Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, çeşitli temaslarda bulunmak üzere Diyarbakır'da geldi. Eğil ilçesini gezdikten sonra Sur ilçesindeki tarihi İçkale'de incelemelerde bulundu. Burada basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, "Farklılıklarımız bizim zenginliğimizdir." dedi.
Diyarbakır'da çok büyük medeniyetlerin iz bıraktığını belirten Kurtulmuş," Diyarbakır kısa süre önce çok hazin olaylarla karşı karşıya kaldı. Çukurlar kazıldı, Diyarbakır terör dolaysıyla neredeyse yok edildi. Binalar yıkıldı, camiler kurşunlandı. Yerleşim yerlerinin önünde bombalar patlatıldı. Bu hazin tablodan Diyarbakır kurtuluyor. Diyarbakır'da önemli ve kültür medeniyeti kentlerimizden birisi yeniden canlanıyor. Yeninden kendi kimliğine kavuşuyor. Hem bir taraftan manevi kimliği var, peygamberler şehri. Diğer taraftan bir kültür ve medeniyet şehri. Diyarbakır'ı yeniden barış içerisinde, halkının sokaklarda rahatlıkla gezebildiği, kimsenin hiçbir tehdit ve korku altında tutulmadığı, kültürün, medeniyetin, sanatın ve her şeyin cıvıl cıvıl işlediği bir şehir haline getireceğiz. Yıkılan ve yakılan Sur 'un imar ve inşası ile ilgili çalışmaları devam ediyor." dedi.
"İnsanlar evlerine en kısa zamanda kavuşacaklar"
Kâbus dolu günlerin geride kaldığını söyleyen Kurtulmuş, konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Şimdi onu hafızalardan silme zamanıdır. Bütün onları Diyarbakır halkımızın hafızalarından sileceğiz. Diyarbakır turizm ve kültür merkezi olacak. Yine Diyarbakır'a; İstanbul'un, İzmir'in, Ankara'nın ve başka şehirlerin insanları yerli turistler olarak gelecekler. Ülkemizin bu coğrafyasının güzelliklerine şahit olacaklar. El birliği ile Diyarbakır'ı ayağa kaldırmak hepimizin vazifesidir. Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, hükümetimiz, valilerimiz, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız ilgili bütün görev yapan arkadaşlarımız ve en önemlisi Diyarbakır halkımızla hep beraber burayı örnek bir şehir haline getireceğiz. İnsanlar evlerinden oldular, en kısa zamanda kavuşacaklar. Barış içerisinde, huzur içerisinde yaşayacaklar."
"Bütün şehirlerimize hem Kılıçarslan'ın hem de Selahattin Eyyubi'nin ruhunu nakşettik"
"Bu topraklarda huzursuzluğa ayrılığa yer yoktur, olmamalıdır." diyen Kurtulmuş, şunları ifade etti: "Biz asırlardır burada Selahattin Eyyubi'nin torunları ile Kılıçarslan'ın torunları yan yana, kol kola olduk. Bütün şehirlerimize hem Kılıçarslan'ın hem de Selahattin Eyyubi'nin ruhunu nakşettik. Anadolu böyle fethedildi ve milletimizin yurdu oldu. Dolayısıyla bu ayrılıkları, gayrılıkları hiç kimsenin bir daha ortaya koymasına fırsat vermeyeceğiz. Barışı, dostluğu ve kardeşliği kalpten isteyerek, yolumuza devam edeceğiz. İnşallah çok daha güzel günlere gideceğiz."
"Katar krizi yapaydır ama potansiyeli itibariyle genişleme ihtimali olan bir krizdir"
Katar krizine de değinen Kurtulmuş, Ortadoğu'da yeni bir krize yer kalmadığını belirterek şunları söyledi:
"Katar krizine, kriz bile demek gerekmez. Yapay bir şey. Herhangi bir şekilde tarihsel, sosyolojik ya da şu anda var olan siyasi çatışmalar üzerinden ortaya konulmuş olan bir kriz değil. Sunî bir şekilde ortaya çıkarılmıştır. Bizim Türkiye olarak tavrımız ilk andan itibaren bellidir. Biz kardeşlerimizin arasını düzeltmeye gayret ederiz. Sayın Cumhurbaşkanımız ilk andan itibaren büyük bir mekik diplomasisi dokuyor. Telefonlarla bütün devlet başkanlarıyla konuşuyor. Dışişleri Bakanımız ve bütün ilgili birimlerimiz bu sorunun bir an evvel çözülmesi için gayret ediyor. Ortadoğu'da bu kadar çok sorun var. Suriye 6 yıldır bir iç savaşın içinde. Irak'ın bütün şehirleri bölünmüş, parçalanmış şekilde. Yemen aynı şekilde. Libya hala bir siyasi istikrara kavuşamadı. Bu kadar krizin olduğu Ortadoğu'da yeni bir krize yer yok. Bunun için de Türkiye olarak büyük bir gayret sarf ediyoruz. Bu kriz yapaydır, ama potansiyeli itibariyle genişleme ihtimali olan bir krizdir. Ama kimseye faydası yoktur. Bir an evvel bunun diplomasi yoluyla çözülmesi lazım."
