Kürdistanlı Bakan'dan önemli açıklamalar

Kürdistan Bölgesel Yönetimi Tarım Bakanı Abdüssettar Mecid, "Kürdistan halkı için bağımsızlık en doğal haktır. Bağımsızlık her milletin en doğal hakkıdır. Ama acaba bağımsız bir Kürdistan için gerekli araç gereç, şartlar hazır mı? Şartlar şu an için uygun

Her şey, Amerika'nın 2003'te Irak'ı sudan bahanelerle işgal etmesiyle başladı. 8 yıllık işgal süresince 2 milyon insan hayatını kaybederken, 1 milyon kadın dul, 5 milyon çocuk yetim kaldı. Deyim yerindeyse ülkede adeta taş üstünde taş, gövde üstünde baş bırakılmamıştı.

Derken 2011'de sona eren işgalle sevinen Irak halkı, bu kez Başbakanlığa oturtulan Maliki'nin süre zarfında Amerika'dan da aldığı destekle oturtacağı dikta rejimine adım adım ilerledi. Çekildi denilen Amerika da ülkeden tam olarak elini çekmiş değildi. Ekilen fitne tohumlarının sonucu olarak her gün patlayan bombalar, ülkenin her an için bir iç savaşa sürükleneceğini an be an haber veriyordu. Uyguladığı politikalar nedeniyle Şiilerin bile itiraz ettiği Maliki'ye karşı Sünni gruplar ise isyan noktasına gelirken, tüm bu süreci izleyen IŞİD devreye girdi.

Önce Musul'u sonra çevre birçok yeri ani ataklarla alan IŞİD, yönü Bağdat'a çevriliyken birden Kürdistan'a yönelince işin seyri de bir anda değişti. Kürdistan bölgesi, merkezi Irak bölgesi derken ülke üçe bölünmüştü. Devreye birçok aktör ülke girdi. Bu aktörlerin başında ise ülkeyi 8 yıl işgal altında tutan yine Amerika vardı. Tüm bu olup biten süreci izlerken Amerika'nın aslında Irak'tan reel olarak askerlerini çekse de ülkede bıraktığı ajanlar, işgal anayasası ve yeniden dizayn ettiği sistemle Irak'tan hiç de ayrılmadığı ya da vazgeçmediği gerçeğini de gözler önüne sermiş oldu.

Irak'ta süren kaos ve sebeplerini, IŞİD'i ve daha merak edilen birçok konuyu konuştuğumuz Kürdistan Bölgesel Yönetimi Tarım Bakanı Abdüssettar Mecid, gazetemize çok önemli açıklamalarda bulundu. Bağımsızlık ilanına hazırlanırken kendini savaşın ortasında bulan Kürdistan bölgesi ilgili olarak da konuşan Tarım Bakanı Mecid, sorularımıza açık yüreklilikle cevap verdi. 

Irak'ta 8 yıllık işgal sonrası Maliki hükümetinin işgal anayasası ile ve giderek dikta bir rejime götürdüğü Irak, IŞİD'in Musul'u ve çevresini ele geçirmesiyle bir anda değişti. Sonrasında aniden yönünü Bağdat'tan Kürdistan'a çeviren IŞİD, bağımsızlık ilanı için hazırlanan Kürdistan'a saldırdı. Tüm bu olanları değerlendirdiğinizde Irak'ı kaos sürecine götüren sebepler neydi?

Maliki başa geldiği zaman bir takım politikalar izledi. Bu politikalar Irak'ı yanlış bir yöne çevirdi. Irak gitgide totaliter bir rejime doğru hareket etti. Yani o kadar yanlış politikalar izledi ki, sadece Sünnilere yönelik olarak değil, hatta bazı Şii gruplara karşı, Kürtlere karşı yanlış politikalar izledi.

Dolayısıyla bu politikalar, Irak'ı tehlikeli yöne çevirdi. Maliki'nin bu yanlış politikaları yüzünden Iraklı tüm etnik, dini, İslami ve hatta laik gruplarla arası bozuldu. Mesela Tarık el Haşimi Irak Cumhurbaşkanı yardımcısıydı ve mahkemeye verildi ardından Irak'ı terk etti. Cumhurbaşkanı Talabani ile araları bozuldu. İyad Allavi, kendisi Şii'dir ama Arap laikleri temsil ediyor.

