Kuşan'ın söz konusu yazısını sizlerle paylaşıyoruz:
"Türkiye'de bir devrim niteliğini taşıyan en önemli olaylardan biri hiç şiphesiz 'Ergenekon Terör Örgütüne' yapılan operasyonladır. Bir o kadar önemli hadise de, bu operasyonlarla beraber gözaltına alınıp tutuklanan askerlerdir. Tutuklanan askerlerin hayatlarına bakıldığında (özellikle de,Ergenekon terör örgütü üst yöneticilerinden olan Veli KÜÇÜK'ün) devletin bekasına hiç birşey yapmadıkları aksine yaptıkları işkencelerle bir çok Ülke insanını kendi Ülke'lerine düşman yaptıklarına şahit olmaktayız..
Türkiyenin batısının bir çok şehrinde yapılan operasyonlar ile, Ergenekon terör örgütü tamamen bitirilmezse bile eskisi kadar güçlü olmadığını/zayıflatıldığını söyleyebiliriz.
Seksenli yılların ardından, farklı bir yol ve yöntem ile piyasada gezinen Ergenekon terör örgütü, bu yıllar da özelliklede Kürt bölgelerinde yaptığı işkence ve baskılar ile adını duyurmuştur. Kürdistan'da taşrada Jitem'in,merkezde de özel hareketçi Polislerin Kürt halkını aşağılayan söylem ve eylemleri hiçbir zaman Kürt halkının aklından çıkmaz ve çıkmayacaktır.
İstediklerine PKK veya HİZBULLAH damgasını vurarak, en ağır işkenceyi yapmaktan zevk alan ve aldıkları bu kişilerin köy ve mahallesinede göz dağı vermek için en yaşlısına kadar dövüp sövebiliyorlardı. Köyün/mahallenin büyüğünü çırılçıplak soyup onuru ile oynayabiliyorlardı. Doksanlı yıllarda yaşanan bu hadiselerin yanında 'beyaz toros' aracı Kürt halkının korkulu rüyası halini almıştı.Çünkü bu araca bindirilip götürülen ya bir daha gelmez ya da bedeninin bir tarafı çalışmadan getirilirdi.O dönemler Kürdistan'ın çocuklarının yüzbine yakını PKK veya HİZBULLAH bahanesi ile ağır işkencelerden geçtiğini söylememiz abartılı olmayacaktır.Şimdi bunların çocuklarının, babaları veya annelerinin başlarından geçen hikayeyi dinlediklerinde hangi ruhla büyüdüklerini varın siz düşünün.
Polisin hiçbir zaman merhametli yüzünü görmemiş olan bu halk,şimdi bile Polisin ismini her duyduğunda renginin kaçacak gibi olduklarına şahit olabiliyorsunuz.
Yani anlayacağınız Erkenekon Terör Örgütü,her türlü iğrenç yüzünü Türkiyenin batısında Üst yöneticilerine yaparken,doğusunda ise mazlum halka Jitem/Polis eliyle göstermiştir.
Bu topraklarda yaşanan son olaylar ROBOSKİ katliamı ,Yüksekova'da dernek başkan yardımcısının katledilmesi ve Batman İpragaz mahallesinde yapılan bir düğüne yapılan silahlı saldırı sonucu maalesef BDP yanlısı bir gencin öldürülmesidir.Bu bunun gibi bir çok olay ve eylemleri kimin gerçekleştirdiği ve katillerinin kimler olduğunun hala bulunulmamıştır.Bu da bizlere Ergenekon Terör Örgütünün yani derin devletin bitmediğini ve hala bu topraklarda cirit attığını hatırlatmaktadır.
Doksanlı yıllarda 'Kürd'ü Kürd'e kırdırma'yı başaran(PKK,HİZBULLAH ÇATIŞMASI) bu kirli eller,seçime kadar yine bu iki tarafı (BDP,HÜDAPAR) birbirlerine vurdurmaya çalışıyor.Özellikle de başta Hüda-Par ve diğer İslami STK bina/üyelerine yapılan saldırıların artması dediklerimizi doğruluyor gibi.
Tam bir yüzyıldır hertürlü iğrenç ve insanlık dışı işkence,baskı,ötekileştirme,aşağılama ve yok sayma gibi uygulamalara maruz kalan Kürt halkı,artık kendine gelmeli ve kendini kullandırtmamalıdır.
Bakın, batıda o kadar parti ve örgütler olduğu halde birbirlerine karşı herhangi bir saldırının olmadığını çok iyi biliyoruz(böyle bir temennimizde yok).Çünkü derin ve kirli eller' Türk'ü Türk'e kırdırma gibi hiç bir uğraş içerisine girmemişlerdir.Buradan da Kürt halkına hiçbir zaman bu Ülken'in bir vatandaşı olduğunu kabul etmediklerinin yanında kadar da büyük bir kin ile baktıkları anlamı çıkmaktadır.
Son olarak,şunu söyleyebiliriz ki,Kürdistan Ergenekonu burada işine tekrar başladığını düşünüyorum.Devlet,Kürt Ergenekon'un üzerine gitmezse o zaman daha modern bir fitne ateşinin bu toprakları yakarak Ülke'nin diğer ucuna kadar götürecektir.Bununla beraber doksanlı yıllarda Kürt halkına işkence yapan hakaret eden köylerini yakan ve adil hükümler vermeyen polis ve askerin yargılanması ve cezalandırılmasıdır.
İnşallah Kürt halkı, kazanmış olduğu tecrübeler ile biraz daha dikkatli olup birbirlerine karşı tahammül gösterir ve artık kimseyi bizlere güldürtmez." (Van Havadis)