Maden ilçesinde bakır madeni çıkarma faaliyeti yürüten kuruluşun, hafriyat toprağını yanlış alana boşaltması ve kullandığı tonlarca dinamitler sonrası meydana gelen yapay afetler sonucu 25 hektarlık arazinin "afet alanı" ilan edilerek kamusallaştırılmak istenmesini değerlendirdi.
Sorumlulara caydırıcı cezai işlemin uygulanmadığını dile getiren Maden halkı ve esnaf, kamusallaştırma çalışmalarında faturanın kendilerine kesilerek mağduriyet yaşamak istemediklerine vurgu yaptı.
25 hektarlık arazinin "afet alanı" ilan edilmesinde yüklenici firmanın ihmali olduğunu belirten Camii Kebir Mahalle Muhtarı Mehmet Deniz, belediyenin de konuyla tam olarak alakadar olmadığına dikkat çekti.
"Araziye hafriyat dökülmemesi için işletmeye defalarca uyarılarda bulunuldu"
Bakır işletmecisi fabrikanın, çevresindeki araziye hafriyat boşaltması konusunda yaşananlar hakkında bilgiler veren Mahalle Muhtarı Deniz, uyarıları dinlemeyen işletmeye 52 bin TL ceza kesildiğini hatırlattı.
İşletmenin bulunduğu araziye hafriyat boşaltıldığına şahit olduğunu dile getiren Deniz, "İşletme bacalarının bulunduğu yere hafriyat boşaltılmaya başladığını görünce Belediye Başkanımız ile birlikte 2 defa İşletme Müdürünün yanına gidip bu toprağı buraya boşaltmaması gerektiğini söyledik. Ancak İşletme Müdürü bu talebimize 'Mühendislerimiz dökmüş, sorun olmaz.' cevabını verdi. Sonrasında tek başıma İşletme Müdürünün yanına gittim. Bizleri hiç kale almadılar. Bu konu ile ilgili milletvekillerimize ve bakanlıklarımıza yazı yazdım. İşletme sahibine, 'Enerji Bakanlığı dökülen hafriyatın kaldırılması için 6 ay süre verdi.' diye ilettim ama işletme sahibi uyarıları dinlemedi. Bundan dolayı işletme 52 bin TL ceza yedi." diye konuştu.
"Dinamit patlamaları nedeniyle Maden Köprüsü zarar gördü"
Deniz, "Maden'in girişinde bir köprümüz var, bu köprü hem ilçenin giriş köprüsü hem de tarihi bir köprüdür. Tarihi köprü yakınlarında madenler için dinamit patlatıyorlar, Elâzığ-Diyarbakır kara yolunu kapatarak tedbir alıyorlardı. Bu konuyla alakalı belgeler emniyette de var. Dinamitler patlatıldıktan sonra köprümüzde kaymalar ve çatlamalar başladı. Bu konuda kendilerini defalarca uyardım. Bazı evler hasar gördü. Önceden de 40-50 ton civarında dinamitler kullanılmıştı. Dinamitlerin patlatılmasını evlerimizdeki pencerelerin sarsılmasından anlıyorduk. Ama daha önce böyle bir sorunla karşılaşmamıştık. Köprümüz bu nedenle zarar gördü. İşletmenin konuyla ilgili açıklamalarında ise köprünün Karayolları tarafından sağlam yapılmadığı iddia ediliyordu. Bu konuyla ilgili tekrardan bakanlıklara, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne dilekçeler yazdım. Fabrikaya uyarı niteliğinde yazılar geliyor ama fabrika umursamıyordu. Bu konuda belediye de pasif davrandı. Bundan dolayı Maden bu hale geldi." ifadelerini kullandı.
Camii Kebir Mahallesi Muhtarı Mehmet Deniz
"Maden işletmesi mağduriyetimizi gidermediği gibi ölülerimize de rahat vermiyor"
Maden işletmesi şirketinin kendilerini mağdur ettiğini dile getiren Deniz, "Sadece bize değil ölülerimizin mezarlarına da zarar verdiler. Bu yüzden sorumlu şirketin mağduriyetleri gidermesi gerekir." diye belirtti.
