Devletin Kürdleri yok sayma, dayatmalarda bulunma, katliam ve ardı arkası kesilmeyen zulümlerini bugünkü devlet yöneticileri dahil çoğu kabul etmektedir. Bu zulümlere karşı özür dileme ve Kürdlerin gasp edilen haklarını tamamıyla iade söz konusu olmazsa da bu yönde bazı adımların atıldığı herkesin malumudur. Ancak asıl sıkıntı, Kürdlerin kurtarıcıları olarak ortaya çıkanların Kürdlere yaptıkları zulümlerdir. Kurtarıcıların zulmetmesi mazlum bir halkı büyük sıkıntılarla yüzleştirmekte, asırlık sıkıntıları içinden çıkılmaz hale getirmektedir.
PKK’nin Kürd halkına en büyük zulmü, Kürdlerin inanç ve itikadına düşmanlığıdır. Bu yönde en küçük bir saygısı bulunmamakla birlikte İslam’a düşmanlığını kimi zaman en üst seviyede dile getirmekten çekinmemektedir. Ancak bu tutumun halktan oy koparmada sorun oluşturacağını hesaplayarak kimi zaman alim kılıklı bazı figürlerini harekete geçirip dini damardan girerek Kürd halkını aldatmaya çalışmaktadır.
Kürd halkının inancına düşman olduğu halde Kürdlerin içinde taban bulması, destek görmesi ve Kürd gençlerini cezp edip dağa çıkarması bir taraftan rejimin şiddetli baskılarından kaynaklanırken diğer taraftan Kürdlerin çaresizliğinin ve mazlumiyetinin ürünüdür.
Son yıllarda halkı cezp etme adına siyasetinde kimi değişikliklere gittiğini gösterse de PKK’nin baştan beri savunduğu düşünce Marksizm’dir. Bu örgüt, Marksizm düşüncesinden hiçbir zaman geri adım atmadı. Zaten Marksizm’in karakterinde İslam düşmanlığı bulunduğundan, tabii olarak PKK İslam düşmanıdır. İslam’la PKK hiçbir zaman bir arada bulunamazlar. Aklı başında hiçbir insan İslam düşmanı olan bu hareketi İslam’a karşı hoşgörülü olarak nitelendiremez. İslam’ı savunan hiçbir insan PKK’yi savunamaz. İki zıt şeyi yani İslam’la küfrü, melekle şeytanı bir arada bulundurma imkanı olmadığına göre bir kalpte Allah’a iman ile İslam düşmanı PKK bir arada bulunamaz. Bu türden bir yanlışın içerisine düşmüş olanlara tavsiyem derhal tövbe etmeleridir. Zira Allah Teala İslam’a ve Müslümanlara düşmanlık yapan şer güçlere taraftar olmayı ve onları savunmayı asla kabul etmez.
Yıllardır Kürdlerin sırtında kambur olan PKK’nin en önemli özelliklerinden biri yalan propagandadır. Yalan propagandada bu örgütü kimse sollayamaz. Hem ayaklı propaganda güçleri olan taraftarları vasıtasıyla, hem de basın yayın organları vasıtasıyla yalanı inandırıcı üslupla ve ustalıkla yayarlar. Ahlaki değerlere sahip olmadıklarından ve kendilerini sınırlayan dini bir engel bulunmadığından Marksistlerin en önemli özelliği olan mugalata ve yalanda en önde olduklarını hiçbir vicdan sahibi inkar edemez.
PKK’nin diğer bir özelliği sürekli kargaşa çıkararak halkı korku atmosferinde tutmasıdır. Özellikle seçimlerde bunun çıtasını yükseltmekte, tehdit ve şantajlarla halkı kendi partisine oy vermeye mecbur bırakmaktadır.
Bu örgütün diğer bir özelliği ise Kürd halkı içerisinde kendisinin dışındaki örgütlü yapılara müsaade etmemesidir. Bunun için Kürdlerin içerisindeki örgütlü birçok yapıyı baskı, tehdit ve silah zoruyla etkisiz hale getirdi. Aynı dayatmayı Kürd İslami hareketine dayatıp birçok Müslümanın kanını akıttığı halde başaramadı.
PKK’nin baskı, tehdit ve şantajları devam ederken kendisini yavaş yavaş toparlayan Kürd halkı rengini ortaya koymaya başladı. Değişik İslami etkinliklere gösterdiği büyük ilgiyle Müslüman olduğunu, İslami olmayan hiçbir hareketin kendisini temsil edemeyeceğini hal diliyle ortaya koydu. Halkın içinden çıkan, inanç ve geleneklerini paylaşan Hür Dava Partisinin siyaset arenasında boy göstermesi, Kürdlerin bu çıkışa büyük teveccüh göstermesi PKK’de ciddi rahatsızlıklara yol açacak ki, son günlerde Hüda Par, İslami STK ve bazı mütedeyyin insanların evlerine saldırmaya, rahatsızlığını bu şekilde ortaya koymaya başladı.
PKK yıllardır Kürd halkına zulmediyor. Bugüne kadar kazanım olarak Kürd halkının hanesine yazdırdığı en küçük bir şey söz konusu değildir. Ancak Kürd halkını büyük sıkıntılarla yüzleştirdiği bir gerçektir. Öncelikle baskı, tehdit, şantaj, kaçırma ve öldürmelerle Kürd halkına büyük acılar yaşattı. Bununla da yetinmeyip devletin onca baskısına rağmen Kürdlerin her zaman korumayı başardığı İslami kabuğun kırılması ve Kürdlerin bağlı olduğu değerlerin zarar görmesine neden oldu. Genç kızları dağa kaldırarak, Kürdlerde kutsiyet ifade eden namus anlayışını lekeledi. Korku atmosferi oluşturarak yıllardır sindirdiği Kürd halkının sırtından geçinerek hedeflerine ulaşmaya çalışmaktadır.
PKK’nin bu ve benzeri zulümlerine rağmen devletin bütün bunları görmezden gelip PKK’yi Kürdlerin temsilcisi olarak görme garabeti, bu örgütün kibrine ve daha fazla zulmetmesine yol açmaktadır. Ancak zulüm ve zalimler ebedi olmadıkları gibi, yalancının mumu yatsıdan öteye geçmez. Bütün bu oyunları anlamaya başlayan Kürd halkı, büyük bir uyanışla kendine gelmektedir. İnşallah bundan böyle yıllardır kambur gibi sırtına yapışan zalimleri def edecek ve sesini en gür şekilde duyurup kendisini en iyi şekilde ifade edecektir. Bunun için daha fazla çalışmaya Kürd halkını dost ve düşmanından haberdar etmeye ihtiyaç vardır.
(Hürseda Haber)