Maliki tüm bunların yanı sıra Kürt bölgesine karşı da yanlış politikalar izlediği için Mesud Barzani ile de çekişmeye başladı. Dolayısıyla Maliki'nin bu yanlış politikaları yüzünden siyasi, toplumsal, iktisadi olarak her açıdan işler tamamen bozuldu. Çünkü bir kargaşa çıktı Irak'ta ve her şey birbirinden ayrıldı. Irak'ı bu minvalde çok tehlikeli bir yöne çekerek ayrımcılığa soktu. Maliki o kadar katı politikalar sundu ki, IŞİD'in gelişmesi büyümesi ve ortaya çıkmasına yardımcı oldu adeta. Yani eğer Maliki'nin bu politikaları karşısında IŞİD değil, Yahudi bile gelseydi Sünniler Maliki'ye karşı Yahudilere kucak açarlardı. Yeter ki Maliki olmasın, Şiiler ve otoriter rejim olmasın, kim gelirse gelsin problem olmayacaktı onlar için. Yeter ki bir kurtarıcı gelsin. O kurtarıcı da IŞİD oldu. Tabii ki herkesin IŞİD'e karşı kendi görüşü vardır, IŞİD'i doğru bulmuyoruz. Biz her zaman için bu tehlikeyi görüyorduk. Her zaman da dile getiriyorduk. Çünkü Irak'ta iç savaş tehlikesi vardı. Bu bahsediliyordu her yerde. Dolayısıyla gelen kaos yanlış politikalardan dolayı oldu.

AMERİKA, BÖLGE HÂLA  BENİM KONTROLÜMDE MESAJINI VERMEK İSTEDİ

Barzani'nin bağımsızlık yapacağı açıklamalarının yapıldığı bir dönemde Amerika ve Batılı ülkeler, yaptıkları açıklamalar ve icraatlar ışığında bölgeyi stratejik anlamda önemli buldukları açıklamalarını yapıyorlardı. Sonrasında ne hikmetse IŞİD'in yönü ani bir manevrayla Kürdistan'a yönelince bu kez Amerika ile Batılılar, IŞİD tehdidini bertaraf etmek için koalisyon kurdular. Tüm bu yaşananların Kürdistan'a etkisi ne oldu?

Benim görüşüme göre IŞİD, Maliki'nin yanlış siyasetlerine bir tepki olarak gelmiştir. Bununla beraber ortada büyük devletlerin bir planı var. Bu plan, hem İran'ı korkutmak hem de Kürtleri korkutmak ve yanı sıra merkezi hükümete karşı koz olarak kullanmak. Ve de bölgede kendi hegemonyalarının sarsılmaması için Irak'ın içişlerine karışmayı kendilerine müsait hale getirdiler.  Amerika ve başkaca büyük güçler baktılar ki bölgedeki ülkeler, kendi çığırından çıkmaya başladılar.

Amerika hiçe sayılarak bağımsız bir Kürdistan'dan bahsediliyor. İran da kendi istediği gibi yapıyor. Dolayısıyla bana göre bu Amerika'nın bir planıydı. Ve Amerika şunu anlatmaya çalışıyor; ‘İstediğim zaman bir şeyler yapabilirim, inisiyatif benim elimdedir.' Olayları bu doğrultuda görüyorum.

Amerika ve Batılı ülkelerin IŞİD'i bertaraf etme isteğiyle kurdukları koalisyon, Irak ve Kürdistan petrollerini kontrol etme amacı mı güdüyor?

Kürdistan petrolü, Kürdistan bölgesel hükümetin elindedir. Başka bir ülkenin elinde değil. Ama biliyorsunuz, herhangi çeşitli vesilelerle Amerika sorun çıkartabilir. O sorunlar büyük ve etkileyici sorunlardır. Ama şu anda Kürdistan'ın politikasında da petrol büyük bir kaynaktır, büyük bir servettir. Ama tarıma da önem vermek gerekiyor ki alternatif oluşsun.