Deniz, "Şehir merkezini A ve B diye ikiye ayırdılar. B bölümünde hasar oldu. Ama A bölümünde herhangi bir hasar meydana gelmedi. 1958 yılında yapılan tarihi camimizde herhangi bir çatlak dahi yok. Kaymakamlığın bulunduğu noktada hasarlar var. 2 yıl önce yapılan lise düzeyindeki okulumuzu can güvenliği nedeniyle kapattılar. Anaokulumuz da vardı ve öğrencilerimiz mağdur oldu. Bu işletme devlete ait kamu kuruluşlarını herhangi bir sorun olmamasına rağmen kapattırdı. Maden'in tarihi çok eskilere dayanıyor. Zengin bir maden yatağı var. İşletme masraf yapmadan işi halletmeye çalışıyor. Halkı mağdur eden işletmenin kendisidir ama sorunun çözülmesini devletin hazinesine bırakıyor. Bizi mağdur eden işletme, zararları karşılamayacağını söylüyor." diye konuştu.
Maden işletmesinin, ortada herhangi bir hasar ve sorun olmadığı halde tüm imkanlarını ellerinden aldığını dile getiren Deniz, "İşletme sahipleri; vatandaşı borçlandırmadan, vatandaşın zararını veya malının değerini vererek sorunu gidermelidir. Mezarlığımızı da fabrika alanının içerisine almışlar. Ölülerimizin kemiklerine dahi saygıları olmayan bu işletme hep sorunlu bir işletme oldu." dedi.
Eşref Yıldız
"Devletin halkın yaşadığı mağduriyeti gidermesi gerekir"
Kamusallaştırmada vatandaşın mağdur olacağını belirten ilçe halkından Eşref yıldız, "Bu bölgenin beyni mahiyetinde olan alanı kamulaştırmak istiyorlar." dedi.
Yıldız, "Vatandaşın özel mülkiyet hakkı var. Peki, vatandaşın mülkiyet hakkı nerede? Bunlarda yok. Bir de o alan doğal afet yeri veya bölgesi değil ki? Ama devlet bu bölgeyi kamulaştırmak isterse vatandaş ne yapabilir? Vatandaşın eli kolu bağlı, vatandaşa yasal bir hak verilmemiş. Vatandaşın yasal hakkı olmadan vatandaş konuşabilir mi? Bu karar gerçekten vatandaşı mağdur etmiş. Bu konuda vatandaşın mağduriyeti çok. Devletin ise bu mağduriyeti gidermesi gerekiyor. Bu bölge Maden'in beynidir. Bir insanın beyni olmadan insan iş görebilir mi? Hayır göremez. İçeriğini bilmediğimiz birtakım olaylar cereyan ediyor. Gelişmelerden vatandaş haberdar edilmiyor. Biz de vatandaşın haberdar edilmesini istiyoruz." diye konuştu.
"Eğer yüklenici firmaya caydırıcı bir ceza uygulansaydı bu sorunları yaşamazdık"
Özel bir şirkete, halkın özel mülkiyeti tahsis edilirse vatandaşların hakkının yenmiş olacağına işaret eden Yıldız, "O alana bir milyon tondan fazla hafriyat dökülmüş. Buna karşılık ilgili şirkete cüzi bir para cezası veriliyor. Eğer caydırıcı bir cezai işlem uygulansaydı bugün bu sorunları yaşamazdık. Başka işletmeler de bu alanda çalışma yaptı ama diğerleri bugünkü işletme gibi yapmadı. Hepimiz bu madenin ekmeğini yedik. Bu konuda hiç kimseye peşkeş çekilmemeli. Devletin bu konuda vatandaşını koruması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Mehmet Rıza Aygün
"Kamulaştırma olacaksa da vatandaş mağdur edilmeden yapılmalı"
Özel bir şirket yüzünden hem ilçe halkının hem de devletin zarara uğratılmamasının önemine vurgu yapan Mehmet Rıza Aygün, yapay bir sorundan dolayı vatandaşın mağdur edilmemesi gerektiğini dile getirdi.
Aygün, "Gerekli raporlarda bu yazıyor. Vatandaş olarak devletimizin vereceği karara saygı duyuyoruz. Umarım hem vatandaş hem de devletimiz mağdur olmaz. Gerekli tüm işlemler en iyi şekilde çözümlenir. Riskli bölge boşaltılmalı. Çünkü bu alan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nde yazıldığı üzere 'afet alanı' olarak ilan edildi. Şayet kamulaştırma alanı olarak ilan edilecekse de hem vatandaş hem de devlet mağdur edilmeden yapılmalı. Devletimiz de bu konu ile alakalı en iyi düzenlemeyi yapmalıdır. Maden çok eski bir yerleşim yeri ve bu alan nice deprem ve sıkıntı gördü. Şimdiki sorun yapay bir sorun. Aceleci davranmamalıyız. Hemşerilerimiz için de Maden ilçesi için de inşallah hayırlısı olur." diye konuştu.