Ez-Zehhar yaptığı açıklamada, "1948'den sonra ve önce kurulan tüm birlikler Arap ulusunu korumayı hedefliyordu. O yüzden Arap Ülkeleri Birliği olarak adlandırıldı. Temel davası da Filistin'di.
Arap Birliği'nin fonksiyonu Filistin'i ve sömürgecilerden kurtulan diğer Arap ülkelerini korumaktı. Arap Birliği isteneni en düşük düzeyde de olsa koruma noktasında kaldı ki o da Filistin davasıyla ilgili konuda birliğini muhafaza etmekti." ifadelerine yer verdi.
Ez-Zehhar, Arap Birliği'nin kararlarının büyük çoğunluğunun Arap dünyasındaki kitlesel tabanın, aydın kesimin, siyaset ve fikir önderlerinin duruşuyla uyumlu olduğunu fakat şu aşamada hâkim gücün çıkarlarının bütün değerlerin üstüne çıkarıldığını dile getirdi.
Ez-Zehhar, ülke yönetimlerinin Filistin davasıyla ilgili fonksiyonlarından uzaklaşmalarıyla birlikte dış işleri bakanlarına ve diplomatik temsilcilerine de bu doğrultuda talimatlar verdiklerini bunun da gerek Arap Birliği teşkilatında ve gerekse diğer ittifaklarda kaymalara sebep olduğunu belirtti.
Ez-Zehhar siyonist işgal rejimi ile ilişkileri normalleştirme konusundaki son kararda olduğu gibi bütün bu kaymaların Filistin davası için de genelde tüm Arap ülkeleri için de bir bedelinin olacağını söyledi.
İLKHA