Kutlu Doğum haftası ile ilgili açıklamalarda bulunan Muş Müftüsü Recep Uzun, bu yıl ki kutlu Doğum ana temasının ‘Hazreti Peygamber ve Birlikte Yaşam Ahlakı ve Kültürü’ olduğunu belirterek bu temanın Müslümanların bir arada yaşayamaz hale gelmelerinden dolayı seçildiğini söyledi.
Hz Muhammed'in (sav) alemlere rahmet olarak gönderilmiş bir peygamber olduğunu vurgulayan Uzun, "Her yıl Diyanet İşleri Başkanlığı bir tema belirliyor bu yılki tema birlikte yaşamadır. İslamiyet’in 5 tane ana esası vardır. Bunlar; can, mal, din, şeref ve haysiyetine, nesildir. Eğer bir insan diğer insanın bu hususlarına saygılı ise diğer insanla hoş geçinir. Aynı şekilde Peygamber efendimizde bunu kendi hayatında tatbik etmiştir. Bu temanın amacı, biz Müslümanlar bugün kendi aramızda birlikte yaşayamaz hale geldik. Bunun açık örneği Irak ve Suriye’dir. Oradaki her iki grupta birbirinin kanını akıtırken tekbir getiriyor. Bunun ne insanlıkla ne İslam ile bağdaşır bir tarafı yok. Bizim Kur'an ve Hz. Muhammed medeniyetimiz yapıcı bir medeniyettir. Bu medeniyetten biz yıkıcı bir medeniyet çıkartıyoruz." dedi.
Kutlu Doğum ile birlikte Diyanet ve Müftülüklerde tatlı bir telaşın başladığını söyleyen Uzun, “ Kutlu doğum ile birlikte Belediyede, Valililikte, STKlarda ve birçok kurum ve kişide tatlı bir telaş başladı. Hep birlikte inşallah güzel bir şeyler yapmaya çalışacağız. Kutlu doğum haftasında Üniversite öğrencileri arasında yarışmalar olacak, okullarda şiir, makale, hadis ezberi gibi yarışmalar düzenlenecek." ifadelerini kullandı.
“Kutlu Doğumun amacı, Peygamber sevgisini canlı tutmaktır”
Kutlu Doğumun amacının Peygamberi daha fazla tanıtmak olduğunu vurgulayan Uzun, "Biz Peygamberi çok seviyoruz ve sevgimizin altını doldurmamız gerekiyor. Sevdiğimiz Peygamberin yaşantısından, ahlakından bir şeyler öğrenmek ve başkalarına aktarmak için Kutlu Doğum etkinliği düzenlenecek. Hedeflerimiz, hafta boyunca etkinliklerle Peygamberi daha iyi tanımak, anlamak/anlatmak ve onun sevgisini canlı tutmaktır. Peygamberimizin örnek yaşayışını özellikle birlikte yaşamaya verdiği değer ve önemi bütün boyutlarıyla gündemde tutmak, birlikte yaşama ahlakına aykırı söz ve eylemler ile bunların fert ve toplum hayatında açtığı yaralara dikkat çekmektir.” dedi. (Mustafa Bikeç/Sezer Özer - İLKHA)