Yeni bir adım, yeni bir arayış, yeni bir girişimdir hicret.
Beşeri kanunların kölesi toplulukların baskı, zulüm ve işkencelerine karşı Bilallerin, Ammarların, Habbabların haykırışlarına sessiz kalmamanın adıdır hicret.
Nebevî mesajın sesini kısmak isteyen inkârcıların hadsizliklerine karşı hakikati daha gür ve daha güçlü bir şekilde haykırmak için gidilen yoldur hicret.
Mazlumların sedasına, mahrumların feryadına, mustazafların haykırışına verilen cevaptır hicret.
Aziz İslam’ın karanlıkları aydınlatan, gönülleri nurlandıran mesajlarını kalpleri körelmemiş muhataplara ulaştırmak için bedel ödemeyi göze almaktır hicret.
Din-i Mubin uğruna ailesini, sevdiklerini, mal ve memleketini geride bırakıp yollara düşmektir hicret.
Hakikatin toplum tarafından bilinmesi ve benimsenmesi adına yapılan kutlu bir eylemdir hicret.
Allah-u Teâlâ’nın emirlerini layığıyla yerine getirmenin endişesiyle yollara revan olmaktır hicret.
İslam Devleti’nin inşa sürecini hızlandırmak adına karşılaşılan tüm engelleri aşarak vuslata ermektir, sevgiliye kavuşmaktır hicret.
Aziz Peygamber ve O’nun kutlu yarenleri başta olmak üzere yeryüzündeki bütün iman ehli müminler için bir dönüm noktasıdır hicret.
Mekke Şehir Devleti’nin sosyo kültürel ve ekonomik ambargolarına karşı hayatta kalabilme mücadelesi verebilmek için çıkılan kutlu bir yolculuğun adıdır hicret.
Hicret asla kaçış değildir.
Hicret asla kayboluş değildir.
Hicret asla teslim oluş değildir.
Bilakis hicret; “teslim ol, boyun eğ, sesini kes” diyen çağın egemenlerine karşı izzetlice ve onurluca durmaktır.
Hicret; “inandığın değerlerden vazgeç, ilkelerinden taviz ver, ilahını inkâr et” diyerek baskı yapan şirk savunucularının tekliflerini pazarlık konusu dahi yapmadan red etmektir.
Hicret, Mekke’den Medine’ye açılan kapıdır.
Hicret, temizlenmektir, kirlerden arınmaktır.
Hicret, yeni başlangıçların işaret fişeğidir.
Medine’de medeniyeti inşa etmektir hicret.
Hicret, kalplerin Kur’an ile nurlanmasına, İslam ile hayat bulmasına kapı aralamaktır.
Hicret, zaferlerin, fetihlerin muştusudur.
Hicret, adaletin tesisi, zulüm ve haksızlıkların sona ermesidir.
Hicret ile nurlu bir dönem başlamış, sonrasında insanî değerlerin yeşerdiği, kardeşliğin tesis edildiği, adaletin hâkim olduğu kutlu bir dönem yaşanmıştır.
Ne mutlu o kutlu ve nurlu dönemin yaşanmasına vesile olan güllerin ve gönüllerin efendisi sevgili Peygamberimiz ve sahabelerine…
Ne mutlu bedevi bir topluma medeniyeti öğreten o erdemli insanlara…
Allah’ın selam ve rahmeti, bereket ve mağfireti onların ve yollarından yürüyen tüm Müslümanların üzerine olsun.
Yeni hicri yılımız hayırlı olsun. Ümmetin birliğine, dirliğine, esenliğine, kardeşliğine, gerçek adaletin tesisine, iyiliğin ve güzelliğin çoğalmasına, toplum arasında insanî ve ahlakî değerlerin yeşermesine ve hususen de değerlerinden uzaklaşarak dünyevileşme marazına müptela olanlar için yeni hayırlı başlangıçlara vesile olsun.
1. Şerif Durmaz