Aylık Sabit Gelir Karşılığında Kuyumcuların Yanına Bırakılan Altınlar
Düğünden sonra evli çiftlerin, altınlarını muhafaza etmek ve değerlendirmek için başvurdukları kuyumcular veya altın hesabı bulunan bankalar, kendisinde faiz tehlikesinin bulunduğu bir başka meseledir. Kira akdi hariç “sabit gelirin” bulunduğu birçok “karşılıklı alıp vermelerde” ribâ vardır. Maalesef günümüz kuyumcuları, tabelaları üzerinde banka yazılmayan birer banka durumuna düşmüşlerdir; müşterilerinden topladıkları sermayeyle kalkınıp, sözde çalıştırdıkları bu paralarla her ay “sabit kâr” dağıtırlar. Hâlbuki bir ticaretten her ay daima aynı miktardaki kazancı elde etme ihtimali yok denecek kadar azdır. Hatta bil-müşahede delillerle ispatladığımız bazı kuyumcular aylık kâr diye müşterilerine yine kendi paralarını vermektedirler. Dahası; emanet olarak yanlarında bulunan paralarla veya iflas ettikten sonra kaçıp giden ve yüzlerce insanı mağdur eden nice kuyumcular vardır.
Kâr payıyla ilgili daha önce kaleme aldığım birkaç yazımda sabit gelirin bir çeşit faiz olduğunu belirtmiştim. Böyle bir akit yapılacaksa, kâr anlaşması yüzdelik üzerine yapılmalıdır, maaş gibi aylık gelir üzerine değil…
Bankaların, hırsızların bile aklına gelmeyecek para saklama yerlerini ifşa eden şaşalı reklamlarına aldanıp sermayenizi bankaların haram kazançlarına vesile kılmayın! Helal haram hususunu iyi bir şekilde araştırmadan ne kuyumculara ne de bankalara altınlarınızı ve paralarını yatırmaktan sakının!
Hurda veya Düşük Ayar Altını Takas Ederken Eşitlik Şarttır!
Kuyumcuların dikkat etmediği bir başka önemli husus; hurda veya ayarı düşük altınları yenileri ve ayarı yüksek olanlarla takas ettiklerinde eşitlik hususuna dikkat etmemeleridir. Hüküm olarak altının el emeği, hurda olması ve ayarının düşük olması, bir diğer altın karşısında değer kaybı olarak addedilmez. Bilakis iyisi de kötüsü de aynı değerdedir. Bu durumun benzeri Efendimiz (aleyhissalatu vesselam) döneminde bir başka ribevî mal sayılan hurmayla ilgili şu şekilde cereyan etmiştir; Ebu Saîd El Hudrî ve Ebu Hureyre (radiyallahu anhuma)'ın rivayetine göre; sevgili Peygamberimizin işçi olarak Hayber'e gönderdiği biri -bunun Sevâd Bin Ğaziyye olduğu rivayet edilmektedir- kendisine kaliteli bir hurmayla gelir. Efendimiz ona “Hayber'in bütün hurmaları böyle midir?” diye sorduğunda, bu kişi “Yok, Ey Allah'ın Resulü! Bizler bu hurmadan bir sa'ı (dört avucu), kalitesiz olan iki sa' karşılığında alıyoruz.” Der. Bunun üzerinde Allah Resulü “böyle yapma! Elindeki hurmanın tamamını dirhemle sat. Sonra dirhemle iyi olan hurmayı satın al.” der. (Buhârî)
Altın, altı faiz malının en önemlisi ve en değerlisidir. Hurma da böyle bir hassasiyet gözetiliyorsa, altında bu hususa dikkat etmek çok daha fazla dikkate değerdir. Dolayısıyla hurda, ayarı düşük ve işçilik masrafı fazla altınları daha düşük veya daha fazla bir fiyatla başka bir altın karşılığında takas etmek caiz değildir. Yapılması gereken hurma hadisinde olduğu gibi; mevcut altının başka bir para birimiyle satılması ve murad edilen altının yeniden alınmasıdır. Böyle yapılmadığı takdirde sünnete muhalefet edilip, haram işlenmiş olur.