İslami hizmetlerinden dolayı cezaevinde haksız ve hukuksuz bir şekilde tutulan mahkûm aileleri buruk bir bayram daha geçirdiklerini belirterek, yaşadıkları duygularını İLKHA’ya anlattı.
İslami hizmetlerinden dolayı cezaevinde bulunan mahkumların kimisinin anneleri, kimisinin babaları ve kimisinin oğulları bir bayramı daha buruk ve gözyaşlarıyla geçiriyor. Oğullarına hasret çeken anneler, babalar ve evladlar Yakub misali Yusuflarını beklediklerini ve evlatlarına kavuştukları günün bayramları olacağını söylediler.
“38 bayramdır oğlumsuz geçiriyoruz”
Oğlunun 19 yıldır haksız yere ceza evinde tutulduğunu ifade eden Baki Gören, “Vedat Gören’in babasıyım. Oğlum 19 yıldır cezaevindedir. FETÖ’cülerin ve 28 Şubatın kumpası ve iftirası ile gözleri bağlanarak zorla tutanakları imzalattılar. Bu 38 bayramdır oğlumsuz geçiriyorum. Annesi zaten hastadır görüşemiyor. Biz af dilemiyoruz çünkü oğlum suçlu değil, oğlum ve onun gibi mağdur olan insanların tekrar yargılanmalarını istiyoruz. Eğer suçlu ise zaten içeridedir, suçlu değil ise haksız yere içeride kalması zulümdür. İnşallah Cenabı Hak gelecek bayramları birlikte geçirmeyi, kavuşmayı nasip eder.” diyerek, yaşadığı hasreti dile getirdi.
“18 oğlum cezaevinde ben bir anneyim artık yüreğim dayanmıyor”
18 yıldır cezaevinde tutulan Hasan Kutulman’ın annesi Rabia Kutulman,” FETÖ polisleri gece gündüz evimizi basıyorlardı ve çocuklarımı kelepçeleyip götürüyorlardı. Çocuklarıma işkenceler yapılıyordu. Çocuklarım bir şey yapmamışlardı sırf namaz kıldıkları, Kur’an okudukları için dindar oldukları için cezalandırılıyorlardı. Benim çocuklarıma FETÖ’cü hâkim ve savcılar ceza verdi. Çocuğum 36 yıl ceza aldı ne yapmıştı? Bu sene 18 yıl oldu oğlum hala cezaevinde. İstiyorum ki artık bayramlarda beraber olalım. Bizede yazıktır, bende bir anneyim artık yüreğim dayanmıyor.” diye konuştu.
“FETÖ’nün polis ve savcıları bize çok hakaret ettiler”
Kendilerine ve çocuklarına yaşatılan zulümleri anlatan anne Kutulman,” FETÖ’nün polisleri oğullarımı götürüp dövüyorlardı daha sonra üzerine buz koyup hastaneye götürüyorlardı , sonra yine götürüp dövüyorlardı. Çocuklarımıza yemek vermedikleri için cezaevinin kapısına gidiyorduk. Köpekleri üstümüze salıyorlardı, biz kaçıyorduk sonra yine geliyorduk. Yirmi sekiz gün çocuklarımıza yemek vermedikleri için ben ve gelinim savcının yanına gittik. Savcı bize’Benim yapabileceğim bir şey yok’ dedi. Onlar bize çok hakaret ettiler.” İfadelerini kullandı.
“Oğullarımı yakalayan polis ve ceza veren hakim ve savcılar şuan cezaevinde”
Anne Kutulman,”Hırsızlık yapanları, adam öldüreni serbest bıraktılar, bizim çocuklarımız hala içeride, çocuklarımız bunları hak edecek ne yapmışdılar ki? Bize ceza veren iki savcı da şu anda Ankara’da ceza evindedir, onlar benim çocuklarıma ceza verdiler, şimdi de onlar ceza evindeler. Nasıl benim ciğerimi yaktılarsa Allah onların da ciğerini yaksın. Biz adalet istiyoruz. Nasıl bu diğer insanları serbest bıraktılarsa bizim çocuklarımızı da serbest bıraksınlar. Bizim çocuklarımızdan kimseye zarar gelmez. Onlar başkalarından korksunlar, bizim korkulacak bir tarafımız yoktur. Artık yeter bize de yazıktır, daha 10 yaşlarında iken FETÖ’nün polisleri çocuklarımı rahat bırakmadılar, okumalarına izin vermediler. Polisler, çocuğumu götürürken oğlum arkasını dönüp bana baktığınd,a benim ciğerim yanıyordu. Allah hakkımızı onlardan alsın.” şeklinde yapılan eziyetleri anlattı.
