Diyarbakır Çınar Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri tarafından Mevlid-i Nebi etkinliği düzenlendi.
Okulun konferans salonunda gerçekleşen etkinlik, Ferhat Yöre'nin Kur'an-ı Kerim tilavetinden sonra okul öğrencilerinden oluşan ilahi grubu tarafından Mevlid-i Şerif ve ilahiler seslendirildi.
Günün anlam ve önemi ile ilgili Okul Müdürü Nasih Güler bir konuşma yaptı.
Okul Müdürü Güler, konuşmasında, Hz Muhammed'in (as) gelmeden önceki durumu örneklerle açıkladı.
Güler, "O dönemde, semavi dinler dâhil, bütün dinlerde şirk ve putperestlik anlayışı hâkimdi. Allah'ın elçileri vasıtasıyla gönderdiği hak dinler tahrif edilmiş, mensupları kendi çıkar ve menfaatlerine göre yeni yeni kurallar ekleyip, bazılarını da çıkarmışlardı. Kimsesiz ve sahipsiz insanlar ezilmiş, horlanmış ve hiçbir hakka sahip değillerdi. Her tarafta gücü elinde bulunduranlar mazlumların teri ve kanı üzerinden iktidarlarını sürdürmekte, zevk ve sefahat içinde yaşamaktadırlar. Beri tarafta açlık ve sefalet içinde olan insan yığınları bulunmaktaydı. Kur'an-ı Kerîm 'Cahiliyet Devri' denilen bu karanlık dönemi, 'İnsanların kendi elleriyle işledikleri kötülükler yüzünden, karada ve denizde fesat (her tarafı kapladı) yayıldı...'(Rum 41) ifadesiyle en güzel bir şekilde anlatmaktadır." dedi.
Güler, konuşmasının devamında, "Allah-u Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır. 'Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.'(Enbiya 107) Evet gerçekten de dünyanın içinde bulunduğu o zifiri karanlıklarda, insanın haysiyet ve şerefinin ayaklar altına alındığı, şefkat ve merhametin olmadığı, acıma hissinin köreldiği, güçlülerin zayıfları ezmeyi kendileri için adeta doğal bir hak olarak gördüğü, kölelerin hayvan muamelesine maruz kaldığı, kadınların insan yerine konulmadığı, kısacası insani hiçbir değerin kâle alınmadığı bir dönemde, Hz. Muhammed'in (as) Risalet'i insanlık için bir şefkat ve merhamet membaı olmuştur. Mekke'den doğan bu güneş, kısa bir sürede dünyanın dört bir yanını aydınlatmıştır. Birçok halk, İslam'la müşerref olmuş, İslam'ın insanlara sunduğu İslami ve insani haklarla gerçek değerlerine kavuşmuşlardır. İslam'ı kabul etmeyenler üzerinde bile, olumlu etkilerde bulunmuş, daha sonraları insan hakları alanında özellikle Batı uygarlığına ilham kaynağı olmuştur." ifadelerini kullandı.
"İnsanlık, İslam'ın adaletine muhtaçtır"
Güler, İslam'ın, insanları kulların kulluğundan kurtarıp, kâinatın bir ve tek yaratıcısı olan Allah'a kul ettiğinin altını çizerek, "Putlara, heva ve heveslere tapma zilletinden kurtarıp, şerefli insan olma izzetini yeniden insanlara kazandırmıştır. İslam batıl ve tahrif edilmiş dinlerin esareti altında köleleştirilmiş ve köreltilmiş ruhlara özgürlük bahşetmiş ve onlara gerçek kurtuluşun yolunu göstermiştir. Kısacası birçok alanda İslam, insanlığa önemli katkılarda bulunmuş, özellikle mazlum insanlara bir kurtuluş vesilesi olmuştur. Bugün de insanlık, İslam'ın adaletine muhtaçtır. Dünyanın dört bir yanında sömürgeci zorba güçlerin mazlum halklara karşı gerçekleştirdikleri zulüm ve katliamlara, sömürü düzenlerine karşı durabilecek tek güç ve kurtuluş yolu İslam'dır. Bütün beşeri ideolojilerin iflas ettiği, insanlığa bir şey veremedikleri tatbikatlarıyla ortaya çıkmış ve insanlığa kan ve gözyaşından başka bir şey getirmemiştir. İslam bugünde insanların umudu haline gelmiştir." şeklinde konuştu.
Program, Dörtyol cami imamı Molla Abdulbaki Ermiş'in okuduğu duayla sona erdi.
İLKHA