İçişleri Bakanlığınca berber ve kuaförlerin, park ve çay bahçelerinin kapatılması, lokantaların paket servis hizmetine dönerek masaları kaldırması, 65 yaş üstü ve kronik hastalıkları olan yaşlıların sokağa çıkmasının sınırlandırılmasının ardından Mardin'in Midyat ilçesinde de uygulamalara hemen geçildi.
Getirilen yasaklara bazı vatandaşlar destek verirken, bazıları ise ilk günde çarşı pazarda dolaşmaya devam etti. Belediye tarafından park ve çay bahçelerindeki banklar toplatıldı. Hayvan pazarı kapatıldı, semt pazarlarında dezenfekte ve bilgilendirme çalışması yapıldı. Kuaför ve güzellik salonlarına tebligat yapılarak denetimler arttırıldı. Kentin çeşitli yerlerine Corona virüs hakkında uyulacak 14 kuralın yazılı olduğu afişler asıldı. Midyat Kaymakamlığı tarafından ise 65 yaş üstü vatandaşlara ikamet ettikleri adreslerine erzak götürüldü.
Midyat'taki esnaf, işçi ve vatandaşlar alınan tedbirlerin yerinde olduğunu, bu illetten kurtulmak için herkesin üstüne düşeni yapması gerektiğini ifade ettiler.
Midyatlı lokanta esnafı, alınan tedbirlerin halkın sağlığı açısından yerinde olduğunu ve işlerinin düşmesine sebep olsa da uygulanması gerektiğini ifade ettiler.
"Halkımızın sağlığı için alınan karara saygılıyız"
Lokantacı esnafından Ramazan Bulut, "Bu virüs nedeniyle gördüğünüz gibi lokantayı topladık. Bütün servisleri kaldırdık. Bu, devletimizin verdiği bir karardır ve biz de bu karara uymak zorundayız. Bakalım önümüzdeki süreç ne gösterecek. Hep birlikte ona göre hareket edeceğiz. Ticari konuda biz burada kiracıyız. Yeni aldık. Bizim sıkıntılarımız var tabi. Devletin vereceği destekten yararlanmak istiyoruz. Bu tedbir çok iyi bir karardır. Millet olarak uygulamak zorundayız. Eğer uygularsak iyi bir neticeye varacağız inşallah. Bir an önce bu virüsün aramızdan kalkmasını temenni ediyoruz." dedi.
"Dükkânı kapatır gideriz, yeter ki bu hastalıktan kurtulalım"
Dönerci Esnafı Kudbettin Kaplan, "Bu hastalık yüzünden alınan bu kararı uygun görüyorum. Bir an önce sağlığımıza kavuşmak istiyoruz. İşler çok düşüktür. Az değil, çok düşüktür. Ama mecburi bu hastalık yüzünden idare edeceğiz. Müşteri tepkisi görmüyoruz. Kısmi sokağa çıkma yasağı gibi olmuş. Millet yok şu an. Hepimiz bu karara destek veriyoruz. Biz sadece bu cadde esnafına hizmet veriyoruz. İnşallah bu durum çabuk biter. Biz her şeyi destekliyoruz. Ne gerekirse biz hazırız. Bu hastalığın bitmesi için sokağa çıkma yasağı da olursa kapatır gideriz. Yeter ki bu hastalıktan kurtulalım." dedi.
Çay Bahçesi ve Park İşletmecisi Nevin Acar ise, "Corona virüsten dolayı tedbir olarak burayı kapatmışım. Sandalye, masa ve her şeyi kaldırmışız. Halkımızın sağlığı için bu tedbiri aldık. Şu an hizmet veremiyorum. İnşallah bu hastalık çabuk bir şekilde ülkemizden kalkar, biz de hizmet vermeye devam ederiz." diye konuştu.
Corona virüsünün toplumda pervasızca işlenen büyük ve küçük günahların bir sonucu olduğunu ifade eden bazı vatandaşlar ise Allah'a dua edip tövbe edilmesi gerektiğini ifade ettiler.
"Halkımızdan rica ediyoruz, bu yasaklara uyalım ki, bu virüs aramızdan gitsin"
Bahrem Akçay, "İstiyorum ki Sağlık Bakanımızın uyarılarına uyulsun ve uygulansın. Bu yasaklar geçicidir, sürekli değildir. Halkımızdan rica ediyoruz. Bu yasaklara uyalım ki bu virüs aramızdan gitsin. Bu önemlidir. Sağlık Bakanını dinleyelim ve uyalım. Ayrıca, artık milletimiz cinsellik haplarını kullanmasın. Sağlık Bakanımız, bu hayat (fuhuş) kadınlarını yakalasın ve kovsun. Hepsi bunlardan olmuştur. Ben 55 yaşındayım. Tüm Müslümanlar bilsin. Bu virüse Müslümanlar yakalanmaz. Fuhşun olduğu yere gelmiştir. Birbirimize dikkat edelim. Merhaba ve yakınlaşmalarımızı azaltalım. Temizlik… Temizlik… En önemlisi temizliktir. Tırnaklarımıza dikkat edelim. Makyajlardan uzak duralım. Genelde evde kalıyorum. Sıkıldık, dışarı çıktık. Ama ben dâhil buna dikkat edelim ve çıkmayalım. Devletimizin çıkardığı kanunlara uyalım. Allah (Celle Celaluhu) bu belayı aramızdan kaldırsın." şeklinde konuştu.
