İlgili birimler tarafından çağrılarak PKK mensuplarınca ölüm listesine alındığına dair bilgilendirildiğini söyleyen Kürd Siyasetçi-Yazar İbrahim Güçlü, kendisi hakkında daha önce de bu tür kararlar alındığını fakat şimdiye kadar amaçlarına ulaşamadıklarını ifade etti.
PKK'nin kuruluş amacına, Kürd halkı üzerinde yürüttüğü baskıcı politikalara değinen Güçlü, "PKK, devlet tarafından Kürd milli hareketine, halkımıza, parti ve örgütlerine karşı operasyon örgütü olarak kurulduğundan bugüne kadar Kürdistan'da büyük bir tehdit oluşturdu. PKK daha bir grupken (UKO, Kürdistan devrimcileri, Apocular) ilk başlardan itibaren yakın ve ölümcül tehdit oluşturdu. Kürdistan'da cinayetler işlemeye başladı." dedi.
Güçlü, "PKK daha da ileri giderek Kürdistan'ın Siverek, Hilvan, Ceylanpınar, Nusaybin ve daha birçok şehrinde 1978-79-80 tarihlerinde kitlesel olarak Kürtleri öldürdü ve öldürttü. PKK'nin bu tehlikeli durumu Kürdistan'ın bütün parçalarına ve dünya Kürtleri arasına yayıldı. Günümüzde de bu tehlikeli durumu devam ediyor." ifadelerini kullandı.
"Kamuoyu baskısı neticesinde beni öldüremediler"
Kürd, Kürdistan parti ve örgütlerinin başkanları ile sorumluları hakkında ölüm kararlarının daha öncede alındığına dikkati çeken Güçlü, "1989 yılında ben ve Kemal Burkay hakkında ölüm kararı verdi. Bu kararını Paris'te yapılmakta olan Kürd Enstitüsü tarafından organize edilen Kürd Uluslararası Kürd Konferansı devam ederken bir bildiriyle açıkladı. Bu kararı sonucu Avrupa'da Kürtler terörize oldular, kendilerini korumak için silahlanmak zorunda kaldılar. Bu karara karşı PKK hakkında büyük bir siyasi ve fikri kampanya başlattık. PKK, Kürd kamuoyu ile Kürdistan siyasetçilerinin muhalefeti ve baskısı sonucu kendi kararını hayata geçiremedi." diye belirtti.
1989 yılı sonrası 2006 yılında Diyarbakır Kürd Derneği'nin sözcüsü olduğu zamanlarda hakkında ikinci ölüm kararı alındığını söyleyen Güçlü, "Bilindiği gibi o zaman kalabalık ve çok Kürd aydını hakkında bir ölüm listesi yayımlandı. Bu listede ben, Kemal Burkay, Ümit Fırat, Orhan Miroğlu, Mehmet Uzun ve birçok Kürdistan aydını ve siyasetçisi vardı. Birçok aydın ve siyasetçi bu karardan sonra geri adım attılar. Ben PKK'ya karşı kararlı fikri ve siyasi mücadele yürüttüm. Bana, tüpleri bağlayıp on gözlü köprüde patlatacaklarını söylediklerinde ben Sanat Sokağı'n da kitlesel basın toplantısı yaptım. Bunun üzerine birçok Kürd siyasetçi ve aydını 'Biz İbrahim Güçlüyüz' diye kampanya yürüttüler. Bu mücadele sonucu PKK geri adım atmak zorunda kaldı." dedi.
"Beni öldürecekleri bilgisi ele geçirilenlerin sorgusunda ve belgelerden tespit edildi"
Resmi kaynaklardan edindiği bilgilere göre PKK'nin bir kere daha hakkında ölüm kararı verdiğini dile getiren Güçlü, "Bu da gösteriyor ki PKK benim hakkımda üçüncü ölüm kararı vermiş oluyor. Resmi bilgilere göre, Ankara'da ya da Kürdistan sahasında PKK'ye yönelik yapılan operasyonlarda ele geçirilenlerin sorgusunda ve ele geçen belgeler de benim hakkımda ölüm kararı olduğuna dair bilgiler vermişler. Bu bilgileri içinde beni öldürecek ve izleyecek kişilerin isimleri belli ama halen yakalanmamışlar, aranıyorlar." ifadelerini kullandı.
Güçlü, "Verilen resmi bilgilerden anlıyorum ki PKK; 400 Kürdistanlı aydın, siyasetçi, hukukçu, sanatçı, iş insanı adına Kürdistan'da; Kürdistan meclisi, hükümeti ve başkanlığıyla yaptığımız görüşmelerden ve basın toplantılarından sonra bu kararı almış." şeklinde konuştu.
"Hakkımdaki ölüm kararının halkımızın vicdanında mahkûm olmasını istiyorum"
Siyasi mücadele hayatında Kürdistan hareketinde her zaman üst seviyelerde görevler yaptığını hatırlatan Güçlü, "Dolayısıyla 56 yıllık mücadele hayatımda bir Kürdün ve insanın burnunu kanatmadım, öldürülmesini düşünmedim. Aksine Kürdistan ulusal mücadelesinde kendimi bir kurban gibi telakki ettim. PKK'nin benim hakkımdaki ölüm kararını halkımızın vicdanında mahkûm olmasını istiyorum. Bununla kötülüğün önünün alınması isteğindeyim." diye belirtti.
PKK'nin onlarca yıldır Kürdistan'da büyük kötülükler yapmakla beraber kendi içinde bile binlerce üye ve sorumlusunu katlettiğine dikkati çeken Güçlü, "PKK'ye iyi niyetle Kürtlük, Kürdistan'ın özgürlüğü ve bağımsızlığı için katılan gençlerin bundan böyle bu kötülüklerin önüne geçmeleri acil görevleri arasındadır. Biz biliyoruz ki PKK birkaç gün önce Kürdistan federe Devletinde bir peşmerge öldürdü, Kürt ézidilere işkence etti." dedi.
"Ölümden ve öldürülmekten korkmuyorum"
Güney Kürdistan bölgesinde PKK'nin mazlum Kürt halkı üzerinde uyguladığı baskı ve zulümlere değinen Güçlü, son olarak şu ifadelere yer verdi:
"Haşdi Şabi ile ittifak içinde Kürdistan'da birçok köy ve bölgeyi işgal etmiş, köylülerimizden haraç alıyor, köylülerin üretim yapmasına izin vermiyor, çocukları kaçırıyor ve öldürüyor veya öldürtüyor. Ben diyorum ki yaşamımız geçicidir. Bundan dolayı ölümden ve öldürülmekten korkmuyorum. PKK, otoriter ve faşist örgüt olarak istiyor ki halkımız arasında korku yayılsın ve derinleşsin ki seslerini kessinler, sinsinler. Nitekim şimdiye kadar bu siyasetinde de başarılı oldu. Kürd halkı PKK'nin bu davranışına izin vermemelidir. Korkarak kendi ölümümüze izin vermemeliyiz."