Konu biraz güncelliğini yitirmek üzere fakat bizim açımızdan bitmemiştir.
Bize göre Londra düşmüştür vesselam, hem de bunun hiç lamı cimi yoktur. Londra Düştü isimli bir filmin olduğunu da sonradan öğrendim. Gerçekten garip bir şey.
Gerek Türkiye'de gerek Avrupa'da her hangi bir şiddet olayında hemen yayın yasağı getiriliyor, insanları korku ve paniğe sevk edecek görüntüler gösterilmiyor. Bölge abluka altına alınıyor, özellikle ceset ve kan görüntüleri verilmiyor. Hem güvenlik açısından hem de şiddete prim vermemek bakımından doğru bir uygulama olabilir.
Fakat İngiltere'nin içine düştüğü şu duruma bir bakar mısınız? Gördüğünüz manzara karşısında söyleyebileceğiniz bir tek söz kalıyor; Londra düşmüştür vesselam.
Nedir yahu meselenin altı üstü? Parlamento ve bakanlıklara yakın Westminster köprüsü üzerinde bir eylemci otomobilini insanların üzerine sürmüş, sonra elindeki bıçakla bir polise saldırmış, sonunda etkisiz hale getirilmiştir.
Sonuç; bir polis, üç sivil ve bir de eylemcinin kendisi olmak üzere toplam beş kişi ölmüş, kırk kişi de yaralanmıştır.
Film asıl bundan sonra başlıyor. Parlamento derhal çalışmasını iptal ediyor, vekiller mahzenlerden, dehlizlerden kaçırılarak korumaya alınıyor, İskoçya için yapılacak olan referandum çalışması iptal ediliyor, halkın gereksiz yere evlerinden dışarı çıkmaması, kalabalık yerlerde bulunmaması isteniyor. Bu arada dünya ayağa kalkıyor, siyasi demeçlerin ardı arkası kesilmiyor bütün dünyaya canlı yayın yapılıyor, gün boyu sadece bu konuşuluyor.
Sonra İngiltere Başbakanı Theresa May ortaya çıkıyor ve İngiltere'nin asla teröre teslim olmayacağını söylüyor. Allah aşkına bundan daha güzel teslimiyet nasıl olur acaba? Teslim olmamak buysa teslim olmak nasıl bir şeydir?
“İngiltere asla teslim olmayacak” sözünü duyan birisi zanneder ki; şu anda İngiltere başka devletlerce dört bir yandan kuşatılmış, havadan ve denizden bombalanıyor, bazı bölgelerine girilmiş, bir takım şehirleri teslim alınmış, böyle bir hengâmede başbakan da bu şekilde konuşuyormuş... Öyle değil mi?
Gelelim teröre, şiddete prim vermeme konusuna... Allah aşkına şu olup bitenleri izleyen şiddet yanlıları nasıl düşünürler? Sizce moralleri bozulup bundan sonra şiddetten vaz mı geçerler, yoksa göğüslerini kabartarak;
“Biz neymişiz yahu böyle! Bir tek kişinin, hem de silahsız bir kişinin koskoca bir Londra'yı hatta İngiltere'yi teslim alması ne kadar da kolaymış! Demek ki aynı anda dört beş kişi şehrin böyle önemli merkezlerinde bir eylem yapsa her şey tamamdır diye düşünmez mi?
Bizim ülkemizde benzer şeyler olmuyor mu? Hem de nasıl! Bir terör saldırısının ardından yetkililer çıkıp;
“Kimse bu vatanı bölemeyecektir, buna asla müsaade etmeyeceğiz...” sözleri Theresa May'ın sözleri gibi çocukça değil midir?
Hele ikide bir “Son Türk Devletini yıktırmayacağız!” gibi sözler size hiç garip gelmiyor mu?
Sanki yeryüzünde aynı anda on altı on yedi tane Türk devleti varmış, bunlar teker teker yıkılmış ve şu anda elimizde bir tek bu Türkiye kalmış, onu da yıktırmayacağız gibi olmuyor mu? Neyse, biz yazımızın başlığına dönelim; Londra düşmüştür vesselam diyelim.