MARDİN - YÖK'ün Mardin Artuklu Üniversitesine Kürtçe Öğretmen yetiştirmek için verdiği 500 kişilik kontenjanı 250'ye indirmesi ve formasyonu olmayan öğrencilere formasyon vermeyeceği kararından sonra Kürtçe öğretmen adayları üniversite rektörlüğü önünde basın açıklaması yaptı.
Mardin Artuklu Üniversitesi Kürtçe Tezsiz Yüksek Lisans Mağdurları Platformu oluşturan öğrenciler adına açıklamayı okuyan Özcan Çiçek, "Mardin Artuklu Üniversitesi "Seçmeli Kürtçe Dersi Tezsiz Yüksek Lisans Programı" öğretmen adayları olarak formasyon ve "500 (beş yüz) kişilik kontenjan onayı" zemininde maruz kaldığımız maddî ve manevî mağduriyetimizin giderilmesi amacıyla basına, kamuoyuna ve ilgili mercilere sesimizi duyurmak için bir araya gelmiş bulunmaktayız. Burada toplanan kitlenin sadece; bu işin mağduru olan öğretmen adaylarından oluştuğunu, dışarıdan herhangi bir katılımın olmadığını, kullanacağımız dil ve üslubun azami derecede yapıcıolması gerektiğinin bilinci içinde ve uğradığımız mağduriyetin büyüklüğü ne kadar olursa olsun metanetli bir tavır koyacağımızın da altını çizmek istiyoruz" dedi.
Hükümet tarafından Kürtçe'nin seçmeli ders olarak ortaöğretimde hayata geçirilmesi kararı alındığında; herhangi bir eğitim materyalinin olmayışı ve Kürtçe dersi öğretmenlerinin yokluğu, ana sorun olarak görülmüş ve haklı olarak hem nitelik hem de nicelik olarak bu alanda donanımlı Mardin Artuklu Üniversitesi Kürdoloji biriminin etkin bir rol üstlenebileceği fikri ortaya atıldığını ve geren onayların alındığını hatırlatan Çiçek, "Bütün bunlara bağlı olarak, yurdun her yerinden biz Kürtçe öğretmen adayları, kurulu düzenimizi ailelerimizi ve işimizi bırakıp Mardin'e yerleştik. Ancak Artuklu Üniversitesi'nin internet sitesinde; daha önce belirlenmiş 500 kişilik kontenjanın 250'ye indirgendiği, formasyon onayının da verilemeyeceği ve üniversitenin bu sorunun çözüme kavuşturulmaması durumunda"süreçten çekileceği" açıklamasını okuduğumuzda tam anlamıyla bir hayal kırıklığına uğradık" dedi.
Mardin Artuklu Üniversitesi'ne tahsis edilen 500 kişilik kontenjanın yarıya düşürülmek istenmesini çok manidar bulduklarını ifade eden Çiçek, "Nitekim bahse konu mevzuat gereğince bir yüksek lisans programı açmak ve pedagojik formasyonu verebilmek için belirli sayıda kadrolu profesör, doçent ve yardımcı doçent unvanlı öğretim üyesi ile bunlara yardımcı olacak öğretim görevlilerinin bulunması zorunludur. Kürdoloji alanında Mardin Artuklu Üniversitesi ile diğer üniversiteleri yetkinlik bağlamında karşılaştırdığımızda bu şartları taşıyan tek üniversitenin Artuklu Üniversitesi olmasına rağmen böylesine bir kararın alınmasını büyük bir üzüntü ve şaşkınlıkla karşılamaktayız."dedi.
YÖK'ün bu gerekçesiz kararının kamuoyunu hayal kırıklığına uğrattığı gibi Artuklu Üniversitesi'nin Kürtçe eğitim çalışmalarını sekteye uğrattığını dile getiren Çiçek, "Verilen bu yanlış kararın yetkililerce düzeltilmesini ve Mardin Artuklu Üniversitesi tarafından verilen on günlük askıya alma süresinin uzatılmasını talep ediyoruz. Siz değerli basın mensupları aracılığıyla bütün kamuoyuna bu yanlış kararı kabul etmeyeceğimizi, hukuk çerçevesinde haklarımızı savunacağımızı ve bu sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızı bildirmek istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Basın açıklamasından sonra tepkilerini uzun süre alkışlayarak gösteren öğrenciler, olaysız bir şekilde dağıldı.
Basın açıklamasına 4 yaşındaki çocuğu ve eşi ile birlikte katılan Ekrem Başak, 2. Üniversite olarak okuduğu Kilis Üniversitesinde eğitim gördüğü Türkçe Öğretmenliği 4. Sınıfı bırakarak ailesi ile birlikte Mardin'e yerleştiğini anlattı. Bütün ailesini karşısına alarak Mardin'e geldiğini söyleyen Başak, "2. üniversiteyi okuyorum. Kilis'te Türkçe öğretmenliği 4 sınıf okuyorum. Bu yıl internetten MAÜ'nün bir sınav açtığını üniversiteye yerleşip atanacağımızı okuduk. Biz de gelip sınava girdik. Meşru bir sınav ile yerleştik. 1 aydır eşimi de çocuklarımı da buraya getirmişim. Bir ay sonra benim buradan girmem isteniyor. Bunu kendime yediremiyorum. İnsanlığıma yediremiyorum. Gururuma yediremiyorum. Bu durumun yetkililere duyurulmasını istiyorum. Çok duyguluyum. Söyleyecek çok şey var ama söyleyemiyorum. İnsanlar buraya getirilmiş, burada ev tutmuşlar. Bir ay sonra evine git diyemezler. Dedikleri zaman bu haksızlık olur adaletsizlik olur. Onların insanlığına, vicdanına sığınıyorum. Eğer ki, bunu kabul ediyorlarsa ben de kabul etmişim. Bu durumu daha aileme bildirmemişim. Onlara bildirmeyi kendime yediremiyorum. Bu yaştan sonra ben aileme Mardin'e yerleştim şimdi beni gönderecekler diyemiyorum."dedi. (Mehmet Arasan - İLKHA)