Çarklar, dişliler ve çeşitli parçalardan oluşan, belli işlevi olan düzenekler bütününe “makine” adı verilir. Arapçada geçen “makine” lafzı ile Avrupa'nın sanayi devrimiyle kullanmaya başladığı “makine” ismi arasında çok büyük bir mana farkı vardır.
Kur'an-ı Kerim makineyi “erdemli imkân elde etme ve imkânı erdemli kullanma” manasında kullanır. Örneğin Hz. Yusuf “Mekin” olarak vasıflanır. “Sen bugün yanımızda gerçekten büyük bir mevki sahibisin, Mekin güvenilir birisin”(Yusuf:54)dedi. Hz. Cibril Mekin olarak vasıflanır. (Tekvir:20) her iki Ayette geçen “Mekin” sözcüğü makine ile aynı köktendir ve mevki, imkân sahibi olmak manasındadır. “Bir makinenin çarkları nasıl birlikte dönüyorsa sen de hak ve adalet için çarkları böyle döndüreceksin. “ demektir bu. Zira makinenin bir manası da kertenkele, kuş yumurtasıdır. Bunun tekil olanına “makine” adı verilir. Evet, makine Arapça›da yumurta manasındadır. Peygamber (sav) “kuşları makineleri üzerinde bırakın, onlara dokunmayın”(Taberani) buyurmuştur.
Avrupa'da makine, demir ve çeliğin çok teknik bir şekilde kullanılmaya başlandığı sanayi devrimiyle birlikte önem kazanmaya başladı. Daha sonra Avrupa makineyi hep güç ve iktidarının kahredici bir aracı olarak kullandı. Makinenin, imkânı adil ve insaflı kullanılması vasfı kayboldu. Bunun yerine makine hep yıkan, vuran, öldüren bir araç olarak hafızalarda yer aldı.
İslam'da makine iktidar ve imkân manasının yanında kertenkele, çekirge, kuş yumurtası manasına da gelir. Yumurta ile makine, hafızamızda ne kadar zıt manalar içeriyor. Bir tarafta olanca kabalığına ve sertliğine rağmen makine öte yandan en basit bir darbeyle kırılabilecek olan yumurta. İslam medeniyetinde makine(yumurta) nefes alan, canlı, hayata müdahale eden, üretkenliği kendinden olan bir kavram iken Avrupalıların makine anlayışı soğuk, kaba, tektip, sert ve müdahale edilendir.
Batılılar kendi makine tanımlarını hafızalarımıza o kadar kazımış ki makine ile yumurtayı bağdaştırmakta son derece zorlanıyoruz. Hayır, ama hakikat budur. Makine kuş yumurtasıdır. Kur'an'da ve hadiste bu açık ve kesin olarak böyledir. Makinenin Avrupalıların dillerinde farklı bir manası olabilir. Ama hakikat bugün gözler önündedir. Avrupalılar makineyi yumurta anlamında kullanmıyor ve makine denilince akla en son gelecek olan şey sanırım yumurta olacaktır.
İslam imkân ve iktidarı doğrudan yumurtayla, kuş yuvasıyla bağlantılı olarak görüyor. Öyle bir iktidar ki yumurtayı dahi incitmeyecek. Bizim makine devrimimiz bunun için olmuyor. Makineleşme/sanayileşme Müslümanlarda bir türlü gerçekleşmiyor. Çünkü Müslümanların bilinçaltında “makine” “kuş yumurtası” olarak yer alıyor. Tabi bu da bir sorundur. Ama en azından makine gücüyle sömürü ve zulüm düzeni kurmaktan daha büyük bir sorun değildir. Avrupalıların makine devrimi dünyaya yıkım ve felaket getirdi. Artık İslam âleminin makine devrimi başlamalıdır. Öyle bir makineleşme ki herkes güven ve huzur içinde olacak. Yumurtalar kırılmayacak.
Avrupalılar bugün İslam âlemine makine gücüyle, her türlü saldırıyor. Askeri, siyasi, iktisadi olarak saldırıyor. Ama artık bunun bir hal çaresi olmalıdır. Makine biz de erdemli bir mana ifade ediyor. Bu imkânların verimli kullanılmasından bahsediyor.
Avrupalılar makinenin İslam âleminde çekirge yumurtası manasında anlaşıldığını bilmelidirler. Eğer çekirge, çelik ve demirle sıçrarsa yumurtalarını kırar. Onların anladığı şekilde makineleşmiş çekirge bir sıçrar iki sıçrar en sonunda kendi yumurtalarını kırar.
Avrupa, makineleşme devriminden beri İslam âlemine tepeden bakıyor. Havadan yaklaşıyor. Müslümanlar bugün zenginlik için mücadele etmiyor. İmkânların, makinenin erdemliği için mücadele ediyor. “Onlar ki, eğer kendilerini yeryüzünde iktidar imkânı verirsek namazı kılarlar, zekâtı verirler, iyiliği emrederler ve fenalığı yasak ederler. Bütün işlerin sonu sırf Allah'a aittir. “(Hac:41) ama Avrupalılar makineyi kaba bir güç olarak tahakküm ve sömürü aracı olarak kullanıyor, erdemlikleri sadece kendileri için gerekli görüyorlar. Bu da İslam âleminde yumurtaları, yuvaları dağıtmalarıyla sonuçlanıyor.
İki asır önce gerçekleşen sanayi ve makine devrimi artık erdemlikle kendini tamamlamalıdır. Bu da ancak makinenin Müslümanların dilindeki manasının anlaşılmasıyla mümkündür. Yoksa bu canavar makinelere yumurta(nesil) dayanmaz. Şimdi Avrupalılar İslam âleminde yumurta kıyımı yapıyor. Ama aslında kendi yumurtaları-dölleri kuruyor. İslam âleminde ölen insanların onlarca katı insan doğarken Avrupa yumurtasız (nesilsiz) makine devriminin sonuna yaklaşıyor. Çünkü makinelerine yumurta dayanmıyor. Avrupa'da yumurtalar cılk çıkıyor.