Kurusun Annelere Uzanan Eller!

Bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Kürt çocuklarına ve Analarına Uzanan Eller, Ebu Leheb'in elleri gibi kurusun.

Hani derler ya, "Ağacın Kurdu kendi içindedir", diye. Başta Amed olmak üzere bütün Kürdistan bu günlerde tam bu minvalde.

Kaba ve orantısız bir güç var ortada. Tek kelimeyle Kürt halkına nefes aldırmamak için yemin etmiş kişilerden oluşan ve kendi halkına saldırdıkça büyüyen bir canavar.

Kurulduğu günden beri hedefine Kürt Halkını koyan ve bu şekilde sindirdiği halkın iradesine ipotek koyan bir anlayışın zalim gücüyle karşı karşıyayız.

Bu anlayış, Kürt Köylerine giden yollara mayın döşer, ölen mazlum Kürtler olur.

Bu anlayış yol keser, Kürtlerin araçlarını yakar, anahtarlarını ellerinden alır ve onların üç kuruşa muhtaç eder.

Bu anlayış asker, polis kaçırır bilahare Vekillerin oynadığı tiyatro ile onları tören eşliğinde serbest bırakır. Aynı anlayış gariban Kürt ameleleri de kaçırır ama onlar için Kürtlerin Kürtçe bilmeyen vekilleri, Kürtlerin Kürkçüleri kıllarını bile kıpırdatmaz. Gariban amelenin anasından babasından milyonlarca lira haraç istenir…

Bu anlayış nerede bir Kürt işadamı ihale alsa ya da kendi memleketine yatırım yapmak istese hemen o kürdün yakasına yapışarak, haraç ister. Haraç alamayınca da o kürdün araçlarını yakar Kürt şoförleri dağa kaldırır.

Bu anlayışın bilumum eş başkanları, eş vekilleri, bilmem ne kadar eş sıfatlı kalantorları da vardır. Marka giyinen, 13 bin TL maaş alan, çocukları kolejlerde, özel okullarda okuyan, Beyaz Kürt olmakla övünen, büyük haber kanallarına çıkıp ahkâm kesen, VIP'ten uçan ve akşam evine dönünce çocuklarıyla geyik muhabbeti yapan bilumum eş bilmem neler, mebus ve mebuseler. Çocukları dizlerinin dibindedir. Tek dertleri Meclisin sosyal tesislerinin erken kapanması ya da ithal purolarının hafiften nemlenmiş olması olan eş bilmem neler ve gölge vekiller.

Bir de gerçek Kürtler var. Günlerden beridir D.Bakır B.Şehir Belediyesi önünde oturan ve daha 14-15 yaşındayken çocukları kaçırılan anneler ve babalar.

Günlerdir Belediye Binasının önünde duran anneler- babalar dün BDP'nin İl Binası önüne gidip çocuklarını talep ettiler. Sen misin böyle bir işe kalkışan? Yüreği yanan ana-babalar üstüne bir de bir araba dayak yediler. Hem de Kürt olduklarını iddia edenlerden. Keskusoruzer ile süslenmiş sopalar ve kafası kırılan Kürtler.

İnsan sormadan edemiyor? Bu mu gerçekten Kürt ana-babaların kaderi?  Yıllarca Devletin her türlü kurumundan zulüm gören, işkencelere ve aşağılanmalara maruz bırakılan insanlar şimdi de bizzat kendi seçtikleri insanlar tarafından aşağılanıyor, kan revan içinde bırakılıyor.

Kürt olmayan ve bir kelime Kürtçe bile bilmeyen, Milletvekili seçilmeden önce Kürdistan'ı haritada bile gösteremeyecek olan, Kürdistan denildiğinde, "Kürdistan mı orası da neresi", diyecek olan Bulgar göçmeni bir kadın Milletvekili, utanmadan sıkılmadan acılı ailelere, çocuklarınızla gurur duyun, demiş.

Bu vekilenin Meclis'in resmi sitesindeki profiline baktım. Orada bu vekilenin bir çocuğu olduğu yazılıyor. Bu çocuk kız mı erkek mi çocuk mu genç mi onu bilmiyorum. Ama kesin olan bir şey var ki; Annesi bu çocuğuyla gurur duymuyor. Çünkü dağda olduğuna dair hiçbir bilgiye rastlamadım.

