Evet, birbirimizi sevemediğimiz takdirde Mü’min olamayacağımızı, dolayısıyla cennete giremeyeceğimizi, özellikle şu anda içerisinde yüzdüğümüz zilletin de sürüp gideceğini söylemiştik. Müslümanların birbirlerine karşı sımsıcak olmakla yükümlü olduğunu, soğuk Müslümanların İslam davasına tahminlerin ötesinde zarar verdiğini belirtmiştik.
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi zavallı Müslümanların birbirlerine karşı bir de kibirlenmeleri var! Hayret doğrusu!
İnsan bir yerde galiplerin, müstekbirlerin, hakim konumda olanların Müslümanlara ve mustaz’aflara karşı kibirlenmelerini anlayabiliyor. Bugün onların düşünceleri ve hayat tarzları egemen konumda olduğu için haliyle ülkenin bütün kaynaklarını ellerinde bulundurmaktalar ve diğerlerine tepeden bakmaktalar. Özellikle Anadolu'nun inanmış insanını her daim küçük görmekteler. Yaşadığımız hayatın bütün alanlarında buna her an şahit olabiliyoruz. Sadece bugün değil, tarih boyunca bunun hep böyle olduğunu, istiğna duygusuna kapılanların tuğyan ettiğini, azgınlaştığını Allah-u Teala'nın Kitabı'ndan öğreniyoruz ve dolayısıyla kuvveti elinde bulunduranların böyle davranmalarını fazla yadırgamıyoruz.
Hadi diyelim ki, Müslüman olmalarına rağmen zengin olanların fakirlere, bilgi birikimi biraz fazla olanların az bilgili Müslümanlara tepeden bakmalarının da bir izahı, bir bahanesi olsun…
Fakat her biri mustaz'af konumda olan Müslümanların birbirlerine karşı büyüklenmelerini, birbirlerine tepeden bakmalarını, küçük ve hor görmelerini buyurun nereye koyacaksanız koyunuz! Esir kampındaki zavallı mahkum kardeşlerin birbirlerine karşı büyüklenmeleri, kasılmaları, birbirlerini küçük görmeleri ne kadar da hoş olmayan bir davranış değil mi?
Evet, böyle davranmayı karakter haline getirenlerimiz oldukça fazla, veya bizzat kendimizin böylesi pozisyonlara düştüğü zamanlar hiç de az değildir.
Ne kötü bir karakter; kafirlerin, İslama ve Müslümanlara hiç de iyi gözle bakmayanların karşısında zavallı mı zavallıdırlar. Tavırlarıyla, davranışlarıyla onların önünde süklüm püklüm durumdadırlar... Fakat Müslümanların içerisinde burnundan kıl aldırmazlar, yanlarına desturla varılamaz.
Allah için kendimizi tevazu testinden, kibir testinden geçirelim. Özellikle Müslüman kardeşlerimiz karşısındaki tavırlarımızı samimi bir şekilde değerlendirelim. Esnafından, tüccarından, memurundan, kısacası toplumun hangi kesiminden olursak olalım, Müslümanlar olarak bireysel münasebetlerimizde bizim gibi inanan, bizim gibi düşünen ve hepsinden de önemlisi, bizimle aynı kaderi paylaşan kardeşler karşısındaki tavrımız nasıl oluyor? Bunun yanında düşüncesiyle, görünüşüyle Allah ve Resûlüyle savaş halinde olanlar karşısındaki tavırlarımız, davranışımız, sesimizin tonu, yüzümüzün şekli, izzetimiz, onurumuz nasıl oluyor? Lütfen sık sık bunun karşılaştırmasını yapalım!
En basit bir iş yerinin bile kamerayla gözlendiği bir günde, kendimizi de bu açıdan kameraya alıp akşam samimi bir şekilde seyretsek diyorum. Zengin biri karşısında nasıl davranıyoruz, sosyete karşısında ne yapıyoruz, kolunda iki pırpır olan birisiyle muhatap olduğumuzda ne yapıyoruz, ufak tefek bir makam ve mevki sahibine neler yapıyoruz ve bir de samimi, gariban dava sahibi kardeşlerimizi nasıl karşılıyoruz? İnşallah bu imtihanın altından güzelce kalkıyoruzdur!
Özellikle bayan kardeşlerimiz kendilerini bu testten geçirmelidirler. Yeryüzünde Allah’ın birer şiarı ve işareti olarak bulunan nurun temsilcileri bayanlara hangi gözle bakıyorlar, yanlarındaki kadr ü kıymeti nedir, bir de bunun tam aksi olanlarınki nedir? Muhatap olduklarında nasıl bir tavır sergiliyorlar, yüreklerinde neler hissediyorlar?
Allah için Müslümanlara karşı mütevazi olalım, ezilmişliğimizin acısını kardeşlerimizden çıkarmayalım. Başkalarının karşısında eğilip bükülerek, Allah-u Teala’nın değer verdiği Müslüman kardeşlerimizin karşısında kasılmayalım, kibirlenmeyelim. Özellikle İslam adına belirli bir konumda olup da Müslümanlara karşı kibir sergileyenlerin haberleri bu coğrafyada tez yayılmaktadır ve Müslümanları derinden üzmektedir.
Böylesi bir zamanda ve mekanda Müslümanların sergilediği negatif davranışları siz kesinlikle bireysel kusur ve eksiklikler olarak göremezsiniz, “herkesin günahı kendisinedir” diyerek gelip geçemezsiniz.
Soğukluğundan dolayı İslam Kardeşliğini olumsuz etkileyenler gibi, kibirlerinden, büyüklük taslamalarından dolayı Müslümanların kenetlenmesine engel olanlar, yalıtkanlık görevi yapanlar, aziz İslam davasına ihanet içerisindedirler.