Kürd Meselesinin kimlik sorunu üzerinden tartışılamayacağını ifade eden HÜDA PAR Genel Başkanı Mehmet Yavuz, Kürd meselesini salt bir dil ve kimlik sorunu olarak görmenin yanlış olduğunu söyledi.
Kürd Meselesine yaklaşımlarının, adalet noktasında olduğunu söyleyen Yavuz, bu meselenin masum, insani, ahlaki ve vicdani birtakım talepleri olduğunu ifade etti.
Devletin bu meseleye dair bir takım düzenlemeleri yapması gerektiğinin altını çizen Yavuz, Kürd Meselesinin önündeki kapıların aralanmasına katkı sağlayacak 3 maddelik öneri sundu.
Dil ve kimlik üzerinden baskıcı politikaların devam ettiğini sözlerine ekleyen Yavuz, “HÜDA PAR olarak yaklaşımımız bellidir. Bizim meseleye yaklaşımımız adalet noktasındadır. Bu bir adaletsizlik sorunudur. Kürt sorununun masum, insani, ahlaki, vicdani birtakım talepleri vardır. Bu talepler değişmemiştir. Dil ve kimlik üzerinden baskıcı politikalar maalesef devam ediyor. Evet, pratik itibariyle bir ret, inkâr, asimilasyon olmamakla beraber resmi anlamda bir inkâr ve görmezden gelme ısrarla devam ediyor.” dedi.
“Kürd Meselesi hak, hukuk ve adaletle alakalıdır”
Bu meselenin çözülmesi için yeniden bir çözüm sürecinin başlamasına gerek olmadığını söyleyen Yavuz, “Dolayısıyla bizim için bu mesele hak, hukuk ve adaletle alakalıdır. Yapılması gereken şey bellidir. Biz daha önce de ifade ettik. Herhangi bir çözüm sürecinin başlamasına, devletin birilerini muhatap almasına gerek yok. Devlet kendisine bakan taraflar itibariyle birtakım kanuni düzenlemeler yapmak zorundadır. Bunu da biz 3 maddede özetliyoruz:
-Anadilde eğitim hakkı önündeki engeller kaldırılmalı.
-Anayasadaki ırkçı olduğunu düşündüğümüz vatandaşlık tanımını değiştirmeli.
-Kürdçe’nin resmi dil olması önündeki engeller kaldırılmalı.
Eğer kanuni olarak bunlar düzenlenirse, Kürd meselesinin çözümü önünde kapılar aralanmış olacak.” ifadelerine yer verdi.
“Kürd Meselesi siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel sacayakları olan bir sorundur”
Kürd Meselesine bir dil ve kimlik sorunu üzerinden bakılmaması gerektiğini ifade eden Yavuz, “Bu meseleyi salt bir dil ve kimlik sorunu olarak görmemek gerekiyor. Siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel sacayakları olan bir sorundur bu. Göç, işsizlik vs. gibi dinamikler bu sorunun sonuçlarıdır.” şeklinde konuştu.
İLKHA