DİYARBAKAR - Diyarbakır’ın Lice ilçesinde, 1993 yılında Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın da aralarında bulunduğu 16 kişinin öldürülmesine ilişkin bir albay ve üsteğmen hakkında açılan Lice katliamı davası, nakledildiği Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Yargıtay 5. Ceza Dairesi’ne iade edilmişti.
İade gerekçesinden, 5. Daire’nin, özel yetkili mahkemeye açılan davayı, yetkisiz bir mahkemeye yolladığı, yani yanlış işlem yaptığı ortaya çıktı.
Yapılan bu yanlışlıkla ilgili olarak Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin vekâletinde Yargıtay 5. Dairesi üyelerine Görevi ihmal /Görevi Kötüye kullanma suçlamasıyla suç duyurusunda bulunuldu.
“Görevlerini ihmal etmiş ve suç işlemişlerdir”
Konu ile ilgili bir bildiri yayınlayan Lice Adalet Arıyor Platformu, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu Başkanlığı’na sunulmak üzere, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na 5 sayfalık şikâyet dilekçesini bu gün teslim etti.
Bildiride, Yargıtay 5. Daire’nin dosyayı incelemediği için yanlış bir karar aldığı ve yapılan bu özensiz ve yanlış işlemden dolayı Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu’na suç duyurusunda, HSYK’ya şikâyette bulunulduğu ifade edildi.
Ayrıca, “Dosyaların okunmadığını biliyorduk ama görevlerini bu kadar özensiz ve fütursuzca ihlal edeceklerini bilmiyorduk. Görevlerini ihmal etmiş ve suç işlemişlerdir.” denildi.
“Yargıtay 5. Ceza Dairesi dosyayı okumadan hareket etmiştir”
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde kabul edilen Lice katliamı davasının sanıklarının talebi üzerine, Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildiği ifade edilen bildiride, “Fakat Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin bu kararı, Eskişehir’den geri dönmüştür. Zira mahkeme, Lice katliamı davasını Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesiyle yetkilendirilmiş mahkemede açıldığını, Eskişehir’de böyle bir mahkeme bulunmadığını belirtti. Bu iade gerekçesi, Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin dosyayı okumadan hareket ettiği apaçık ortadadır.” denildi.
Yapılan işlemlerdeki usulsüzlüğe dikkat çekilen bildiride, “Dosyanın hangi makam ve mahkemeden geldiğini bile anlamadan, tümüyle dikkatsiz ve özensiz biçimde, görevi ihmal ederek bu işlemi yapmışlardır. Beş kıdemli yüksek yargıcın özel yetkili bir ağır ceza mahkemesinden nakil talebiyle gelen dosyayı mutlaka özel yetkili mahkeme bulunan bir ile nakli gerektiğini bilmeyecekleri düşünülemeyeceğine göre, demek ki, dosyamızı incelemiyorlar.” denildi.
“Türkiye ’nin düştüğü acıklı durumu gösteriyor”
Bildiride “Biri General olmak üzere 16 vatandaşın öldürülmesiyle ilgili 20 yıldır çetin bir adalet mücadelesi sonunda bir dava açılabilmişken, hiçbir güvenlik sorunu yokken, sanıklar tutuksuzken, savcının olumsuz görüşüne rağmen nakledilmesi, Türkiye ’nin düştüğü acıklı durumu gösteriyor. Hem hükümetin hem yargının insan haklarının ağır ihlalini oluşturan, kamu görevlilerinin işlediği suçlarla ilgili tutumlarını da ortaya koyuyor. Ne yazık bu bakanlığın tutumu nedeniyle bu hükümet ve yargı ile geçmişle yüzleşmek, faili meçhulleri açığa çıkarmak mümkün olmadı. Yine de adaletin bu ülkede yeşermesi adına davanın tekrar Diyarbakır'a iade edilmesi bu konuda Hükümetin de Bakanlığın’da üzerine düşeni yerine getirmesi gerekmektedir” açıklamasında bulunuldu. (İlyas Taş – İLKHA)