LİSTELERDE OLAY VAR
Milletvekili aday listeleri açıklandı ve gerçekten de izahı zor durumlar çıktı ortaya.
İyi Parti kurucularından olan Yusuf Hallaçoğlu aday gösterilmedi. Kendisi “Bana yer bulamadılar” derken, İyi Parti cephesinden “Yerini beğenmediği için aday olmadı” açıklaması geldi.
Şimdi Hallaçoğlu, MHP'den istifa ettiğine mi yansın, biten vekilliğine mi?
Altan Tan, Saadet Partisinden aday olmuş. Tan, 90'lı yıllarda da aynı geleneğin partisi olan Refah'ta görevliydi. Refah Partisi MHP ile ittifak yapınca istifa etmişti. Şimdi Saadet Partisi'nin İyi Parti ve CHP ile ittifak yapması çok da sıkıntı oluşturmuyor demek ki.
CHP'de Muharrem İnce'ye yakın isimler “çizik” yedi.
Herhalde İnce, seçim sath-ı mailinde “trip yapmanın” anlamı yok diye düşündü ve garip bir yorumda bulundu: “Vekil olamadılarsa onları bakan yaparım”
Nasıl olsa kendisi Cumhurbaşkanı seçilecek ya…
BBP'de “oyuna geldik” düşüncesi ve yüksek sesle dile getirilen tepkiler var; ama Destici “sorun yok” diyor.
Sesler bazı imtiyazlar karşılığında kesilir mi, yoksa yükselerek devam mı eder, göreceğiz.
Ak partide “yarını düşünerek” ses çıkaramayan tepkililer…
Mehmet Ağar'ın ve Bülent Arınç'ın oğlu aday yapıldı ve birçok kişi şaşırdı.
Aday olamayanlar “dünyanın döndüğünü”, bürokrasinin işlediğini ve ihalelerin devam ettiğini göz önünde bulundurup sessiz kalmanın daha mantıklı olduğunu düşünmüş olmalılar.
FİKİRLER VE KEMİKLER
Saadet Partisi Gençlik Kolları Başkanı Salih Akyüz bir söyleşide şunları söylemiş:
“Türkiye'de en gerici partinin AK Parti olduğu kanaatindeyim çünkü kendisini hiç yenilemiyor. Yeni bir vizyon yok. Asfalt terminolojisi ülkede 30 yıl önce kullanılan bir terminolojiydi. 30 yıl önce yerel yöneticiler kendi çalışmalarını vurgularken asfalt, kaldırım, oyun parkı derlerdi. Bugün genel yönetimdeki insanlardan yine aynı şeyleri duyuyoruz.”
Ak Parti'nin gericiliği ya da kendini yenilememesi konusu tartışılabilir elbette; ama bunu “30 yıl” üzerinden söylemek çok mantıklı değil.
Sebebi Merhum Erbakan Hocanın söylemleri…
Malum Saadet Partisi “Erbakan siyasi geleneği”nden geliyor.
Ve ilginçtir, Salih Akyüz, söyleşinin bir yerinde şunları söylüyor:
“Millet ittifakında olduğumuz için Erbakan'ın kemiklerini sızlatıyorsunuz diyorlar. Ülkede Erbakan'la ilgilenen insanlar iki yönüyle ilgileniyorlar. Bir kemikleriyle ilgilenen insanlar var bir de fikirleriyle ilgilenen insanlar. Fikirlerle ilgilenmenin daha insana ait olduğu kanaatindeyim.”
Fikirler ve kemikler benzetmesinin hiç hoş olmadığını peşinen belirteyim.
Bunun yanı sıra…
Salih Akyüz, çok genç olmalı, çünkü Erbakan Hocanın fikirleri dediğiniz zaman bunun 40 yıllık bir sürece yayıldığını anlayabilir, müktesebatına baktığınızda bunu kolaylıkla görebilirsiniz.
Daha açıkçası, Merhum Erbakan neredeyse kırk yıl boyunca aynı şeyleri söyledi.
Yeniliklere adapte olmak, yeni bir dil geliştirmek önemli; ama siyasi hareketlerin de bazı sabiteleri olmalı öyle değil mi?
Birilerini “gericilikle” suçladığınızda kendinize de bakmanız gerekir, öyle değil mi?
LİBYA'NIN DURUMU
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, ABD ile nükleer bir anlaşma yapmaması durumunda "Kuzey Kore'nin akıbetinin Libya gibi olabileceğini" söylemiş.
Peki, ne olmuş Libya'ya…
İç savaş, yıkım, tahribat ve fakirlik…
Diktatörü devirenler anlaşmak yerine kısa süre içerisinde birbirlerine düştüler.
Körfez, istihbaratı ve parasıyla fitne kazanları kaynattı.
Ve işte Libya'nın hali…
Ama durun bir dakika!
Amerikan Başkan yardımcısının açıklamasından yola çıkarsak çok farklı yerlere varabiliriz.
“Eğer bizimle anlaşmazsan” diyor Mike Pence.
Yani Amerika, Libya'da diktatörü devirenlere anlaşma teklif etti; ama onlar kabul etmeyince kaos senaryolarını devreye koydu.
İşte bu şeytanlığın, alçaklığın itirafıdır.
Ve sanırım Trump ve ekibinden bundan sonra da sık sık böyle itiraflar duyacağız.