurtuluşumuz, dinimiz, dünyamız ve bölgemiz için yine çare Kur'an'dır. Kur'an Müslümanların elinden giderse neyimiz kalır? Müslümanların ayağa kalkıp Kur'an'ına sahip çıkması, okuması ve hayatında yaşaması gerekiyor. Bizim burada slogan atmamız yeterli değil, Kur'an'ı okumamız, hayatımıza tatbik ve amel etmemiz gerekiyor. İşte o zaman Kur'an sulanan bir ağaç gibi İslam toplumunu değiştirir ve İslam'la beraber özgür oluruz. O kafirler de güçlerini kaybedecekler ve bütün dünyada Kur'an'ın sesi hâkim olacak. Allah zaten indirdiği bu kitabı muhafaza edeceğini söylemiş. Allah zaten kitabını koruyor, önemli olan Müslümanların ayağa kalkıp görevini yapmasıdır. Biz de sesimizi bütün dünyaya duyurup hayatımıza tatbik etmemiz gerekiyor."