"Şubat ayı şehadet ayı" etkinlikleri kapsamında Azim-Der tarafından, Milli İrade Okulu Konferans Salonu'nda şehitler gecesi ve Kudüs programı düzenlendi.
Programa; Azim-Der Başkanı Nureddin Ayyıldız ve yönetim Kurulu üyeleri, HÜDA PAR Midyat İlçe Başkanı İsa Altunkaynak, Kayapınar Belediye Başkanı Samir Özhan, Eğitim Bir Sen Midyat Temsilcisi Hüseyin Yücel, SGK Müdürü Abdurrahim Güneş, İlçe Gençlik ve Spor Merkezi Müdürü Hüseyin Tunç, bazı STK temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Sunuculuğunu Enes Çelik'in yaptığı program, İmam-Hatip Abdulhalim Bozkurt'un Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Programda bir açılış konuşması yapan Azim-Der Başkanı Nureddin Ayyıldız, katılımcılara teşekkür ederek şehitlerin canlarını cennet karşılığında Allah'a sattıklarını ifade etti.
Programda, İslam şehitleri ilahi, şiir ve yapılan konuşmalarla yad edildi.
Özlem Ajans sanatçılarının şehitler üzerine seslendirdikleri ilahi ve ezgiler salondaki katılımcılara duygulu anlar yaşattı.
Programa, Araştırmacı Yazar Özkan Yaman ve Molla İbrahim Akar konuşmacı olarak katıldı.
Programda, Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya sahip çıkılması çağrısı yapıldı.
Ardından İslam şehitleri adlı sinevizyon gösterimi yapıldı.
Programa İstanbul'dan konuşmacı olarak katılan Araştırmacı Yazar Özkan Yaman, İslam aleminde yaşanan sıkıntılara dikkat çekti ve tüm sıkıntılara rağmen dünyada yaşanan tüm güzelliklerin şehitlerin kanı ve duasıyla meydana geldiğini söyledi.
"Şehitleri anmazsak kıyam ve direniş ruhumuzu kaybederiz"
Dünyanın dört bir yanında Müslüman kanının aktığına dikkat çeken Yaman, "Rabbim bütün acı çeken ve can veren kardeşlerimizin ailelerinin acısını dindirsin ve sabırlarını artırsın inşallah. Dünyanın her tarafında Müslümanlar geçmişte olduğu gibi günümüzde de nice zulümler altındalar. Buna ister 'Yemen' diyelim ister 'Doğu Türkistan' diyelim. Daha geçen günlerde yine onlarca Müslümanın katledildiği 'Hindistan' diyelim. İster 'Suriye' diyelim. Maalesef Müslümanların kanı yine oluk oluk akmaya devam ediyor. Her tarafta Allah (Celle Celaluhu) katına şehitler yükselmeye devam ediyor. Eğer bizler şehitleri anmaz ve yad etmez isek onlara vefa borcumuzu ödememiş oluruz. Böyle bir zamanda eğer biz, şehitleri anmazsak maalesef günümüzün modernitesine ve o seküler algılara teslim olmuş oluruz. Biz, şehitleri anmazsak kıyam ve direniş ruhumuzu ve birbirimize sahip olma ufkumuzu köreltmiş oluruz. Dolayısıyla elimizden geldiği kadar şehitleri anmak ve yad etmek durumundayız." dedi.
"Şehitlerin vesilesiyle ayakta duruyoruz"
Şehitler ile ilgili bir tiyatro anısını anlatan Yaman, şehadetin insanı kendinden geçirdiğini ifade etti.
Şehitlerin hep aramızda olduklarını ve yaptığımız tüm hayırlı faaliyetlerin şehitlerin duasıyla gerçekleştiğini söyledi.