İSLAM KORKUTMAK DEĞİL AMA IŞİD NEREYE GİRDİYSE  MİLLET KAÇIYOR

IŞİD ile ilgili düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

IŞİD'le ilgili görüşümüz budur ki; kullandığı yöntem ve uygulamalar İslam'a aykırıdır. İslam katılık değil, İslam korkutmak değil, İslam insanı öldürmek değildir. IŞİD nereye girdiyse insanlar o bölgeyi terk ediyorlar. Hz. Resulullah, (sav.) mesela Mekke'den kovuldu ama Medine'de çok mübarek bir insan olarak karşılandı. Mekke'nin Fethi'nde, Mekke'ye girince de çok güzel karşılandı. Ve suçluları serbest bıraktı. Dolayısıyla İslam bir yere gelince insanlar onu güzel karşılıyor. Ama IŞİD gidince insanlar kaçıyor. Şimdi IŞİD İstanbul'a gelirse ve insanlar kaçarsa bu hangi İslam olacak. Erbil'e girmek istiyordu, Erbil'in yarısı gitti. IŞİD, Erbil'le arasında 50 km olan Mahmur'a girdiğinde binlerce kişinin yaşadığı kentte sadece kimseden haberi olmayan oldukça yaşlı bir insan kalmıştı. Bu demektir ki IŞİD'in düşüncesi sakattır. Bu da kirli bir politikadır ki, İslam'ın çehresinden tiksindirmek, İslam'ı kötü göstermek ve milleti İslam'a karşı mesafeli durmaya itmek için planlı bir politika olarak görüyoruz. Uyguladıkları yanış politikalardan dolayı halk desteklemiyor onları. Zaten Allah'ın yardımı da yok. Yani Allah'ın yardımı ve milletin desteği olmasa onların yaşı çok kısa…

Biz iki sebepten dolayı çok üzgünüz. Birinci sebep; İslam'ın çehresini kötü göstermeleri ki bu bizi çok üzüyor. Çünkü İslam için çok kötü imaj oluşturuluyor, halk yanlış anlıyor. İkinci sebep de, zavallı insanlar öldürülüyor. Diğer yandan onlardan cahil insanlar da öldürülüyor. Ya da ihlasla cihad etmek niyetiyle başka ülkelerden bilmeden IŞİD saflarında savaşıp da ölenlere üzülüyoruz. Hem kan dökmek hem de İslam adına kötü bir imaj oluşturmak iki büyük bela.

BAĞIMSIZLIK İÇİN ŞARTLAR ŞU AN İÇİN UYGUN DEĞİL

Irak fiili olarak üçe bölünmüş durumda. Kürdistan bölgesel yönetimi ve halkı olarak bu duruma bakışınız nedir? İkinci ve en önemli soru ise; Bağımsızlık ilanı yapılacak mı? Yapılacaksa ne zaman yapılacak?

Irak şu anda kritik bir aşamadadır. Irak'ın anayasası işgal sonrasında yeniden yazıldı. İşgal anayasasında diyor ki; Irak'ın birleşmesi ve Irak hükümeti, etnik ve farklı gruplar arasında gönüllü bir birliktelikle olur. Dolayısıyla Irak halkı olarak şimdi gönüllü bir birliktelik yaşıyoruz. Kürdistan'ın bağımsızlığıyla ilgili olarak da, Kürdistan halkı için bağımsızlık en doğal haktır. Bağımsızlık her milletin en doğal hakkıdır. Ama acaba bağımsız bir Kürdistan için gerekli araç gereç, şartlar hazır mı? Şartlar şu an için uygun değildir, istek başkadır, şartlar başkadır. Yani bir ordu lazım, dış ilişkiler lazım ve başka etken ve unsurlar lazım bağımsız bir devlet için. İşte şu an için bu saydıklarım yeteri derecede yok.

MERKEZİ YÖNETİMLE İLİŞKİLERİMİZ GİDEREK GELİŞİYOR

Erbil yönetiminin merkezi Bağdat hükümetiyle ilişkileri nasıl yürüyor? Ayrıca bütçe ve petrol gelirleri üzerindeki anlaşmazlık ne aşamada?

