Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) ile Anadolu Gençlik ve Akademisyenler Derneği (AGAD) işbirliğiyle "Madde Bağımlılığını Bitlis Özelinde Değerlendirme Çalıştayı" düzenlendi. BEÜ Merkezi Konferans Salonu'nda, "Çocuğu Koru, Toplumu Yaşat" temasıyla düzenlenen çalıştay'da, ailelerin yaşam standartları ne olursa olsun söz konusu sorunla yüz yüze olduklarına dikkat çekildi.
Çalıştay'ın açılış konuşmasını yapan Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Demirtaş, Her toplum katmanından çocukların bu belaya mustarip olduklarını söyledi.
Bütün çocukları madde bağımlılığına özendiren bir organizasyona vurgu yapan Demirtaş, bu organizasyonla mücadele konusunda maalesef çok başarılı olamadıklarını kaydetti.
Demirtaş, "Ailelerin yaşam biçimi çok fazla önem arz etmiyor. Muhafazakâr aile, modern aile diye ayırt etmeye kimsenin kalkışmaması gerekir. Madde bağımlılığı ilkokul çağına kadar inmiş durumda. Dünya genelinde daha yaygın olmakla beraber, Doğu toplumları ve İslam ülkelerinde de madde bağımlılığı giderek yaygınlaşıyor. İlkokul çocukları üçüncü ve dördüncü sınıftan itibaren madde kullanımına ilgi gösteriyor. Çünkü maddeyi çeşitli biçimlerde üreterek, albenisi olacak bir biçimde, bütün çocukları bu işe özendirmeye çalışan bir organizasyon var. Ülkemizde bu organizasyonla mücadele konusunda maalesef çok başarılı değiliz. Bunun nedenlerini uzun uzadıya tartışmak gerekir. Üniversitemizdeki bu çalıştayın yapılış sebebi de tam olarak budur." dedi.
"Madde bağımlılığının engellenmesi görevinin muhatabı sadece aileler değil"
Programda bir konuşma yapan Bitlis Vali Yardımcısı Tamer Kılıç da madde bağımlılığının engellenmesi görevinin muhatabının sadece aileler değil, bizzat devlet ve üniversite yetkililerinin üstlenmesi gereken şahsi bir görev olduğunun altını çizdi.
Kılıç, "Bu bilinçle Bitlis Valiliği kapsamında bağımlılık merkezleri açtık, bu merkezlerde bağımlı kardeşlerimizi dinleyerek programımızı düzenledik. Ne kadar bağımlımız var, analiz edip, rapor sunduk. Bu raporlar kapsamında sağlığına kavuşmuş bağımlı sayısı bakımından, Bitlis'ten daha iyi durumda olan, kendi ilini bütünüyle taramış başka bir il daha yok. Sayı bakımından net bir rakama ulaştık. Ancak bu konuda ulaşamadıklarımızla ilgili çalışmalara devam etmekteyiz. Madde bağımlılığıyla ilgili Bitlis özelinde ve Türkiye genelinde olmak üzere yaptığımız bu çalışmayı, bütün illere göndermeyi arzuluyoruz." ifadelerini kullandı.
"Bağımlılığın engellenmesi açısından din boşluğunun doldurulması gerekir"
Madde kullanımı ve bağımlılığının engellenmesi açısından insanda en büyük boşluk olan, din boşluğunun doldurulması gerektiğini dile getiren Kılıç, şunları söyledi:
“Kişi, hangi dinin mensubu olursa olsun, onun gereklerini yerine getirmediği zaman böyle bir boşluğa düşüyor. Üstlendiğimiz görev nedeniyle bağımlı kardeşimizi gönüllülük esasına dayanarak bir süre tecrit ettik. Ardından kendisinin arzu ve isteği yönünde inancını öğrenebileceği bir ortama yerleştirdik ve inanç yönünü geliştirmesini sağladık. Kendisine hem dünya uğraşı hem de kalbini tahkim edecek şartları sağladık. Bir buçuk ay sonra çocukla görüştüm, sureti değişmişti. Çünkü artık madde kullanmıyor ve o ortama girmiyor."
Konuşmaların ardından Eren Üniversitesi Öğretim Görevlisi Şakir Parlakyıldız'ın madde bağımlılığı ile mücadele başlığı altında hazırladığı sunum videosu izletildi.
İLKHA