Yaman, "Siz zannediyor musunuz ki bu salonda şehitler yoktur. Bu salon şu an şehitlerle doludur. Ben nereden geliyorum? İstanbul'dan. Siz zannediyor musunuz ki buraya kendi gücüm ve irademle geldim. Hayır! O diri olan şehitler, beni arkamdan iterek getirdiler. Ben, ne zaman şöyle kenara çekilip 'Ya! artık ben yoruldum, benden geçti ve artık gençler koşsunlar' diye düşününce bir şehit geliyor ve diyor ki 'sen nasıl yaparsın bunu bize' diye. Vallahi ben ayağa kalkıyorum. Siz, buraya kendinizin geldiğini mi sanıyorsunuz. Siz, buraya kendiniz gelmediniz. Bu kadar tatlı bir hayatın içinden, o dizi filmlerin ve çerezlerin arasından, bu ışıltılı dünyadan sizi buraya ne getirdi. Ne işiniz var burada? Siz buraya kendiniz gelmediniz. Sizi buraya şehitler getirdi. Çünkü onlar şu an aramızda. Peki size soruyorum. Sesli söyleyin. Yasin Börü burada mı? Riyad ve Aytaç Hoca burada mı? Metin yüksel burada mı? Mele Zeki ve İbrahim Hoca burada mı? Burada. Hepsi burada. Ne zaman uyuşukluğumuzu ve tembelliğimizi şöyle kenara çekilmişliğimizi görseler. Vallahi itiyorlar arkamızdan. Sen yapamazsın bunu. Başkası kenara çekilebilir ama siz çekilemezsiniz. Başkası oturabilir ama sen oturamazsın. Çünkü biz yanınızdayız. Arkanızda, sağınızda ve solunuzdayız. Hem yarın yüzümüze nasıl bakacaksınız. O yüzden siz zannetmeyin. Biz şurada medrese ve dernek açtık. Siz açmadınız. O şehitler sizin elinizden tuttu. Onların vesilesiyle ayakta duruyoruz. Rabbim boynumuzu eğmesin." ifadelerini kullandı.
"Kudüs'ü Birleşmiş Milletler değil, ümmettin birleşmiş yürekleri ancak kurtarabilir"
Bölge alimlerinden Kudüs konulu bir konuşma yapan Molla İbrahim Akar ise "Bunu unutmayın. Kudüs ve Mescid-i Aksa bir akide davasıdır. Bir Arap sorunu değildir. Bir Filistin sorunu hiç değildir. Kudüs, bu ümmetin sorunudur. Bu ümmetin namusudur. Ama maalesef bugün ümmet olarak aklımız, ahlakımız ve adaletimiz gitti. Yeniden kendimize gelmemiz lazım. Ve şunu unutmayacağız. Kudüs'ün özgürlüğü ümmetin özgürlüğüdür. Biz, kendimizi inşa etmezsek bile inanın Kudüs haberimiz olmadan zaten bizi inşa ediyor. Bizi ıslah ediyor. Kudüs bir elek gibi ayırıyor. Bugün Kudüs noktasında, Kudüs herkesi inşa ediyor. Vallahi Kudüs; kalleşleri, kahpeleri, iki yüzlüleri, kuklaları, kirli elleri ve yüzleri ifşa ediyor. O halde bize düşen Kudüs'ü kurtarmaya gitmeden önce, bu ümmet olarak tek ses, tek yürek, tek yumruk ve tek saf olup Kudüs şahitliğimizi sürdürmektir. İşte o zaman Kudüs, siyonist işgalci israilin başkenti değil, mezarı olduğunu göreceğiz inşallah. Çünkü sorunu, unutmayın! Birleşmiş Milletler çözemez. Bu ümmetin birleşmiş yürekleri ancak Kudüs meselesini çözebilir. Uluslararası toplantılarda kalkan eller değil, ümmetin sıkılmış yumrukları ancak Kudüs'ü kurtarabilir. Sakın Kudüs'ü unutmayalım. Unutmak vallahi ihanettir. Kudüs için daha çok çırpınmamız lazım. Çünkü Kudüs bizim adımızdır, andımızdır, ahdimizdir, aşkımızdır, davamızdır, dersimizdir ve en önemlisi duamızdır." şeklinde konuştu.
Program, yapılan dua ile sona erdi.
İLKHA