Kutup ve Bediüzzaman'ın farklı ve ortak yönleri

Mümtazer Türköne, Seyyid Kutup ile Bediüzzaman'ın farklı ve ortak yönlerine değindi.

Mümtazer Türköne, İslamcılık ve Said Nursi değerlendirmelerinde karşılaştırma yaptı. "İkisi de Kur'an müfessiri" dediği Seyyid Kutup ile Bediüzzaman'ın farklı ve ortak yönlerine değinen Türköne, Zaman'daki yazısında "Bediüzzaman gerçekçidir. Hayatla fikirler arasında gerçekçi bir denge kurmaktadır. Kutup ise, şartlardan bağımsız bir ütopyanın inşasına çalışmaktadır" dedi.

'Zulme direnmenin farklı yöntemleri' başlıklı yazısında Ezanın Türkçeleşmesine değinen Türköne, ''Türkçe ezan okunması -evrensel ölçülere göre- kutsala yapılmış alenî ve kaba saldırının sembolleşen örneğidir. İnanca müdahale edilerek Müslümanlar açıkça tahkir edilmiş, baskı altında tutulmuştur.'' ifadelerine yer veriyor.

Bu zulmün, toplumu kontrol altında tutmak için provokatif amaçlar taşıdığı açık olduğunu belirten Türköne,  istenen yeni Menemen'ler, yeni Kubilay'lardır. Nitekim, Atatürk'ün meşhur Bursa Nutku, Türkçe ezanın başlangıcında Bursa halkının protestosu üzerine söylenmiştir.

Türkçe ezan zulmüne karşı iki farklı tepki gelişmiştir. Birincisi, Ticanî Tarikatı mensuplarının, Anadolu'ya dağılıp yaptığı eylemlerdir. Eylem, dört dörtlük bir "sivil itaatsizlik" eylemidir. Eylemci minareye çıkıp ezanı Arapça okumakta, sonra da Ceza Kanunu'nun 526. maddesine göre üç ay hapis yatmakta ve 10 lira ile 200 lira arasında para cezası ödemektedir. İkincisi Bediüzzaman'ın tavrıdır. Bu tavır sadece sabırdan ibarettir'' diyor.

Kutup, İhvan'ın eseridir; Risale-i Nur hareketi ise Bediüzzaman'ın


İhvan-ı Müslimîn ile Risale-i Nur Hareketi arasında, özellikle sosyolojik anlamda büyük benzerlikler olduğunu ifade eden Türköne, ''İhvan, sosyal olarak çok başarılı bir harekettir. Dini, toplumsal anlamda güven temin eden bir ortak payda olarak alıp, bunun üzerinden hem dikey hem de yatay olarak toplumun derinlerine ve her hücresine nüfuz eden bir seferberlik gerçekleştirmiş ve toplumu fethetmiştir. Bugün Arap toplumu, özgün haliyle İhvan'dan ibarettir. Risale-i Nûr Hareketi de öyledir. Şerif Mardin, Tek Parti döneminin herc-ü merci içinde Bediüzzaman'ın çağrısının sahipsiz-kimsesiz toplum için nasıl sağlam bir istinatgâh oluşturduğunu anlatır. Ancak Kutup, İhvan'ın eseridir; Risale-i Nur hareketi ise Bediüzzaman'ın.'' diyor.

Seyyid Kutup ve Bediüzzaman karşılaştırması yapan  Türköne, ''Seyyid Kutup ve Bediüzzaman, her ikisi de Kur'an müfessiridir. Kutup, Cahiliye'ye karşı Müslümanları sert ve şiddetli bir cihada davet ederken, Bediüzzaman için bu yolda heba edilecek en küçük bir enerji bile israftır. Müslümanlar için gerçek cihad "cihad-ı manevî"dir. Aradaki fark durum değerlendirmesinden gelir. Bediüzzaman gerçekçidir. Hayatla fikirler arasında gerçekçi bir denge kurmaktadır. Kutup ise, şartlardan bağımsız bir ütopyanın inşasına çalışmaktadır'' değerlendirmesinde bulunuyor.

''Bugün İhvan, Tunus'tan Filistin'e kadar Kutup etkisinden sıyrılabildiği ölçüde geniş bir coğrafyada iktidarda. Ya Türkiye'de? Bu karşılaştırmayı İslâmcıların içine giremediği "yerellik" ekseninde sürdürmemiz gerekecek.''
 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.