MALATYA – Malatya’da faaliyet yürüten Ensar Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği ile Dilek Eğitim Derneği İslam uğrunda canını feda eden şehitleri anma münasebetiyle ‘Şehadet Gecesi’ etkinliği düzenledi.
Belediye Konferans Salonu’nda düzenlenen program, Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Programın açılış konuşmasını Ensar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Yılmaz Çiçekli yaptı.
Şubat ayının son haftasında şehitleri anmayı bir adet haline getireceklerini söyleyen Çiçekli, Şehitlik makamını düşündükçe, kendi adımıza üzülmekle beraber onlar adına sevinmemek elde değil. Bugün aslında bir hüzün gecesi değil, bir mutluluk gecesidir. Çünkü her şehit, bizim önümüzü aydınlatan bir kandildir. Onlar peygamberlikten sonraki en güzel makama, şehitlik mertebesine ulaşmışlardır. Çünkü onlar canlarını Allah’a satmanın karşılığında çok güzel bir ticaret yaptılar. Ticaretin en kârlısına imza attılar. Şehadet en büyük aşk, şehit en büyük âşıktır. Şehadet bir çağrıdır; Bedir’den Uhud’a, Gazze’den Ramallah’a.” İfadelerini kullandı.
İhvan liderlerinden Muhammed El Biltaci’nin kızı Esma için yazmış olduğu mektubun seslendirildiği programda, küçük bir kız çocuğu okumuş olduğu şiirle katılımcılara duygu dolu anlar yaşattı.
Program Şehitler üzerine seslendirilen eserler ile devam etti.
Şehitler Gecesi Etkinliğine konuşmacı olarak katılan Araştırmacı Yazar Nurettin Şirin, İslam davası uğruna şehit olan Müslümanların hayatlarından kesitler sundu.
“Şehitler ve Şahitler aynı kavramdan türetilmişlerdir.”
Şühedanın hem şehit hem şahit kelimesinin çoğulu olduğunu belirten Şirin, yani şehitler ve şahitler aynı kavramdan türetilmişlerdir. Kuran’daki şahit kelimesinin manası; aynı zamanda bir örnektir, bir önderdir, bir liderdir. İslam toplumuna, Müslümanlara hak yolu gösteren, İslam toplumunun izzeti için azameti için, özgürlüğü için mücadele eden, küfrün, şirkin, zulmün, tuğyanın hâkim olduğu bir dünyayı İslam dünyasına, yani o dünya da İslam’ın nizamını ve medeniyetini yeni baştan inşa etmenin mücadelesini veren liderler, Allah’ın kuran da tanımladığı şahitlerdir. Bu uğurda kendilerini feda edenler, bu uğurda canlarını feda edenler, kanlarını feda edenler şehitlerdir. Yani şehitleri şahitlerden, şahitleri şehitlerden ayıramayız.” şeklinde konuştu.
“Caydırıcılığımızı ümmet olarak üretmemiz lazım.”
“İslam hem ibadettir, hem kanundur. Hem devlettir, hem hükümettir. Eğer bizler kavgamızı bu minval üzere yükseltmezsek, bu değerlerimizi canlandırmazsak; sadece sokak gösterileriyle, sadece ‘Kahrolsun İsrail’ , ‘Kahrolsun Zalimler’ , ‘Kahrolun Diktatörler ’demekle onlar kahrolmazlar. Bunu demeyelim demiyorum, demeye devam edelim diyeceğiz. Caydırıcılığımızı ümmet olarak üretmemiz lazım. Güçlerimizi birleştirmemiz lazım. Siyasi kavgamızı, askeri kavgamızı, cihadımızı, cephelerdeki kavgamızı birleştirip düşmana caydırıcı olmamız lazım. Bizim kanımız o kadar ucuz değil. Bizim değerlerimiz o kadar ucuz değil. Bizim namusumuz ve mukaddesatımız o kadar ucuz değil. Bunun için düşmana karşı caydırıcı olmanın en esaslı yolu İslam birliğini yükseltmektir. İslam birliği davası ile katillerin, zalimlerin, işgalcilerin, emperyalistlerin, Siyonistlerin üzerine yürümektir. Bizi uluslararası angajmanlarla, uluslararası denklemlerin içerisinde dolandırmalarıyla biz yol bulamayız. Biz Avrupa birliği üzerinden, Amerika üzerinden, NATO üzerinden ümmetin kanının durmasını mı isteyeceğiz. Bu zillet değil midir? Bir buçuk milyar İslam ümmeti, ‘Ey NATO ne duruyorsun’ diyorsa bu ümmete zillet değil midir? ‘Ey Amerika, Kosova’yı bombaladığın gibi gel şurayı da burayı da bombala’ demek zillet değil midir?
Allah Senden canını istemiyor mu? Allah Senden cihad istemiyor mu? Allah Senden yürek istemiyor mu? Allah Senden bedel istemiyor mu? Allah Senden cihadı zafere kadar sürdürmeni istemiyor mu? Biz İslam birliği ile askeri güçlerimizi, siyasi güçlerimizi, iktisadi güçlerimizi, kültürel güçlerimizi tüm güçlerimizi birleştirecek mekanizmaları oluşturucu yönde irademizi ortaya koyalım.” diye konuştu.
Şehadet Gecesi etkinliği, katılımcılardan gelen soruların cevaplanmasının ardından sona erdi. (Enis AĞIRBAŞ – İLKHA)