“Ben bir daha ki bayramı babamızla geçirmek istiyoruz”
Babasının 5 yıldır cezaevinde olduğunu ve 10 bayramdır göremediğini belirten mahkum Abdullah Becerikli’nin kızı Şeval Becerikli, “Onu bu bayramda göremeyeceğim. Biz Yusufi aileleri olarak af değil, lütuf değil adalet istiyoruz, adil bir yargılama istiyoruz. Ben bir dahaki bayramı babam ile birlikte geçirmek istiyorum.” dedi.
Cezaevinde bulunan mahkum Abdullah Becerikli’nin 7 yaşındaki Yuşa Becerikli, “Allah FETÖ’nün belasını versin babamı hapse attı, babamın hemen çıkmasını istiyorum. Bayramda babamın ve arkadaşlarının serbest bırakılmasını istiyorum. FETÖ’yü hapse atsınlar.” şeklinde babasına olan hasretini dile getirdi.
“Amcamı internettedeki fotoğrafından tanıyorum hiç görmedim”
Amcasının kendisi daha doğmadan cezaevine konulduğunu ifade eden mahkum Mehmet Tamaç’ın yeğeni Muhammed Tamaç, “Amcam Aydın Tamaç ben doğduğumdan beri cezaevinde ben onu hiç görmedim sadece internetten fotoğraflarına baktım. Amcamın serbest bırakılmasını istiyorum. Bu bayramda yanımda olmasını istiyorum, bu bayram olmasa da bir dahaki bayramda yanımda olmasını istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımdan amcamın ve arkadaşlarının biran önce cezaevinden bırakılmasını istiyorum.” dedi.
“Biz af değil, adalet istiyoruz”
Azra Kişi de, “Babam üç yıldır cezaevinde iki yılı kaldı, bu bayramı babam ile birlikte geçirmek istiyorum. Babamın çıkmasını istiyorum. Biz af değil, adalet istiyoruz! Af suçlulara verilir, benim babam suçsuzdur ben bu bayramı babamla geçirmek istiyorum.” diye belirtti.
“Eşim 7 yıldır cezaevinde, on dört bayramdır ben ve çocuklarım onsuz bayram yaşıyoruz”
7 yıldır cezaevinde bulunan Nihat Bulak’ın eşi, Gülsüm Bulak ise,“ Eşim 7 yıldır cezaevinde, on dört bayramdır ben ve çocuklarım onsuz bayram yaşıyoruz. Onların suçları yok, suçsuz yere içeridedirler. Artık bayramları çocukları ile birlikte evlerinde geçirmelerini istiyoruz. Onların tek suçu islamı yaşamak ve yaşatmaktır. Biz af değil, adalet istiyoruz. Onlar af edilecek hiçbir suç işlemediler aksine onlar Allah’ın emirlerini Resulullah’ın sünnetini yerine getirmeye çalıştılar.” şeklinde konuştu.
“Babam 17 yıldır cezaevinde, 34 bayramdır babamı görmüyorum ondan uzağım”
34 bayramdır, babalarından ayrı geçirdiklerini ifade eden Mahkum Şefik Demir’in oğlu Muhammed Demir, “Babam 17 yıldır cezaevinde, 34 bayramdır babamı görmüyorum ondan uzağım. Ben babam ile dört yaşına kadar bayram yaşadım, kardeşim ise onun ile birlikte hiçbir bayram yaşamadı. Bizler mağduruz bu mağduriyetin giderilmesini istiyoruz. Babamın cezasını onaylayan hakim ve savcılar şu anda FETÖ’dan dolayı cezaevlerindedirler. Bu nedenle onların verdiği cezalarında yeni baştan incelenmesini istiyoruz. Yeniden yargılanma istiyoruz. Ben yeni askerden geldim, ben askere giderken arkadaşlarımın hepsini babaları uğurladı beni ise kimse uğurlamaya gelmedi, Gözlerim hep onu aradı. Yani en azından kardeşimin yanında bulunmasını istiyorum. Benim yaşadıklarımı o yaşamasın istiyorum.” şeklinde konuştu. (Nihat Kanat-İLKHA)