Bayram vesilesiyle çarşı ve pazarlarda ticari bir hareketlilik yaşandı. Ancak, Ramazan Bayramında yaşanan hareketlilik kadar bir hareketlilik olmadı. Çünkü çoğu kişi Ramazan Bayramında aldığı giysi, ayakkabı, çanta vb. eşyasını bu bayramda da kullanmayı tercih etti.
Ticari hareketlilik daha çok elbiseci, ayakkabıcı, çantacı ve çikolatacılarda yaşandı. Bu Bayramda, Ramazan Bayramına nazaran açık şekerin yerine paket çikolata ve paket şekerlere rağbet oldu. Bu nedenle paketçi ve ambalajcılarda da bir hareketlilik yaşandı.
Giysi, bayan çantası ve ayakkabıdaki hareketlilik bayramdan önceki günlerde; şeker ve lokumdaki hareketlilik Arefe ve Bayramın ilk gününde; paket şeker ve paket çikolatadaki hareketlilik ise bayramın iki, üç ve dördüncü günlerinde yaşandı.
Şehirlerarası otobüslerde, teren ve uçaklarda da bir yoğunluk yaşandı. Biletlerini önceden ayırtmamış olanlar yer bulmakta büyük zorluk çektiler.
Herkesin işinin iyi olmasına sevinmekle beraber oto sanayilerinde, bayramda meydana gelen kazalar sebebiyle bir yoğunluk yaşanıyor. Tamirciler sevinse de bu duruma oto sahipleri ve sigorta şirketlerinin pek sevindiği söylenemez.
Hükümetin, memur emekli ve işçilere 11.10.2013 Cuma günü aylıkları ödemesi gerek bayram ihtiyaçları ve gerek kurbanlık almak açısından olumlu olmakla beraber, memurların aybaşı gelmeden önümüzdeki ayın hissesinden yemeleri, Kasım ayının sonlarına doğru nakit sıkıntısı yaşamalarına sebep olacaktır.
Adından da anlaşılacağı üzere, Kurban bayramı asıl kurbanla uğraşanların bayramıdır. Çünkü gücü yeten, maddi durumu yerinde olan, hemen hemen her mükellef Müslüman kurban kesti. Bu da beraberinde büyük bir ticari hareketlilik meydana getirdi. Kurban piyasasındaki hareketlilik sebebiyle de hayvan besicileri, satıcıları, nakliyeciler, kesim malzemesi satanlar, bileyiciler, çadırcılar, urgancılar vb. birçok sektörde hareketlilik yaşandı.
Bu sene ithal kurbanlığın olmaması yerli kurbanlıklara olan rağbeti artırdı. Üreticilerin elinde fazla kurbanlık olması nedeniyle, kurbanlık fiyatlarında geçen seneye nazaran bir değişiklik olmadı.
Hz. Habil ile başlayıp, Hz. İbrahim ve Hz. İsmail ile sembolleşen ve Kevser suresi ile vecibeleşen kurban vesilesiyle, yıl boyunca kırmızı et göremeyen binlerce fakir, yoksul; Kur’an kursu ve medrese talebeleri et yüzü gördü. Kurban eti alanların yüzü gülerken, dağıtıcıların ise ruhu sevindi. Bu ruhi sevinçten hayvanın kesiminde, parçalanmasında, dağıtılmasında görev alanlar da payını aldı.
Suriyeli mülteciler de unutulmadı. Çadırlarda, barakalarda, harabelerde, bodrum katlarında, parklarda yaşayan binlerce mülteciye et ulaştırılmaya çalışıldı. Onların da çoluk çocuğu sevindirildi.
Gerek yurt içi ve gerek yurt dışında vakıf, dernek ve cemiyetler aracılığıyla kurbanlar fakir ve yoksullara ulaştırıldı. Bu kuruluşlar bu görevi yerine getirmek için bayram gelmeden tüm hazırlıklarını yapmışlardı. Kendilerine verilecek kurbanlıkların yerine ulaştırılması için heyecanla bekliyorlardı. Bayram’ın birinci, ikinci ve üçüncü günleri, var güçleriyle bu işe koyuldular. Ve bu vazifelerini layıkıyla yerine getirdiler.
Kurbanlıklar aracılığıyla Allah (c.c)’ın “Muhakkak Biz, sana Kevser’i verdik. Sen de Rabbin için namaz kıl ve kurban kes!”(Kevser 1-2)emri, yerine getirilmiş oldu. Müminler takva ile yerine getirdikleri bu amelle Allah’a yaklaşmak için çabaladılar. Allah’ın rızasına nail olma ve cennetini kazanma yolunda bir adım daha atma gayretine girdiler.
Müminler Allah’a yaklaşmaya çalışırken, Allah ve İslam düşmanları ise şeytana yaklaşma gayreti içine girdiler. Kurban kesimi ve kurban etlerinin dağıtımı ile uğraşanlara satır ve bıçaklarla saldırıp kanlarını döktüler. Tüm faaliyetleri İslam’a hizmet olan derneklere saldırdılar. Haram aylardan olan Zilhicce ayında Mekke Müşrikleri dahi savaşmaktan imtina ederken bu kişiler saldırmaktan imtina etmediler. Bayramın ticari hareketliliği içerisinde Müminlerin nefretini ve Cehennem ateşini satın aldılar.
Mevla’mdan, kendi yolunda sarf edilen tüm çabaları karşılıksız, şeytanın yolundaki gayretlerin ise cezasız bırakılmamasını niyaz ederim.