Kürdistan bölgesel hükümeti ile merkezi Irak hükümetinin arası eskiye nazaran iyiye doğru gidiyor. Anlaşmazlıklarda üç ana konu var. Bütçe, Peşmerge ve petrol. Bu üç konu ana konulardı ve çözülemeyecek derecedeydi ki çözüldü. Bütçe, Peşmerge ve yeraltı kaynakları ile ilgili anlaşmalar var. Şu anda Irak'ın 300 bin varil petrolünün ihracını gerçekleştiriyoruz. Ve de aynı zamanda Irak hükümetine günlük 250 bin varil petrol veriyoruz. Buna karşılık Irak hükümeti bütçeden yüzde 17 payı Kürdistan bölgesine veriyor. Peşmerge'yle ilgili olarak, yapılan anlaşmaya göre Peşmerge ırak ordusunun ana bir unsuru haline geldi. Ona göre bir hakkı vardır ve Peşmerge'ye taksitle bir milyar dolar gibi bir bütçe verilecek. Yani Peşmerge pozisyon olarak Irak ordusunun bir unsuru haline geldi. Haydar el İbadi daha gerçekçi politikalar izliyor. Biz bunu devam ettirmesini umuyoruz ve inşallah hayırlı olur.

Merkezi Irak hükümetinin elindeki silahlar Peşmerge'ye de verilecek mi?

Şu ana kadar verilmemiş ama bu ayrılan 1 milyar dolarlık payla istediği silaha sahip olabilir. Ve bu anlaşma yıllık bir anlaşmadır.

Maliki, Başbakanlığın yanı sıra aynı zamanda  savunma bakanlığı da yapıyordu. Halen de askerin içerisinde bir gücü bulunuyor mu?

Maliki çok çırpındı, çok istiyor ama yapamaz. Çünkü Irak halkı artık onu tanıdı, Irak'a hep zarar verdi. Artık Iraklılar da onun iç yüzünü bilmektedirler. Eskisi gibi bir etkiye sahip değil.

IŞİD tehdidi ve saldırıları, Kürdistan'da ekonomik anlamda sorun oluşturdu mu?

Bölgemizde yaşanan savaş, doğal olarak ekonomimizi de etkiliyor. 12 aydır Merkezi Irak Hükümeti, Kürdistan bölgesine ayrılan bütçeyi göndermemiştir. Kısacası merkezi hükümetten şu ana kadar bir dinar dahi almış değiliz.

Şu anda Kürdistan'da memurlar maaş alabiliyor mu?

Evet alabiliyor. Ancak son iki aydır memurların maaşlarını veremedik. Yani biraz gecikme olabiliyor ama verilecek.
Bir memur ne kadar maaşı alıyor?

Türkiye parasına göre takriben 1200 TL civarında. Irak şartlarında iyi bir maaş…

Kürdistan'da enflasyon durumu nasıldır?

Enflasyon petrole bağlıdır. Mesela varili 70 dolar olan petrolün varili 40 dolara düşerse dengeler bozuluyor. Tabii ki o zaman istikrarsızlığın yanı sıra bütçede açık oluşuyor. Buna bağlı olarak enflasyon da sabit durmuyor.

Peki, Kürdistan Bölgesi ziraat konusunda  kendine yeterli mi, tarım alanında ithalat ve ihracat dengesinden söz eder misiniz?
Şu anda yeni bir gelişme var. Kürdistan'da tarım sadece bölgeye yeterli gelmekle ve ihtiyacı karşılamakla birlikte ihraç bile yapabilecek boyuta gelmiş bulunuyor. Mesela buğdaydan geçen sene 800 bin ton verim elde edildi. Kürdistan'ın ihtiyacı 500 bin tondur, 300 bin ton kadarı fazla. Mesela patatesimizin 100 bin ton kadarı da fazla geldi ve Irak'ın merkezi bölgelerine gönderdik. Mantar, domates gibi çeşitli ürünlerden de fazlasıyla üretim yapılarak verim elde ediliyoruz.

Irak Kürdistan'ında su sıkıntısı var mı?

Kürdistan bölgesinde yeterli içme suyumuz var. İçme dışında ziraat ve sulama için suyumuz yeterlidir. 2018'e kadar bir programımız var, bazı barajları yapmak için gerekli projelendirme çalışmalarımız sürüyor.