"İşlediğimiz günahlardan dolayı bunlar başımıza geliyor! Tövbe etmeden bu hastalık bitmez"
Nayif Günay, "Bütün dünya Cenab-ı Allah'a yalvarsın ve tövbe etsin. Biz birbirimize haksızlık yapıyoruz. Seni gelip çalıştırıyorum, hakkını vermiyorum. Biz beter olacağız. Biz daha neler göreceğiz. Çok daha büyük şeyler göreceğiz. Bunu herkes bilsin. Ama şunu tavsiye ediyorum. Tüm insanlar Allah'a yalvarsın: 'Allah'ım ben tövbekârım. Ben tövbe ediyorum. Ben bu işten vazgeçiyorum. Doğru yola gideceğim.' Desinler. Ama herkes bunu yapmadığı müddetçe biz bunun daha beterini göreceğiz. İnsanlar birbirini tembih ederek, birbirine söyleyerek ve teselli etmesi iyidir. Tedbir iyidir. Geri kalan Allah'a kalmıştır. Ama bence biz daha büyük şeyler görmeden tövbe etmemiz lazım. Şimdi bunlar bir şey değil. Diyorum ki bizi çöpe atacak kişiler bile bulamayacağız. Belki sokaklarda kokacağız. Cesetlerimizi sokaklardan toplayacak kimse de bulamayız. Ben böyle inanıyorum. Herkes kendi evinde tövbe etsin. Herkes Allah'a yalvarsın. Faiz ve fuhuş mevcut olmuş bizde. Herkes biliyor ne olduğunu. Yahu karşıdan kızım geçse hemen laf atılıyor. Senin kızın, bacın yok mu? Birbirlerini çekiyorlar köşelere, sokaklara… Fuhuş üzerine fuhuş! Biz daha neler göreceğiz. Bunlar daha bir şey değil. Kötülükler almış başını gidiyor." ifadelerini kullandı.
Tekstil işçisi: "Ne yapacağımızı bilemiyoruz! Devletimiz bize sahip çıkmalı"
Yaşadıkları sorunları anlatan tekstil işçisi Abbas Kurt, "Tekstilde çalışıyorum. Şu an çok üzgünüm. Üzülerek söylüyorum. Söyleyeceğim şeyler hem devletimize, hem iş insanlarımıza. Şu an çalıştığımız yerde 60-70 kişi çalışıyoruz. Ama hiçbir konuda önlem yok. Ne bir maske, ne bir hijyen. Hepimiz yan yana ve iç içeyiz. İç içe yemek yiyoruz. Aynı tabakta yemek, aynı bardakta su içiyoruz. Yani şu an camiler yasaklandı, çok mantıklı. Ama beş dakikalığına temizlenip gidiyoruz. O yasaklanıyor. Ama iş yerinde temizlik yok, hijyen yok. O mikrobun içinde yaşıyoruz. Onunla ilgili hiçbir çalışma yapılmıyor ve önlem yok. Şu an devletin ne yapmaya çalıştığını anlamıyoruz. Yapıyor, mücadele ediyor ama bu tür şeyleri dikkate almıyor. Şu an vaka sayısı bine yükselmiş. Yani hepsinin ölmesini mi bekliyor bu tür önlemleri almak için. Bu tür şeyleri gördüğümüz için artık biz de umursamıyoruz. Bu ciddi bir sorun. Bu konuda devletin yardım yapması lazım. İmkân sağlaması lazım ki, ona göre de işverenler bize imkân tanısın. Gerekirse eve göndersin, temizlik ve hijyen konusunda maskeler dağıtsın. İşe giderken dezenfektan malzemesi sağlansın. Yani bu tür şeyler. Çok basit aslında. Ama devletimiz şu an zarar etmemek için fazla şey yapmıyor. Bu devletin sorunu. Çünkü işveren bunu düşünmez. Zarar etmek istemez. Bizim bir şikâyetimiz olmaz. Çünkü biz zorla işe götürülmüyoruz, mecburi gidiyoruz. Tedbir olarak en azından erzakımızı ve geçimimizi sağlasınlar, biz bir-iki ay çalışmayız. İki ayda da kimse ölmez. Evimizde kalırız, sorun değil. Ama bunu düşünmüyorlar. Şu an bunun için çok üzgünüz. İşe mecbur gideceğim. Şu an hasta mıyım değil miyim bilmiyorum. Hasta isem ve işe gidersem o kadar. İnsan da hasta olacak. Bir de şu an hasta olsam bile hastaneye gidemem. Çünkü korkuyorum, acaba yatıracaklar mı? Ondan sonra kim bize bakacak. Bu tür şeyleri dikkate almamız lazım ve bu, ciddi bir meseledir." dedi.
İLKHA