Kurtulmuş, konuşmasına şöyle devam etti: "Türkiye bu bölgede neredeyse 40 seneye yakındır terörle mücadele ediyor. Bu terörün maliyeti ne oldu diye geçmişte bir çalışma yapmıştık. Terör olduğu zamanlarda turizm, tarım ve hayvancılık geri gidiyor, risk birimleri yükseliyor, şehirler yıkılıyor, mağdurlara tazminat ve saire çok sayıda maliyet var. Yaklaşık 1,5 trilyon dolar. Türkiye'nin 40 yılda terör dolayısıyla harcamış olduğu maliyetler. Yazık günah değil mi. Türkiye 40 yıl içerisinde bu parayı terörden dolayı bir fatura zarar olarak ödemeseydi bugün Türkiye'de kişi başına milli gelir 11 bin dolar değil, en az 25 bin dolar seviyesinde olacaktı. Kardeşlerimiz bize pusula veriyor, kulağımıza eğilip iş istiyor. Türkiye teröre bu kaynakları harcamamış olsaydı bugün Türkiye istihdam sorununu, şehirleşmeyle ilgili sorunları geride bırakılmış olurdu. 40 yıldır teröre destek verenler, terörü Selahattin Eyyubi ve Kılıçarslan'ın çocukları arasına bir fitne olarak koyanlar, bunların dışarıdaki bağlantıları tam da bunun için terörü destekliyorlar. Türkiye güçlenmesin, Diyarbakırlı kardeşlerimiz zengin olmasın, Bitlis'te, Ankara'da oturan kardeşlerimiz bir takım zorluklar yaşasın istiyorlar. Bu oyunu bozacağız. Bunun yolu mübarek Ramazan günü hep birlikte o kardeşliği hissetmek ve samimi olarak bunu yaşayabilmektir." ifadelerini kullandı.
"Farklılıklarımız bizim zenginliğimizdir"
Farklılıklar üzerinden fitne çıkarmaya çalışanların olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Bu memlekette yaşayan Türk Ahmet ile Kürt Ahmet arasında ne fark vardır. Birçok şeyimiz müşterek, anadilimiz bırakın farklı olsun. Anadilde ana sütü gibi helaldir. Herkes ana sütü gibi kullanır. Kimse dilini, etnik yapısını, ailesini seçerek bu dünyaya gelmedi. Bu farklılığımız zenginliğimiz olmak mecburiyetindedir. Zenginliğimiz olursa bu bölgede yaşayan bütün kardeşlerimiz, Türkiye'miz bundan istifade eder. Farklılıklarımız ayrılık haline getirmeye çalışanlara aman ha dikkat edin. Farklılıklarımız bizim zenginliğimizdir. Bütün bu zenginlikler Anadolu topraklarını çok daha güçlü olmasını sağlayacak etkenlerdir." dedi.
Daha sonra partisinin Sur ilçesinde verdiği iftar programına katılan Kurtulmuş, İslam dünyasının Kan ağladığına dikkat çekerek şöyle konuştu:
"Şöyle bir bakın, Fas'tan Endonezya'ya kadar çok geniş bir coğrafyada hep beraber yaşıyoruz. Allah'ın bütün nimetleri bu coğrafyada. Müslümanların olduğu yerde, yer altı yer üstü kaynakları var. Açlıkla, kıtlıkla boğuşmaktan maalesef ayakta duramıyorlar. Geçtik onu, paylaşmayı ve yardımlaşmayı maalesef beceremiyoruz. Allah bize birliği, dirliği, kardeş olmayı öğretmişken, maalesef bakıyorsunuz İslam coğrafyasındaki insanlar etnik kabileler, ayrımlar üzerinden savaşlar yapıyor. Mezheplerini ve meşreplerini ayrıştırma vesilesi olarak kılıyor. Kültürlerini, etnik yapılarını ayrıştırma vesilesi olarak kullanıyorlar. Bunlardan tam da arınma mevsimi bu mevsimdir, Ramazan mevsimidir. Allah'a çok şükür sonuna geliyoruz. Her akşam sofralarımızda dua ettik, şimdi Kadir Gecesi geliyor. Dua edeceğiz. Bayramı da inşallah bayram gibi kutlayacağız. Allah birliğimizi, dirliğimizi, varlığımız, huzurumuzu ve en önemlisi onurumuzu korusun. Müslümana izzet yakışır, birlik yakışır, ayrışmak yakışmaz." şeklinde konuştu.
"Bizim Diyarbakır'dan, İstanbul'dan, Hakkâri'den Edirne'den başka bir vatanımız yok"
Kurtulmuş son olarak şunları ifade etti: "Suriye'yi, Irak'ı görüyorsunuz, Yemen'i görüyorsunuz. Oradaki insanlar, oradaki çatışmalardan kargaşalardan, zalim rejimden kaçarak buralara geldiler. Bizim Diyarbakır'dan, İstanbul'dan, Hakkâri'den Edirne'den başka bir vatanımız yok. Bu vatana sıkı sıkıya sahip çıkacağız. Bu vatanın her köşesi hepimizindir. Hep beraber bu kardeşliği yaşayacağız ve bozmak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Fitnecileri aramıza sokmayacağız. Sorunlarımızı konuşarak, kardeşçe, dostça çözerek yolumuza devam edeceğiz. İşte şu arkamızdaki Sur aylarca yakıldı, yıkıldı. Değer miydi, bunu yapanlar kendilerinden mi bunu yaptılar. Maalesef bu memlekette 40 senedir devam eden bu terör kimsenin hayrına olmadı." (Emrah Deniz, Abdurrahman Tetik-İLKHA)