Un, yağ, badem, fıstık vb. ile yapılan, şekerli bir tür çöreğe kurabiye denir. Kurabiye bayramlarda daha çok yapılır.
Kurabiye aslında gurabiyedir. Yani garip bir şeydir. İçi ile dışı bir değildir. Fakat yine de bayramda bir kurbiyet yakınlık aracıdır. Zaten gurbet yakınlığın zıddı değil mi? Karip, yakınlık ve ülfet sahibi kimse garip ise yabancı ve tuhaf kimsedir.
Gariptir; ama “Bayramda kurabiye”,kurbiyetin yani yakınlığın bir nişanı bir ikramı olarak yapılır ve takdim edilir. Burada manası gurbet olan tatlı üzerinden gariplerin yakınlaşması murat edilir. Kurabiye, garipliği ortadan kaldırarak yakınlığı oluşturur. Burada varsayım budur.
Tabi hanımlar bu kadar inceliğin farkında olmayabilirler. Onlar kurabiyenin nasıl daha lezzetli ve güzel yapılabileceğine odaklanıyor. Olsun, bu da önemlidir. Bu da yerindedir. Zira güzel yapılmayan kurabiye ismi gibi garip kalır, karip kılmaz.
Kurabiyede un var, yağ var, şeker var. Un, tahılın öğütülmüş halidir. Öğüt kabul eden halidir. Unun diğer bir ismi isedakiktir. Çünkü ince ince öğütülmüş bütün haşin ve kaba hallerinden sıyrılmıştır. Demek ki kurbiyet için dakik olmak, ince olmak gerekir, zamanın ve mekânın hal ve ihtiyacına dikkat etmek gerekir. Dakik akıcı olandır, aksamadan çalışır.
Hanımlar bayramda beyaz olanı,öğütülmüş olanı takdim ederler. Öğüt kabul ederek kendini haşinlikten ve kabalıktan kurtaranı ikramlarına ham madde olarak kullanırlar. Yoksa arada pürüzler olur. Tüm pürüzler öğütülmeli ki,kurabiye hem lezzetli olsun hem de sindirilsin. Aradaki katılıkları öğütsün. Bayramlaşanlar birbirlerine değer verecek ki öğünmeler karşılıklı olsun.
Düşüncenin, zihnin ve duyguların pürüzlü olması sürtünmeyi ve sürtüşmeyi artırır. Bu da hareketi ve işleyişi zorlaştırır. Maddi-manevi her açıdan insanı yorar. Bu nedenle Kur'an'da “Onlar istediler ki yağcılık yapasın (yumuşak davranasın) da onlar da sana yağcılık yapsınlar (yumuşak davransınlar).” (Kalem:9) buyrulur. Evin hanımı kurabiyeye yağcılığı değil sahiden yağı koymalıdır. Akrabalarla dostlarlasürtüşmekten kurtulmaya niyet ederek bunu yapmalıdır. Eğer evin hanımı kurabiyeye yağı değil de yağcılığı koyarsa onun ikramı ismi gibi garip kalır. Onu yiyenler ses çıkarmaz belki; ama içlerinde kalır. Onlara tuhaf gelir. Burada kurabiye gurbet olur.
Kurabiyede ceviz ve fıstık da kullanılır. Bunlar kabuklu yemişlerdir. Bunların lübb dediğimiz özleri kullanılır. Evin hanımı kurabiyeye kabuğundansıyrılmışözleri koyarsa kendisi de lebip olur. Kendini rahatça ifade eder. İkramı“ululelbap-öz sahipleri” için ibret ve lezzet vesilesi olur.
Kurabiye şekersiz olmaz. Tatlı tatlı ikram edilsin ki tatlı konuşulsun. Evin hanımı kurabiyeye tat verecek ki tatlı olsun. Bunun için tatlandırıcı olarak sadece şekeryetmez. Bir de hanımın kendisi tat verecek. Eğer kendisi tatsızsa şekerle kurabiye tatlanmaz.
Bu bayram, kurban bayramıdır. İşin esprisi bu bayramda kurabiye olsun; ama gurabiye olmasın.
Bu yakınlığı duyan, bu sevinci yaşayan herkese Bayram kurban olsun, mübarek olsun.