Bir dizi ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere dün Gaziantep'e gelen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Kamu Baş Denetçisi Şeref Malkoç ile beraberindeki heyet, kentte görev yapan ulusal ve yerel medya temsilcileri ile bir araya geldi.
Çocuklarının PKK tarafından kandırılarak kaçırıldığı gerekçesiyle HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde oturma eylemi yapan ailelere destek veren Malkoç, annelerin çocuklarını istemesinin en doğal ve makul bir hak olduğunu vurguladı.
Malkoç, "Annelerin çocuklarına kavuşmak, terör örgütünden çocuklarını kurtarmak için yaptığı eylem çok anlamlı ve değerli bir eylemdir. Bu anne yüreğidir ve elbette çocuğuna kavuşma arzusu, isteği en masum, en makul ve en doğru istektir. Türkiye'nin bu noktada tek yürek ve tek ses olması fevkalade önemlidir." dedi.
Bir ülkede farklı düşünce ve görüşlerin elbette olacağını belirten Malkoç, "Buna ilişkin örgütlenmeler ve farklı görüşlerin anlatımı, yaygınlaştırılması, bunlarda anayasanın ve yasaların teminatı altındadır. Bu konuda da iki tane sınır vardır. Bir tanesi insanlar düşünce ve görüşlerini açıklarken başkalarına hakaret etmeyecekler, ikincisi de terörle ilgili terörü öven veya teşvik eden sözler sarf etmeyecekler. Bu annelerin eylemi tam bir hak arama davasıdır, onları tebrik ediyoruz ve kutluyoruz." ifadelerini kullandı.
"Bize yapılmış müracaatlar var"
Kamu Denetçiliği Kurumu'na pazartesi günü itibariyle eylem yapan acılı ailelerin eylemi ile ilgili ulaşan dilekçelerin olduğu bilgisini veren Malkoç, şunları söyledi:
"HDP aracılığıyla PKK'nin eline düşürülen çocukların, annelere ulaştırılması için yapılmış müracaat var. Bu müracaatı inceliyoruz. Görev alanımıza ne şekilde giriyor, bu anlamda ne gibi çalışmalar yapacağız, bununla ilgili olarak hangi adımları atacağız. TBMM'de, bakanlıklar ve siyasi partiler nezdinde yapabileceğimiz bir çalışma var mı, bunu değerlendirip ona göre önümüzdeki günlerde yapacağımız çalışmayı kamuoyuna duyuracağız."
Diyarbakır'da HDP İl Başkanlığı binası önünde oturma eylemi yapan annelerin yürek yangınının bütün Türkiye tarafından duyulduğunu ifade eden Malkoç, acılı ailelerin oturma eyleminin ise çok anlamlı, meşru ve makul bir eylem olduğunun altını çizdi.
"İstanbul Sözleşmesi" ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Malkoç, "Türkiye'de kadın, çocuk ve engelliler gibi bazı dezavantajlı grupların veya sosyal grupların haklarına yeteri gibi ulaşabilmeleri açısından ayrıcalıklı düzenlemeler yapılmış, normalde anayasadaki eşitlik veya adalet ilkesine aykırı düzenlemeler yapılmış, bunlara da 'pozitif ayrımcılık' denilmiştir. Yani diğer gruplar, kesimler sesini çıkarmasın, bunlar olumlu düzenlemelerdir. Kadınlarla ilgili düzenlemeler de bunlardan birisidir. Yani yasalarımızda yapılan düzenlemeler, bu anlamda dünya ortalamasının üzerindedir. Ama eksiğimiz ise uygulamadan kaynaklanıyor. 'İstanbul Sözleşmesi', kadının korunması gibi düzenlemeler, bu kanunun çıkalı epey bir zaman oldu. Bundan sonra gelişen olayları gazeteciler, üniversite hocaları, sosyal bilimciler, ilgili bütün kesimler, dernekler ve vakıflar bunu bir masaya yatıracak. Bu kanunda eksiklik var mı, varsa nerededir, neresinin düzelmesi lazım, kanun iyi de uygulamada nerelerde eksiklik var. Bunları başta medyamız olmak üzere herkes bu konuda elinden geleni yapmalıdır." şeklinde konuştu.
Türkiye'de hak arama kültürünün yaygınlaştırılması ve hukuk kültürünün de yerleştirilmesi gerektiğini belirten Malkoç, ancak sorunların bu şekilde çözülebileceğini söyledi.
Kamu Denetçiliği Kurumu'nun kuruluş amacı ve misyonuyla ilgili bilgi veren Malkoç, Kamu Denetçiliği Kurumu'nun halk ile devlet arasındaki dostluk köprüsü olduğunu belirtti.
İLKHA