Türkiye tam bir seçim atmosferine girdi. Özellikle Bölge’de bunun saldırılarla şekillendirilmesi tam bir kızışmışlığın işareti olarak değerlendirilebilir. En son Van’daki HÜDA PAR gönüllüsü tesettürlü bayanlara yapılan çirkin saldırı tam bir kudurmuşluğun işareti olarak görülebilir. Seçim öncesi bu vandallıkları tekrar görebiliriz ancak şimdi yine seçimle alakası olan ve Batman gibi HÜDA PAR’ın önde gözüktüğü yerde muktedirler eliyle gerçekleştirilen bir vakıaya vurgu yapmak istiyorum. Düne kadar idamla ve müebbetle yargılananların peş peşe salıverildiği bir dönemde kimi mahkumlar için mahkemeye getirilmek bile şu seçimler yüzünden mesele olabiliyor. Birileri seçimi kazansın ve başka birileri de kaybetsin diye başvrulduğu tahmin edilen bu yöntem adalet ve hukuk anlayışının nelere kurban edildiğinin açık göstergesidir.
Değerli Okurlar!
Batman’da paralel mahkemeler hattında yapılan yargılamalar kimin vicdanına terkedilmiş durumda. Batman’da tam bir skandal söz konusu. Bir insanın itibarını yerle yeksan etmek bu kadar kolay olmasa gerek. Olayla hiç alakası olmadığı ısrarla ifade edilen birini mahkemeden uzak tutmaya çalışanlar kimler acaba? Bunu deşifre etmek, paralelIe mücadele edenlerin görevi olmalı. Geçenlerde yaşanan skandalı yazmadan önce tiyatronun daha ilk seansında meydana gelen trajikomik vukuatları hatırlatmada fayda var.
02- Kasım 2013’te Batman’da bir düğünün yakınında gerçekleşen olayda Özcan Temel isimli bir BDP’li yaşamını yitirdi. Tamamen operasyon ve provokasyon kokan bu olay üzerine hiç alakası olmadığı söylenen hatta edindiğim bilgiye göre o gün Diyarbakır’da, mensubu bulunduğu parti HÜDA PAR’ın toplantısında bulunan Veysi G., operasyon gereği gözaltına alınıp peşinen suçlu ilan edildi ve bugün ateş püskürtülen, ne idüğü belirsiz hatta kanıt olmaktan çıkarılması düşünülen ısmarlama gizli tanık marifetiyle tutuklandı; evlerine yapılan gümbürtülü baskınla da bütün Batmanlılara peşinen suçlu ilan edildi.
Güya gizli tanık beyanıyla gözaltına alınan HÜDA PAR yetkilisi için dosya gizliliği getirilirken sanığın dünya aleme katil olarak gösterilmesi içinse bütün imkanlar seferber edildi.
O zaman normal iki kolluk görevlisi eşliğinde mahkemeye getirilen Veysi G., filmin sahnesi gereği tekrar emniyete götürülüyor ve dünya aleme ‘katil budur!’ dercesine çelik yelek ve eskortlar eşliğinde tekrar mahkemeye getiriliyor.
Senaryo burada bitmiyor. Sanık savcılığa alınmadan bir top sakallı savcının yanına giriyor ve 25 dk. gibi bir zaman içerde kaldıktan sonra sanık içeri alınıyor. Beyanlara göre senaryo devam ediyor. Hedefe konan Veysi G., dışarı çıkarıldıktan sonra tekrar topsakallı içeri giriyor ve bu sefer tam 45 dk. içeride kaldıktan sonra sanığın hakime çıkarılması kararı alınıyor.
Bir kere bunun netleştirilmesi lazım. Sanıktan önce ve sonra savcının yanına girip sanığın iki katı savcının yanında kalan güvenlik elemanın görevi neydi ve savcıya hangi baskıyı uyguladı?
Zoraki gerekçelerle tutuklanan Veysi’nin bu kadar mağduriyetine ve bu kadar tutukluluk vaktine rağmen yine geçenlerde ayak oyunlarıyla mahkeme kapısına kadar getirilip içeri alınmaması ve ifadesine başvurulmaması tam bir skandal olarak değerlendirilmelidir. Hele güvenlik gerekçesiyle sürgün manasına gelecek türden bir kararla mahkemenin şehrin dışına uzak bir memlekete aileyi de cezalandıracak bir uygulamaya imza atılıyor olması ayrıca bir handikap olsa gerek.
Mağduriyet hep Müslümanların payı mı olacak? Şu ana kadar bütün yasa ve yönetmelikler imtiyazlılar için çıktı. Paralel devlet ve hükümetin kol kola çalıştığı dönemlerde kumpasların hedefi Müslümanlarken bugün aralarındaki çatışmadan da yine istifade edenler dindar insanların dışındaki oluşumlar olmuştur. Masum olduğu bütün bir halk tarafından ifade edilen birini mahkeme kapısından geri çevirip hapse gönderen irade, cezaevlerinde yatan bütün ağır suçluları serbest bıraktıysa bunun adı adelet değildir. Çünkü bir kez daha Batman’da adalet mahkeme kapısından içeri sokulmamıştır.
Selam ve dua ile.