Türkiye Kürdistan'ında yaşan vahşetin bilançosu her geçen gün ağırlaşıyor. Evet, vahşet diyorum. Çift yönlü vahşet… Yaşananlar başka nasıl ifade edilebilir? Mazlum Müslüman Kürt halkına ödetilen bedel doksanlı yıllarda yine bu halka dayatılan kirli savaşın bedelini geçti.
Şehirlerimiz Suriye kentlerine döndü. Sözde Suriye'deki yangını söndürecektik ama yangın bize sıçradı. PKK'nın çukur siyaseti ve hükümetin aşırı güvenlikçi politikaları bölgemizi Suriyeleştirdi.
Ne yazık ki Kürt halkı canından bezer hale geldi. Her şey çöktü. Güvenlik çöktü, mal ve can emniyeti çöktü. Ekonomi yerlerde sürünüyor. PKK'nin çukur siyaseti, akla ziyan söylem ve eylemleri Kürdistan'ı yaşanmaz hale getirdi. Sanki bilinçli olarak Müslüman Kürt halkı bölgeden kaçırtılmaya çalışılıyor. Sanki hükümetle PKK ele ele vermiş Kürdistan'ı Kürtsüzleştirmek istiyor. Olan bitene siz olsanız başka nasıl anlam verebilirsiniz Allah aşkına?
Önce PKK'den başlayalım. Adamlar Kürt halkını kurtaracaklarını söylüyor. Kürt halkı adına özerklik ilan ediyor. Kürdistan'ın şehirlerini bu ütopya uğruna viraneye çevirdiler. Sokaklar, caddeler, evler onlar için birer cephe. Kadın ve çocukların, masum sivillerin ölümü pahasına, güzelim şehirlerin yerle bir edilmesi pahasına. Namusların çiğnenmesi, yüz binlerin yollara düşüp çaresizce kaçmaları pahasına… Tüm bunlar yetmiyormuş gibi kepenk kapattırma, kontak kapattırma, okulları boykot ve daha nice zalimlikler.
Halk ne yapsın? Kaçmasın da ne yapsın? Bölgenin ekonomisi dibe vurdu. Yatırımlar durdu. Esnaf kirasını bile ödeyemez durumda. Yüz binlerce insan aç ve işsiz. Çatışma bölgelerinden kaçan yüz binler başlarını sokacakları bir eve hasret. Kendilerine dayatılan kirli, pis savaşa bulaşmak istemeyenler hain ilan ediliyor. Özgürlük, güvenlik başka bahara kalmış. İnsanlar korkuyla seyahat ediyor. Eğitim birçok yerde çökmüş durumda. Gelecek karanlık. Peki, insanlar kaçmasın da ne yapsın?
Acaba diyorum bütün bunlar bilinçli mi yapılıyor. Kürdistan'ı kurtarma ayaklarına yatarak şeytani güçlerin Kürdistan'ı Kürtsüzleştirme projesine payandalık mı yapılıyor. Şeytani güçlerin iştahını kabartan Kürdistan'ı Müslüman Kürt halkından temizleyip Ermenilere, Yezidilere yurt yapmak mı istiyorlar. PKK'nin akla ziyan eylemlerini başka nasıl izah edebiliriz?
Hükümet de şimdiye kadar yaptıklarıyla bu projeye adeta yardımcı oluyor. Hükümetin günahları da çok kabarık… Her şeyden önce çözüm süreciyle bugünlere zemin hazırlayan hükümet bu konudaki hatasını kabul etmemek ve buna yol açan kişileri tasfiye etmemekle yanlışlarını sürdürme sinyali veriyor. Öbür tarafta milliyetçi söylemlerle PKK'nin elini sanki güçlendirmeye çalışıyor. Tüm Kürtleri PKK saflarına itmeye çalışıyor. Belki çoğumuz farkında değiliz ama hükümetin söylemleri MHP'ninkileri aratmayacak boyutta.
Bu bölgede yaşanan vahşet ve iç savaş görüntülerinin nedeni milliyetçilik, kavmiyetçilik değilmiş gibi, PKK'yı palazlandıran şey milliyetçi politika ve hezeyanlar değilmiş gibi polis ve askerler yakılan, yıkılan Kürt şehirlerinde mehter marşı eşliğinde tur atıyorlar. Duvarlara Türk milliyetçiliğiyle ilgili sloganlar yazıyorlar. Hükümete yakın medya organları kahraman Mehmetçik destanlarından geçilmiyor. Cumhurbaşkanımız her fırsatta, “Kürt sorunu diye bir sorun yoktur” açıklamalarında bulunuyor.
Hükümet Kürt halkının perişanlığına adeta seyirci... Çatışma bölgelerinden kaçan yüz binlerce insana bırakın yardım etmeyi, bir çadırı bile çok görüyorlar. Halkın yaralarını sarmaya yönelik en ufak bir girişim yok. Batı illerinde her Allah'ın günü şehirden şehre koşup açılış üstüne açılış yapan hükümet yetkilileri iş Kürdistan'a gelince sadece hamaset dolu söylemleri ve terörün kökünü kurutacağız sloganlarını hatırlıyor. Aylar süren sokağa çıkma yasaklarıyla, sahayı tamamen asker ve polise bırakmayla işi halettiklerini sanıyorlar.
Bir çift söz de sevgili halkıma söylemek istiyorum. Mazlum, Müslüman Kürt halkına… Ey halkım, sizi kurtarmaya soyunanların sizi kurtarma şeklini gördünüz. Şehirlerinizi yakıp yıkarak, savaşı kadın ve çocuklarınızın içine taşıyarak, ekonomik olarak sizleri iflas ettirerek, sizleri muhacir konumuna düşürüp evsiz, barksız bırakarak sizleri kurtardılar. Allah aşkına hala bunları destekleyecek misiniz? Acınız ve perişanlığınızı umursamayanların peşinden hala koşacak mısınız? Allah'ın sözünü hatırlayın lütfen. Yüce yaratıcı kendinizi değiştirmedikçe biz sizi değiştirmeyiz diyor. Kendinizi değiştirmenin, silkinmenin, özünüze dönmenin zamanı gelmedi mi?