Vekil hanım acılı ailelere, "...dağa gittikleri için çocuklarınızla gurur duyun" demiş. Anlaşılan o ki bu vekile, çocuğuyla gururlanma nimetinden(!) mahrum maalesef.

Meclis verilerine göre BDP-HDP Milletvekillerinden Aksoy'un 2, Bozlak'ın 3, Akat'ın 1, Yıldız'ın 2, Baluken'in 2, Zenderlioğlu'nun 3, Aydoğan'ın 1, Tan'ın 6, Zana'nın 2, Buldan'ın 2, Önder'in 1,  Tüzel'in 1, Birtane'nin 2, Dora'nın 3, (Eski vekil) Türk'ün 8, Yıldırım'ın 4, Çelik'in 2, Sakık'ın 3, (Eski Vekil) Kışanak'ın 1,  Ayhan'ın 2, Binici'nin 5, Kaplan'ın 2, Canan'ın 3, Demirtaş'ın 2, Zozani'ni 2, Gür'ün 2 ve Üçer'in 2 çocuğu varmış. Allah hepsini bağışlasın.

Ama benim merak ettiğim şu ki; bu çocuklardan kaçı dağda acaba? Belki bazılarının yaşı daha küçüktür. Ama yarın bunlar, Demirtaş'ın, piknikten dağa çıkarılan çocuklar için dediği gibi, kendi iradeleriyle dağa çıkarlarsa o zaman bu vekiller nasıl karşılayacaklar acaba? Dağa çıktıkları için çocuklarıyla gurur mu duyacaklar yoksa şu an BDP il binasının önünde dövülen mazlumlar gibi çocuklarının peşine mi düşecekler?

Çocukları dağda oldukları için yıllarca devletin baskılarına maruz kalan aileler, şimdi de çocuklarını kurtarmak istedikleri için BDP il binasından çıkanlar tarafından dövülüyorlar. Dağa çıkmak yerine koltuklarda oturup ahkâm kesmeyi tercih edenler, 13-14 yaşlarındaki çocuklarını isteyen ailelerin kafasını kırıp yerlerde sürüklüyorlar. Hem de bunu Kürtlük adına yapıyorlar.

Madem barışıyorsun önce kendi halkınla barış.  Halkı sopalamak, başka partilere oy veren kadınları kurşunlamak ne Kürtlüğün ne de insanlığın sayfalarında asla ve asla yer alamaz.

PKK tek kelimeyle Annelerden korkuyor. Çünkü bu anneler PKK'nin oluşturduğu korkunun kırılmasına vesile oldular. Her geçen gün sayıları artan bu anneler her yönüyle desteklenmelidir.

PKK onlara saldırarak yarın kendi C.Tesi ve Barış anneleri olarak adlandırdığı gruplara yapılacak saldırıları da şimdiden meşrulaştırmış oluyor.

Bir de utanmadan ANF ve benzeri yalan ajansları aracılığıyla, bu gözü yaşlı anneleri provokatör olarak lanse etme basitliğini gösteriyorlar.

13-14 yaşındaki çocukların kaçırılması ile ilgili olarak düne kadar kılını bile kıpırdatmayan Devlet de bu olayın vebali altındadır. Savcılık soruşturma açmak için günlerce bekledi. Başbakan bile grupta yaptığı konuşmasında acziyetini ifade edercesine bu çocukları BDP'den istedi.  Oysa bu çocukların kaçırılması için PKK'ya yol açan, ortam hazırlayan bizzat devletin kendisidir.

Berkin Elvan'ı elinde bilyelerle oynayan bir çocuk diye gösterenler, Acılı bir Annenin oturma eylemi yapılan alanda sergilediği oğluna ait bilyeleri nedense görmediler.

İkiyüzlülerin sefil dünyasında PKK zulmüne direnen onurlu Kürt anne ve babalara selam olsun…

Bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Kürt çocuklarına ve Analarına Uzanan Eller, Ebu Leheb'in elleri gibi kurusun.

Selam ve Dua ile…

(Hürseda Haber)

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.