Kürdistan'da iktidar olan Barzani ile partinizin ilişkileri nasıl? Koalisyon hükümetinde kaç parti var?
Şu anda Kürdistan bölgesel hükümeti beş parti tarafından yönetiliyor. Ve biz de o partilerden biriyiz. İki bakanlığımız var. KDP tek başına Kürdistan'da otoriter bir parti değil. Yani KDP, ana partilerden biridir ama tek başına hükümet değil. Biz koalisyon hükümetinde olmamıza rağmen Ziraat Bakanlığı olarak pratikte tam yetkiliyiz. Aramızda ihtilaflar elbette çıkacak ama hedeflerimizi etkilemeyecek derecede yolumuza devam ederiz. Ve partimiz olarak KDP ile ilişkilerimiz iyi gidiyor.

Partiniz, siyasi alan dışında İslami faaliyetleri  bulunuyor bildiğimiz kadarıyla. Nasıl gidiyor çalışmalarınız; İslami davet, eğitim ve yardım faaliyetlerinde ne gibi hizmetler yapılıyor?

Biz Komala İslami Hareketi olarak (açılımı: Kürdistan İslami Cemaati) çeşitli alanlarda faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Öğrencilere yönelik çalışmalar olsun, öğretmenler olsun, sağlık alanında doktorlarımızla, kadın kollarımızla ve daha birçok alanda İslami faaliyetlerimizi Kürdistan halkına yönelik hizmetlerimizi sürdürüyoruz.

PKK'NİN HALKIN GÖNLÜNDE YERİ YOK

Kürdistan'da halkın PKK'ye bakışı nedir?
PKK'nın Kürdistan'da potansiyeli yok denecek kadar azdır. PKK, şu ana kadar milletin gönlünde yer almamıştır. Kuzey Kürdistan kurtuluş mücadelesi ise başkadır. Kürdistan halkı gelişmeleri kalben destekliyor. Kürt halkının haklarının verilmesi karşısında çok seviniyor. Bu son demokratik açılımlar Ak Parti hükümeti tarafından yapılıyor olsa bile bu açılımlara destek veriyor ve sevindirici buluyor.

Kürdistan-Türkiye ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye ile ilişkilerimiz iyidir ve daha iyi olması ve gelişmesi gerekir. Türkiye çok önemli ve büyük bir ülkedir. Ama bazı şeyler var mesela, şu ana kadar hep partilerle kurulan ilişkiler oluyordu. Mesela sadece KDP üzerinden görüşülüyor. Ama biz istiyoruz ki Türkiye hükümeti ile görüşme parti seviyesinde değil de Kürdistan bölgesel yönetim olarak bütünsel bir anlamda gerçekleşsin.

İkincisi de bazı yorumlarda şöyle deniyor; Türkiye IŞİD'e yönelik şüpheli tavırlar sergiliyor. Bazı kesimler Türkiye'nin IŞİD'e yardım ettiğini söylüyorlar. IŞİD'e karşı Kürdistan yönetimine yeterince destek vermedikleri şeklinde şikâyetler var. Ama biz biliyoruz ki Türkiye her zaman için destek vermiştir Kürdistan yönetimine. Ak Parti hükümeti, bazı açılımlara imza atmış ki bu mutluluk verici. Mesela İslam âlemine yönelik açılımı, Kürt sorununa yönelik açılım gibi açılımları pozitif açılımlar olarak görüyor ve daha bir genişletilmesini umuyor olumlu bakıyoruz. 

Biz Türkiyeli yetkililerle konuştuk defalarca. Onlar da bize söylediler; ‘Kürdistan'ın istikrarı, önemi bizim için çok önemlidir. Hatta kırmızıçizgidir' dediler.
Sayın Bakan, röportaj isteğimizi kabul ederek   bize zaman ayırdığınız ve verdiğiniz bu çok değerli bilgiler için teşekkür ediyoruz.
Ben teşekkür ediyorum. (Mehmet Özcan - Doğruhaber)

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Kürdistan Haberleri

Serokatiya Herêma Kurdistanê der heqê Nêçîrvan Barzanî daxuyanî da
Güney Kürdistan'da nüfus sayımının ön sonuçları açıklandı
Güney Kürdistan Parlamentosu seçimlerinin resmi sonuçları açıklandı
Güney Kürdistan'da milletvekili seçimleri için halk sandık başına gitti
Neçirvan Barzani bugün Ankara'ya geliyor